Hungarikumlar: Pécs şehrindeki eski Hrıstiyan Mezarlığı

Şehrin merkezindeki bu antik mezarlık ve mezarlığa bağlı diğer anıtlar 2000 yılında UNESCO dünya mirası listesine dahil edildi. Bu bölgenin önemi, antik mezar alanının Macaristan’dan bu listenin kültür tarihi kategorisine giren tek yer olmasıdır. BU mezarlar Roma dönemine aittir ve de arkeoloji ve kültür açısından çok önemlidirler.

Macar kavmi Karpat havzasına yerleşmesinin ardından yaklaşık 100 yıl kadar sonra Hıristiyanlığı kabul etmiştir. O zamana kadar da bu bölgede yaşayan eski Hrıstiyan anılar da silinip gitmiştir. Pécs şehrinde kilisenin kardinallik merkezi oluşturulurken, şehrin dinsel anlamda da hala önem taşıyan bölgesinde mezarlık yakınlarında bir yer merkez olarak seçilmiştir.

Macar kavminin Karpat havzasına geldiği tarih IX. yüzyıl dolaylarındadır. Asya kökenli göçebe bir halk olan Macarlar yüzyıllar boyunca göç etmişlerdir. Elbette o yıllara dair yazılı kayıtlar bulunmaması nedeniyle net bilgiler elde edilememektedir. Ancak XIII. yüzyıldan kalan Gesta Hungarom (Macarların hayatı) adlı eser ve de arkeolojik kazılardan çıkan kalıntılar Macarların eski dininin Şamanizm olduğunu kanıtlamaktadır. “Tengri” inancı, Hunlar, Türkler, Moğollar ve Kazarlar arasında olduğu gibi Macarlar arasında o dönemde kabul görmektedir. Bu inancın işaretleri bugün kullanılan dilde de hala mevcuttur.

Macarlar Hıristiyanlığı  Kağan Géza döneminde kabul etmişlerdir. Ve onun oğlu olan Aziz Istvan ise resmen ilk Macar kralıdır ve Macar devletinin kurulması da onun tarafından gerçekleştirilmiştir (1000 yılı civarında). Hıristiyanlığın kabul edilmesiyle Géza Hrıstiyan Avrupa’da Macarlar için güvenli bir ortam sağlamaya çalışmıştır. Onun döneminde Macaristan’da Batı tipi Hrıstiyan dinsel örgütlenme, yani kiliselerin yaygınlaşması başlamıştır. Ancak bu süreci resmi bir devlet yapılanmasına dönüştüren, eski göçebe devlet geleneklerinden dönemin gereklerini yerine getiren modern devlete dönüştüren Aziz Istvan’dır. Kendisi 1001 yılında taç giymiş, resmen kral ilan edilmiştir.

Sekizgen Mağara

Pécs şehrindeki kardinallik merkezi 1009 yılında oluşturulmuştur. Ancak bu şehir eski Roma döneminde de adı Sophiane olarak anılan güçlü bir Hıristiyanlık merkezi olmuştur. Bu kent o yıllarda Valeria adındaki Roma eyalet merkezidir. En parlak dönemini MS 4 yüzyılda yaşayan şehirde o dönemde çok gelişmiş bir Hrıstiyan kültürü bulunmaktaydı. Ancak daha sonraki yüzyıllarda bölgeye Asya’nın derinliklerinden dalga dalga gelen göçler bu şehirdeki gelişmiş kültüre de son vermiştir. Yani Macarlar bu bölgeye geldiklerinde şehirde artık bir Hrıstiyan topluluğu bulunmamaktaydı, ancak şehirde geçmişten kalan diğer anıtlar olduğu gibi eski mezarlık da daha ayaktaydı. Bu mahallelerde mezarlıklar etrafında bir oturum alanı da oluşmuştu.

Ülkenin kalan en eski freski bu mezarlıktaki Peter ve Paul mezar mağarasında bir inşaat esnasında 1780’de bulunmuştur. İnsan eliyle inşa edilen bu mezar mağarasının kuzey tarafındaki duvarda İsa’nın havarilerinden Peter ve Paul’un freski vardır. O dönemlerde Hrıstiyan kültüründe tanrının tasviri yasaktı. Bu nedenle “tanrının oğlu İsa” da tasvir edilemezdi.  İsa bu yüzden bazı sembollerle tasvir edilmiştir.  Mezarın duvarları İncil’den enstantanelerle süslenmiştir. Mağaranın tavanında ise cennet tasvirleri vardır.

Peter ve Paul mezar mağarası

Korsos (testili)  Mağara  adı mezar da 1700’lü yıllarda keşfedilmiş, ancak 1860’da kayıt altına alınmıştır. Bu mağaralar arasında XX yüzyılda keşfedilenler de vardır. 1913-1914 yıllarında Peter Paul mağarasını korumak için gerçekleştirilen inşaat esnasında III. ve IV. Numaralı mağaralar ortaya çıkmıştır.  Sonra da Sekizgen Mağara bulunmuştur. 1922 ve 1927 yılları arasında da 4 mağara daha keşfedilmiştir.

Korsos (testili) Mağara

1975-76 yıllarında bu mezarlar restore edilmiş ve bunlardan biri ilk olarak o yıl ziyaretçilere açılmıştır. İlerideki yıllarda bu antik Hrıstiyan Mezarlığı bir taraftan restore edilirken, bir taraftan da yeni mezarlar keşfedilmiştir.

Pécs’deki ünlü Katedralin yakınlarındaki bu mezarlık bugün artık dünya kültür mirasının parçasıdır. Yüzlerce küçük mezar ve onlarca büyük mezar mağarası bulunan alan sadece kültür mirası açısından değil, bilim açısından da çok önemlidir.

Türkinfo

  Macaristan Ankara Büyükelçiliğinin desteğiyle hazırlanmıştır.