Ünlü Macarlar: József Pulitzer – Dünyanın en saygın gazetecilik ödülünün ardındaki Macar

Tarihin en tanınmış Amerikan gazetecilerinden olan József Pulitzer, aynı zamanda adını en saygın gazetecilik ödülüne veren şahsiyettir. Ancak József Pulitzer’in bir Macar olduğu çok bilinmez. 

József Pulitzer (Wikimedia Commons)

Macaristan’ın güneyindeki Mako şehrinde 1847 yılında doğan ve Yahudi asıllı bir Macar olan József Pulitzer varlıklı bir aileye mensuptu. Ancak babasının 1858’deki ölümünden sonra ailenin mali durumu kötüleşmişti. Ticaret okuluna giden József Pulitzer’in rüyalarını “asker olmak” süslüyordu. Maceraperest bir mizaca da sahipti, ama fiziki ve sağlık durumu ise kötüydü. Miyop gözleri ve zayıf akciğerleri nedeniyle askerlik şubelerinden sürekli “askerlik için uygun değildir” yanıtı alıyordu. Ancak o yıllar savaşların birbirini takip ettiği yıllardı ve dolayısıyla şiddetle askere ihtiyaç vardı. Sonunda 1864’de, yani 17 yaşındayken József Pulitzer Almanya’nın Hamburg şehrine gitti, ve gönüllü olarak Amerikan ordusuna yazıldı.

József Pulitzer Amerikan iç savaşında Kuzeylilerin ordusundaydı. New York Süvari birliklerindeydi, ama fiilen cepheyle tanışmadan savaş sona erdi. On aylık askerlik sona erdiğinde bir sürü işe girdi çıktı: yapı işçiliğinden mezar bekçiliğine, arabacılıktan gündelik işçiliğe kadar birçok işte çalıştı. Ancak iyi Almanca bilmesi nedeniyle sonunda o dönemde Amerika’da yaşayan Almanların başkenti sayılan St Lois’e yerleşti ve Almanca bir gazete olan Westliche Post gazetesinde çalışmaya başladı.

József Pulitzer, kendine özgü bir üslup geliştiren bir gazeteci olarak dikkat çekmeye başladı. Haberleri ve yorumları çok açık ve eğlendirici bir üslupla kaleme alıyordu. Ve habercilikte “objektif olmak” gibi, o dönemde hiç uyulmayan bir ilkeye dikkat ediyordu. O dönem haberlerde taraflı olmak modaydı. Gazeteciler kendi dünya görüşüne göre haber yapar, ve okurlar da mizaçlarına uyan gazeteleri satın alırlardı.

Pulitzer sevilen yazılarıyla ünlenirken, çalıştığı gazetenin sahibi ise yaptığı işten anlamayan bir işadamı olunca, bir süre sonra József Pulitzer için bir fırsat doğdu. 1872’de  satılığa çıkarılan gazeteyi yatırımlarıyla almayı başardı. Hatta 6 yıl sonra St. Louis diğer günlük gazetesi olan St. Louis Dispatch’ı da satın aldı ve bu iki gazeteyi birleştirdi.

Aradan geçen yıllar József Pulitzer’in gazetesinin tirajını ve aynı zamanda servetini arttırdığı yıllardı. Ama onun için hayatının dönüm noktası henüz gelmemişti. Bu olay 1883 yılında gerçekleşecekti. József Pulitzer 1883’de New York World gazetesini satın aldı ve New York’a taşındı. Yılda 40 bin dolar zararı olan bir gazeteyi satın almak riskli bir karardı, ancak József Pulitzer gazetecilikten anlıyordu. Günde 15 bin tirajı olan gazete 10 yıl içinde tirajını 600 bine çıkardı ABD’nin en çok satan gazetesi haline geldi!

József Pulitzer 1883’de New York World gazetesini satın aldı (Kaynak: Harvard Business Review)

József Pulitzer New York World’da pek çok yenilik getirmişti. Bunlardan biri: araştırmacı gazetecilikti. Yine resimli haberler ve spor sayfası da yenilikler arasındaydı. Muhabirleri siyasi skandalları, yolsuzlukları araştırıyor ve uzlaşmaya da asla yanaşmıyordu. Haber doğruysa, ne olursa olsun yayınlanıyordu. Skandallar ve senzasyonlara dayalı yayıncılık aslında bir tür bulvar yayıncılığın da öncüsüydü. Daha sonra bu tür bulvar yayıncılık New York Journal’da devam edecekti.

Pulitzer son derece zor bir kişiliğe sahip olan ve bünyesi zayıf bir insandı. Ancak birçok iyi işe arka çıkması ve hayır işlerine girmesi toplumsal anlamda onu sevilen biri haline getirmişti. Mesela New York şehrinin sembolü haline gelen Özgürlük heykeli için başlatılan yardım kampanyasında onun yazdığı makalelerin rolü çok büyüktü. 1880’li yıllara gelindiğinde kariyerinin doruğuna ulaşmıştı. Ancak bu yıllar aynı zamanda onun meslekten çekileceği yıllar da olacaktı.  Ağırlaşan göz hastalığı ve ruhsal durumundaki bozukluklar nedeniyle 1887’de aktif gazeteciliği bıraktı.  Geri plandan medya imparatorluğunu idare etmekle yetindi. Hayatının geri kalan kısmını lüks yatında, yarı kör ve depresyonlar içinde geçirdi.  29 ekim 1911’de 64 yaşında hayatını kaybetti. Bronx Woodlawn mezarlığına defnedildi.

József Pulitzer Amerika’da bugün bağımsız ve tarafsız yayıncılığın atası olarak tanınır. 1892 yılında Columbia Üniversitesinde bir gazetecilik bölümünün kurulması için büyük bir fon yaratmıştı. Ölümünün ardından da bu üniversite her yıl onun adına bir ödül dağıtmaya başladı. Pulitzer ödülü Amerikan gazete ve dergilerinde çalışan gazeteciler için, o yıl yayınlanan en güzel fotoğraf veya yazılan en iyi makalenin sahiplerine verilir. Daha sonda Pulitzer ödülü edebiyat, dram ve müzik dallarında da verilmeye başlanmıştır.

Türkinfo

Macaristan Ankara Büyükelçiliğinin desteğiyle hazırlanmıştır.