Kalabalıklar içinde tek başına

Bir zamanlar Macaristan entelektüel hayatına damgasını vuran Ferenc Karinthy, 1970 tarihli romanı ‘Epepe’de, bindiği uçakta uyuyakalıp bilinmeyen bir şehirde gözlerini açan dilbilimcinin yaşadığı çaresizliği anlatıyor. Baştan sona hem kaygılanarak hem eğlenerek ama her durumda merakla okunan bir hikâye anlatmış Karinthy.

Ferenc Karinthy, 1921 yılında Budapeşte’de doğmuştu. Dünyaca ünlü yazar Frigyes Karinthy ile psikiyatr Aranka Böhm’ün oğlu olarak entelektüel bir ortamda büyüdü. Annesi Aranka Böhm 1944’te Auschwitz Toplama Kampı’nda katledildi. Ferenc Karinthy, Budapeşte’de Pázmány Péter Üniversitesi’nde dilbilim üstüne doktora yaptı. 1947’de aldığı bursla eğitimini Fransa, İsviçre ve İtalya’da sürdürdü. Uzun yıllar sutopu oyunculuğu yapmanın yanı sıra Budapeşte’de birçok tiyatroda dramaturg olarak çalıştı ve İngilizce, Yunanca, İtalyanca, Almancadan çeviriler yaptı. Hayatı boyunca romanları ve oyunları başta olmak üzere pek çok eser vermiş olsa da en çok ses getireni ‘Epepe’ (1970) romanı oldu. Bazı romanları ve senaryo çalışmaları sinemaya uyarlandı. Ayrıca yaptığı çevirilerle de Macar edebiyatının uluslararası alanda tanınmasına katkı sağladı. 1992 yılında Budapeşte’de öldü.

BU BİR KÂBUS OLMALI
Roman kahramanı Budai, orta yaşlarını geçmiş, Budapeşte’deki evinde karısı, köpeği, arkadaşlarıyla -belli ki- sade bir hayat sürdüren bir dilbilimci. Helsinki’de düzenlenen kongreye giderken tanışıyoruz onunla; uçakta uyuyakaldığı için aktarma yapamamış, kendisini bilinmeyen bir şehirde bulmuş haldeyken… Havaalanı servisi tarafından büyük bir otelin önünde indirildiğinde biraz şaşkın ama -henüz- paniğe kapılmış değil. Otelin resepsiyonunda çalışanların hiçbiri İngilizce, Almanca, Rusça, Fransızca gibi yaygın dilleri bilmiyor ama Budai beden diliyle de olsa anlaşma sağlıyor. Yanındaki seyahat çeki karşılığında bilmediği ülkenin değerini hesaplayamadığı paralarını alıp odasına yerleşiyor. Ertesi gün sorunun hallolacağından ve Helsinki’ye ulaşacağından hiç şüphesi yok. Ne var ki ertesi gün işler daha da sarpa saracaktır:
“Lobi hâlâ kalabalıktı, çarpma kapıya ulaşana kadar itişip kakışan insanlar arasında kendine yol açması gerekti. (…) Herkes telaş içinde, aceleyle birbirine dirsek atarak, birbirini ittirerek bu arbedede koşturuyordu, yanı başında kendine yol açarak ilerleyen eşarplı yaşlı bir kadın bileğine sıkı bir tekme savurduğu sırada yandan da kürekkemiğine darbe aldı. Caddedeki arabalar da tıkanmış trafikte gıdım gıdım ilerleyebiliyordu, üst üste yığılmışlardı, yayalara karşıdan karşıya geçme şansı tanımıyor, motorları bağırtıp kornalara abanıyorlardı. Her türden taşıt görmüştü; arabalar, kamyonlar, devasa nakliye araçları, troleybüsler, otobüsler, ne var ki memleketten ya da başka yerlerden tanıdığı markalardan henüz bir tanesi bile gözüne çarpmamıştı.”

Devamı hurriyet.com.tr

Kaynak: kitapyurdu.com
Çevirmen:Sevgi Can Yağcı Aksel
Yayın Tarihi:31.05.2023
ISBN:9786057643995
Dil:TÜRKÇE
Sayfa Sayısı:240
Cilt Tipi:Karton Kapak
Kağıt Cinsi:Kitap Kağıdı
Boyut:13 x 19.5 cm