Ünlü Macarlar: Mihály Munkácsy – Marangoz kalfalığından dünyaca tanınan ressamlığa

Dünyada en çok tanınan, en ünlü Macar ressamıdır. Macar ulusal resim sanatını başlatan kişi olarak da bilinir.

Mihály Munkácsy (Wikimedia Commons)

Bugün artık Ukrayna topraklarında kalan Munkács şehrinde 1844 yılında dünyaya geldiğinde adı Lieb Mihály idi. Etnik olarak daha sonraları Macarlaşan Alman azınlıktan gelen bir ailedendi. Memur olan babası genç yaşta ölünce 1852’de beş kardeşiyle birlikte yetim kalmıştı. Küçük Mihály Doğu Macaristan’daki Békéscsaba şehrine, annesinin dayısının yanına gönderildi. Ancak orada akrabaları çok yetenekli olmadığını düşündükleri çocuğu lise yerine, ilkokulun ardından marangoz çıraklığına vermişlerdi.

Çıraklık dönemi çok acılıydı. Aç bırakılıyor, eziyet ediliyor ve dayak atılıyordu. Küçük Mihály ise sessiz bir şekilde katlanıyordu. Bu koşullarda altı yıl çıraklık yaptı. Çıraklıktan kalfalığa terfi ettiğinde bugün artık Romanya topraklarında bulunan Arad şehrine gitti. İlk resimlerini burada yapmaya başladı.  Bir hastalık döneminde büyük dayısının yanına geri döndü ve işte tesadüfen karşısına çıkan ve ilk resim derslerini alacağı profesör Elek Szamossy ile de o zaman karşılaştı.

Bu buluşma hayatında dönüm noktasını oluşturacaktı. Marangozluk işini bırakıp resim yapmaya başladı. 1863 yılında Budapeşte’ye taşındı ve soyadını da Macarlaştırıp Munkácsy adını aldı. 1867 yılında bir devlet bursu bulup Münih’e gitti. Ardından da Paris’e taşındı. İlk resimlerinin konusu eski hayatıydı. İşte kendisine ilk ünü getiren “Esneyen çırak” adlı tablosunu 1868’de çizdi.

Kendisine ait tarzı da oluşmaya başlıyordu. Çok duygusal ve bakanı çok etkiyen resimlerinden olan“ölüm mahkûmları” kompozisyonu 1869’de ortaya çıktı. Tamamen Macaristan’a ait özellikler taşıyan bu resim 1870 yılında Paris’teki sergide altın madalya ödülüne layık görüldü. Bu başarısı üzerine Munkácsy Paris’e tamamen yerleşmeye karar verdi ve 1896 yılına kadar da orada yaşadı.

Artık ünlü olan ressam temalarını halkın hayatından seçiyordu. Ancak 1873 yılında Kont De Marches’ın dul karısıyla evlendi. Böylece Paris’in elit ve aristokrat sosyetesine de adımını atmış oldu. Resimleri artık astronomik rakamlarla satılıyordu. Bir zamanların açıklık ve yokluk çeken çırağı artık çok zengin bir sanatçıydı. Paris’te kendine bir köşk satın aldı.

Ressamın köşkü Paris entelektüellerinin her hafta bir araya geldiği bir mekana dönüştü. Bu dönemde manzara resimleri yapmaya başladı. “Plein air” tarz resimleriyle ün saldı. Ancak portreleri de ilgi uyandırıyordu.

En ünlü kompozisyonları da bu dönemde doğdu. Üç tablodan oluşan İsa adlı eserinin ilk iki tablosu arka arkaya bu yıllarda ortaya çıktı. Bunlardan “İsa Platus’un önünde”  1881, “Golgota” 1884 tarihini taşır. Bu üçlünün son eseri olan “Ecce homo” ise 1895’de hazırlanmıştır. Bu tablolar o kadar ünlüdür ki, ilk iki eser sergilendiğinde, Sergi sarayının önünde uzun kuyruklar oluşmuştur.

Mihály Munkácsy: İsa Platus’un önünde, 1881 (Wikimedia Commons)
Mihály Munkácsy: Golgota, 1884 (Wikimedia Commons)
Mihály Munkácsy: Ecce homo, 1895 (Wikimedia Commons)

Bu tabloların hazırlanmasında sanatçı romantizmi ve realizmi aynı anda uygulamıştır. Golgota’nın çizimlerinde sanatçının kendini bir çarmıha gerdirip fotoğraflar çektirdiği ve daha sonra çizimlerinde bu fotoğrafları kullandığı söylenir. Çok büyük ebatlı olan bu tablolar bir Amerikan sanatsever tarafından satın alınmış ve çok uzun bir süre bu üçlü aynı anda hiçbir yerde sergilenmemiştir. Üç tablonun sanatseverlerin önüne aynı anda çıkabilmesi için aradan yüz yılın geçmesi gerekmiştir. 1995’de tablolar Macaristan’ın Debrecen şehrinde Déri Galerisinde düzenlenen bir sergide ziyaretçilere açılmıştır.

Ressam 1880 yıllarından itibaren yüzyılın en yaygın hastalıklarından olan frengiye yakalanmıştır. Bu nedenle de yaratıcı sanatsal çalışmalarının temposu süratle azalmıştır. Bu dönemin en önemli eserlerinden biri o yıllarda inşa olunan görkemli Macar parlamento binasında hazırlanan devasa  “Macarların Yurt tutma” tablosudur. Ressam 495 x 1855 mm ebatlarındaki yağlıboya tablosunda görünen tarihi kahramanların yüzlerini dönemin siyasetçilerinden seçmiştir.

1896’dan itibaren hastalığı ağırlaşmıştır. Bu hastalığa bağlı olarak zihinsel sağlığı da tehlikeye girmiş ve hayatının son yıllarını hastane ve sanatoryumlarda geçirmiştir. Bu dönemde Paris’teki köşkü de borçları nedeniyle satılmıştır. 1900 yılında 57 yaşındayken Almanya’daki bir hastanede vefat etmiştir.

Mihály Munkácsy Macar ulusal resim satının tartışmasız en çok tanınan ismidir. 2005 yılında Macar Ulusal Galerisinde açılan Munkácsy sergisi, galerinin gelmiş gelmiş en çok ziyaret edilen sergisi olmuştur. Eserleri açık arttırmalarda en yüksek değere ulaşan Macar ressamıdır. 2003 yılında “Tozlu yol” adını verdiği eser bir Macar galerisinde bir milyon dalara satılmıştır.

Türkinfo

Macaristan Ankara Büyükelçiliğinin desteğiyle hazırlanmıştır.