Hungarikumlar: Kovan kayaları (Kaptárkövek) ve Bükk bölgesindeki taş oyma kültürü

Macaristan’ın kuzeyinde, Bükk dağlarından güneye doğru kalan Aşağı Bükk bölgesi, Alföld ovası ve kuzeydeki dağlar arasında bir geçiş bölgesi oluşturur. Küçük vadilerle, derelerle birbirinden ayrılan bu tepelik bölge işte Kovan kayaları denen bu esrarengiz oluşumların da bulunduğu bölgedir. Doğa tarafından biçimlendirilen bu konik biçimli kayalar daha sonra insanlar tarafından işlenmişlerdir.

Bu bölgede yaşayan insanlar yüzyıllar içinde bu oluşumları çok yönlü olarak kullanmayı da öğrenmişlerdir. Aşağı Bükk bölgesinin bu kayalıklarında içleri bir kovan gibi oyulmuş bu taşların yanı sıra daha büyük, bir mağara gibi, ya da mahzen gibi oyulmuş kayalıklar da bulunmaktadır. Taş oymacılığın çok eski bir kültürün izleri olarak bugüne kadar geldiği bu bölge 2016 yılında Hungarikumlar listesine dâhil edilmiştir.

Kovan kayalıkları adındaki bu oluşumlar Macaristan’da geniş bir arazi üzerine yayılmışlardır. 56 bölgede bir şekilde içi oyulmuş 564 kayalık bulunmuştur. Pilis bölgesinde, Buda tepelerinde, Balaton gölü bölgesinde ve Vertes’de de vardır. Ancak bu kayaların üçte ikisi Aşağı Bükk bölgesinde ve özellikle de Szomolya, Cserépvár, Eger civarındadır.

Kovan biçimindeki bu oyuklar genellikle güçlü bir yapıya sahip, ama içi kolayca oyulabilen kayalarda hazırlanmıştır. Genellikle de dolamit, kireç taşı ya da volkanik kalıntı kayalardır bunlar. Aşağı Bükk bölgesindeki bu kayalıklar volkanik bir geçmişe sahiptirler. Zamanla doğal etkilerle konik biçim alan bu kayaların dış kısmı sert kaldığı için belli bir şekil oluştururlar. Ama yıpranma zamanla ilerler.

Bu kayalara oyulan kovuklar genellikle 60 cm yüksekliğinde, 30 cm eninde  ve 25-30 cm boyundadırlar. Yekpare bir kovuk olarak oluşturulan bu oyuklara civarında delikler de bulunmaktadır. Bu bölgelerde kovuklar üzerinde yapılan araştırmalar kovukların belli zamanlarda daha yoğun olmakla birlikte 5. yüzyıldan 16. yüzyıla kadar uzanan geniş bir zaman diliminde açıldıklarını göstermektedir.

Halkın “kolektif hatırası” da artık bu kayaların neden oluşturulduğu hususunda bir bilgiye sahip değil. Bazı tezlere göre hristiyanlığın kabulü sırasında isyan eden bazı Pagan kavimlerin liderlerinin külleri bu kovuklarda ebedi istirahata bırakılmışlardır. Yine bazı görüşlere göre ise bunlar Osmanlı zamanında bazı zenginlerin hazinelerini saklamaları için hazırlanmış gizli bölmelerdir. Yine bazıları da kovan kayaları adı verilen bu kovukların gerçekten de adı üzerinde arıcılıkta kullanıldığını iddia ederler. Ancak bu sonuncu tezin haklı olma ihtimali azdır, çünkü bölgede meteoroloji koşulları buralarda daimi arıcılık yapmak için elverişli görünmemektedir.

Bu tezler içinde en akla yakın olan bu kovukların kültürel ya da dini geleneklere bağlı olarak oluşturulduğu görüşüdür. Bazı tezler bunların Hun Macar kahramanlarının mezarları olduğunu öne sürer. Ama bu mezarlar Avar kavmine ait de olabilir. Çünkü benzer oluşumlar yine Avarların yaşadığı Bulgaristan’ın Rodope bölgesinde de vardır. Pagan kavimlerin kendi simge ve sembollerini yerleştirdikleri ve tanrılarına adaklar sundukları yerler de olabilir. Bazı kovuklarda kurban ve adak yeri gibi oluşturulan minik düz alanlar da bu ihtimali kuvvetlendirmektedir. Ancak tezlerin hiç biri arkeologlar tarafından bugüne kadar kesin bir şekilde onaylanmamıştır. Bu kayaların insanı ürperten esrarı bugüne hala  sürmektedir.

Aşağı Bükk bölgesi pek çok bakımdan aslında Akdeniz atmosferine sahiptir. Mimari açıdan bölge insanları da yontmaya elverişli taşları konut yapımında kullana gelmişlerdir. Bu tür taşlar sadece evlerde değil, bahçe duvarlarında, köprülerde, mezarlıklarda, kilise yapımlarında tarih içinde hep kullanılmıştır. Hatta bu tür kayalıklar içinde açılan büyük ocaklar mahzen ya da mağara konut olarak da kullanılmıştır. Bazı yerlerde bu tür mağara konutlar birkaç katlı olarak hazırlanmıştır. Geçmiş dönemlerin bu tür mekânlarından bazıları hala ambar ya da ahır olarak hizmet vermektedir.

Bu mekânlardan bir kısmı o kadar büyüktür ki, aynı anda yüzlerce koyunun sığabileceği ahırlar olarak da kullanılmaktadır. Volkanik kayalardan oyulan bu mağaralar bu bölgedeki pek çok yerleşim bölgesinde görülebilir. Bunlardan bazılarının yüz ölçümü 200 metre karenin de üzerindedir.

İşte bu doğal özellikler bölge halkının kültüründe taş oymacılığının özel bir zanaat dalı olarak gelişmesini sağlamıştır. Bu ise ülkede sadece bu bölgeye özel olan bir “taş mekânlar dünyasını” ortaya çıkarmıştır.

 

Türkinfo

Macaristan Ankara Büyükelçiliğinin desteğiyle hazırlanmıştır.