Pal Fodor, “Kızıl Elma” İncelemesi

Bu makaleyi 10 dakikada okuyabilirsiniz

Hazırlayan: Eda Öner

Pal Fodor, Kızıl Elma, ter. Özgür Kolçak, Yeditepe Yayınevi, İstanbul, 2020, 456 sayfa, ISBN: 978-605-7800-63-3  

Kızıl Elma, Pal Fodor’un kariyerinin ilk 20 yılında yayınlamış olduğu makalelerin bir derlemesidir. Eser 2000 yılında “In Quest of the Golden Apple: Imperial Ideology, Politics and Military Administration in the Ottoman Empire” adı ile İngilizce bir makale koleksiyonu olarak yayınlamıştır. Eserin Türkçe versiyonunun editörlüğü Prof. Dr. Erhan Afyoncu yapmış, çeviriyi ise Dr. Özgür Kolçak hazırlamıştır. 11 makaleden müteşekkil kitapta konu bakımından kronolojik bir sıralama tercih edilmiştir. Konular Osmanlı Devleti’nin siyasi, askeri ve iktisadi meseleleri ile ilgilidir. Tercümenin özenli biçimde hazırlandığı söylenebilir zira çeviride kullanılan kelimelerin ustaca seçildiği görülmektedir. Makale derlemesi olması nedeniyle kitapta bibliyografya bulunmamaktadır ancak dipnotlardan anlaşıldığı üzere Pal Fodor Macarca, Osmanlıca başta olmak üzere birçok arşiv belgesini ve diğer birincil kaynakları kullanmıştır. 

Kısa bir önsözden sonra ilk makale Osmanlı tarihyazımında önemli yeri olan Ahmedî ile ilgilidir. “Osmanlı Tarihinin İlk Kaynaklarından Ahmedî’nin Dâsitân’ı” başlıklı makalede Fodor, Dasitanla ilgili görüşleri değerlendirdikten sonra Dasitan’ın Osmanlı hanedanının siyasi amaçlarına hizmet eden bir edebi eser olduğu neticesine varmaktadır. 

Yazarın 1983’te kaleme aldığı “15-17. Yüzyıl Osmanlı Hükümdar Aynalarında Devlet ve Toplum, Buhran ve Reform” başlıklı makalesi nasihatname literatürüne katkı sağlamaktadır. Osmanlı öncesi nasihatnamelerle ilgili genel bilgi verilmiş sonrasında Osmanlı dönemi nasihatnameleri üzerinden devlet ve toplum anlayışı üzerine tespitlere yer verilmiştir.

Makale esasen kitaba ismini veren kızıl elma ideolojisi ile doğrudan alakalı 3 makalenin ilkidir. “Osmanlı Fetih İdeolojisinde Macaristan ve Viyana: Tarih-i Beç Kralı (17.Yy)” isimli makale, “Tarih-i Beç Kralı” hikayesi ile başlar. Bu noktadan hareketle Fodor, Osmanlıların Macar topraklarına bakışını irdelemektedir. Osmanlı fetih anlayışında kızıl elma kavramının neyi ve nereyi ifade ettiği net olarak bilinmemektedir. Fodor’un görüşü ise Osmanlılar için kızıl elmanın fethetmek istedikleri en uzak noktayı ifade ettiği yönündedir. Bir zamanlar İstanbul kızıl elma iken fetihten sonra Macaristan sınırları, Budin kızıl elmayı temsil eden yerler haline gelmişti. Tarih-i Beç Kralı hikayesinde öne çıkan Viyana vurgusu yeni kızıl elmanın Viyana olabileceğini göstermektedir Viyana kızıl elma ise ona erişmenin yolu Macar topraklarını ilhak etmekten geçiyordu. Bu nedenle kızıl elma sürekli değişen, askeri anlamda motivasyon sağlayan bir mefhum olabilir. Kızıl elma mefhumunun kaynağı tartışmalıdır. Yazar, “Bizans efsanesi mi Türk efsanesi mi?” sorusunun cevaplarını değerlendirmiş, Kızıl elma anlayışı ile ilgili yazılmış eserlerin eleştirisini makalenin ek kısmında sunmuştur. 

Pal Fodor’un, Kızıl elma ideolojisini Macarların gözünden ele aldığı 4. makalenin başlığı şu şekildedir: “Macarların Gözünden” Türkler: Apokaliptik Gelenek ve Osmanlı-Macar Bağlamında Kızıl Elma Efsanesi”. Macarlar, 14.yy’dan beri Osmanlıların kendileri için bir tehlike arz ettiğinin farkına varmışlardı. Özellikle Mohaç Zaferinden sonra pekişen Osmanlı tehlikesi bir kıyamet alameti olarak görülüyordu. Macar apokaliptik geleneğine göre Osmanlılar kıyamete yakın ortaya çıkacak olan deccal idi. Macarlar günahları nedeniyle Tanrı tarafından cezalandırıldıklarını düşünüyorlardı. Kitabın özellikle bu kısmının oldukça ilgi çekici olduğunu belirtmek gerekir. Fodor, Macarların bu inanışa karşı Osmanlılar ile savaşırlarsa Tanrı’nın onlara merhamet edeceğini başlarındaki musibetin yok olacağını düşündüklerini ifade etmektedir. Yazar bu bağlamda Macar-Osmanlı mücadelesinin soyut arka planını gözler önüne sermektedir. Yazar makalenin son kısmında, kızıl elma efsanesinin Macarlar tarafından ne şekilde anlaşıldığı, Osmanlı versiyonu ile benzerliklerini ele almaktadır. Pal Fodor, Macarlar ile Osmanlılar arasındaki ideolojik sınırın sanıldığı kadar katı olmadığını sonucuna varmıştır. Makale, bir önceki makale ile birlikte okunduğunda karşılaştırmalı bir anlatım örneği teşkil eder. 

Macaristan–Osmanlı mücadelesinin detaylarına yer verilen “Macaristan’a Yönelik Osmanlı Siyaseti, 1520-1541” makalesi aslında yazarın “Magyarorszag es a török hoditas” isimli çalışmasının kısaltılmış halidir. Fodor, Osmanlıların Macaristana yönelik siyasetini, Kanuni Sultan Süleyman devri özelinde incelemektedir. Burada esas soru Macaristan’a yönelik stratejinin niteliği hakkındadır. Dönemin siyasi olayları ve arşiv belgeleri ışığında bir incelemede bulunan yazar, Osmanlıların Macaristan’a yönelik siyasetinde bir plan program olmadığını öne sürmektedir. Pal Fodor’a göre; nihayetinde Osmanlılar, Viyana’ya ulaşamamalarının yanı sıra Macar topraklarından da harcanılan enerjiye kıyasla oldukça az kazanç elde etmişlerdir.  

Devamı