Salgın nedeniyle “bir bahçeden bir bahçeye” geçemeyen Hasan Şimşek’in öyküsü

Avusturya’da yaşayan, ama Macaristan’da bağı bahçesi olan Hasan Şimşek Covid salgınından en yakından etkilenenlerden biri. Yok, hastalığa yakalandığı için değil,  salgın nedeniyle sınırlar kapatıldığı, çok alıştığımız özgürlüklerimiz hoyratça, ama zorunlu bir şekilde elimizden alındığı için.  Çünkü Macaristan sınırlarını kapatınca Hasan Şimşek de çok sevdiği bahçesine gelemez oldu.

Bu öykü bir yandan sevdiği topraktan mahrum olan bir insanı anlatıyor. Ama bir yandan da Avrupa Birliği’nde sınırların nasıl ortadan kalktığını, kıtanın nasıl usulca tek bir ülkeye, ülkelerin de birer şehre dönüştüğünü gösteriyor. İnsanlar komşu ülkelerden mülk satın alabiliyor, günü birlik seyahat edebiliyorlar. Sınırların işlevlerini kaybettiği bir dünyanın ortaya çıktığını, Covid nedeniyle sınırlar tekrar kapatılınca fark ediyoruz.

Nâzım Hikmet’in Macar Toprağı şiirinde dediği gibi “bir bahçeden bir bahçeye geçer gibi…”  Avusturya’daki evinden Macaristan’daki bahçesine gidip gelirken salgın yasaklarıyla karşılaşan Hasan Şimşek’le röportaj yaptık.

Nerede doğdunuz ve nerelerde yaşadınız?

Yozgat Şefaatli’de doğrum, Avusturya’dayım şu an Viyana’da, bir dönem Macaristan’da yaşadım. Eşim iki kızım ve eşimin iki kızı Viyana’da yaşıyoruz, bir kızım da İstanbul’da veteriner.

Yurtdışında çalışmaya ne zaman başladınız, hangi şartlar altında çalıştınız?

1979 yılında Avusturya’ya geldim sonra 2000 yılında Macaristan’a gittim biraz tekstille uğraştım ve ilk Türk marketini açtım. Macaristan ekonomik krizinden sonra 2011 yılında Viyana geri geldim. Macaristan dışında hep çatı ustası olarak çalıştım.

Macaristan’da bir arazi alıp tarım yapmak nasıl aklınıza geldi?

Budapeşte’de yanımda çalışan bir kız vardı, o bir bağ evi satın aldı, ben de oradan heves ettim, hafta sonları gidebileceğim bir yerim olsun istedim 2011 yılında Bicske’den bir bağ evi satın aldım, hatta emekli olduğumda belki oraya yerleşirim diye de düşündüm.

Bahçenizde neler yetiştiriyorsunuz?

Bahçemi alır almaz tarım yapmaya başladım, arazim 6600 metrekare, aldığım zaman meyve ağaçları vardı elma, armut, erik, kiraz, fındık, ceviz ve üzüm bağlarım var, sonra sebze olarak işte biber, patlıcan, domates, salatalık her şeyi yetiştirdim. Küçük bir traktörüm var bir dönüm civarında tarım yapabiliyorum, ekiyorum biçiyorum, her sabah kalkıp acaba çiçek açmış mı, meyve vermiş mi diye bakıyorum insan çok mutlu oluyor, çok güzel vakit geçiriyorum.

Çocukluğunuzda aileniz meyve sebze yetiştiriyor muydu? Şimdi yetiştirdiklerinizle bir benzerlik gösteriyor mu?

Evet, köylü çocuğuyum ben, 17 yaşında Avusturya’ya geldim, zaten o yaşa kadar okuduğum için bizzat meyve sebze yetiştirmedim ama ailem yetiştiriyordu, ben de aynı sebzeleri yetiştiriyorum şimdi, fasulye de ekerim, çok güzel fasulyelerim vardı bu sene ama olmadı, kısmet.

Macaristan sınırları kapatıldığında ne hissettiniz?

Çok üzüldüm çok, cuma günü bahçeme gitmiştim, kızım aradı “baba haber geçti, sınırları kapatıyorlarmış 1 Eylül itibariyle” dedi. Çok üzüldüm, her şeyi bırakıp gelmek zorunda kaldım.

Sınırlar kapatıldığında ekilmiş meyve sebzeniz var mıydı? Varsa ekinlere ne oldu?

Tabii her şey kaldı orda, 10 ağaca yakın elmam vardı, erikleri falan toplamıştım ama kışlık elmalarım kaldı sonra üzümlerim kaldı, her yıl kardeşimle gidip pekmez yaparız sonra bütün aile paylaşırız pekmezleri ama bu sene ziyan oldu. Tarlayı çok geç ektim zaten, en geç Mayıs’ın birinde ekmek lazım, sınırlar kapalı diye Haziran’ın ortasında ekebildim. Biraz geç kalmıştım ama her şey sebze verdi. Komşularımla da çok güzel arkadaşlığımız var, ben onlara ot veriyorum onlar bana gübre getiriyor. Dönmem gerekince de onlara emanet ettim “Kendi malınız gibi alın, yiyin, satın burası artık sizin.” Dedim.

Neden Macaristan?

Macaristan’ı seviyorum ben, toprağı seviyorum, hanım da Macar zaten, babası Macar, annesi Moğol, arsamı satın aldığım zaman Macaristan’da yaşıyordum.

Viyana’da da yaşayıp Macaristan’a gidip gelmek zor değil mi?

Zor değil ama biraz yorucu, 200 km Viyana’dan, 2 saat civarında sürüyor. Avusturya’da arazi almak isterdim ama burada çok pahalı.

Neden hep Macaristan’da yaşamıyorsunuz?

Valla gideceğim de hanım çalışıyor, o emekli değil yoksa döneceğim arsama. Artık emekli oldum bir şeyle uğraşmak istiyorum, Viyana’da eve kapanıp kalıyoruz, koyun, tavuk güvercin alıp arsama yerleşmek istiyorum.

Covid salgını devam ederse bahçenizin hali ne olacak?

Valla bilemiyorum, alarm sistemi var hırsızlık falan olacağını sanmıyorum ama bahçeyle ilgilenen olmayacak, çürüyecek. Umarım bir an önce bu salgın biter, bahçeme kavuşurum.

Senhür Yüksel – Türkinfo