Macaristan’ın kültürel mirası: Hungarikumlar

Bir halk tarihi boyunca katkılarıyla insanlığın evrensel kültürel mirasını sürekli olarak zenginleştirir. İşte Macaristan da bu Macarlara özgü kendi yarattıkları çok özel değerlere Hungarikum adını vermektedirler. Bunlar gıdadan, icatlara, sanat tasarım ve yaratımlarından müzik ve spora kadar çok farklı alanları kapsamaktadır. Hungarikum’lar sadece Macarlara özgü değerlerdir.

Şu an itibarıyla 8 ayrı kategoride 60 Hungarikum bulunmaktadır. İşte size bu yazı dizimizde Macarların en gözde ve özel değerleri olan Hungarikum’ları tanıtacağız.

 TAROGATO

Csaba Nagy
Csaba Nagy

23 Ekim Macarların özgürlük için çok önemli bir başkaldırı tarihi olan 1956’nın yıldönümüdür. Size ilk olarak tanıtacağımız Hungarikum da simgesel anlamda Macarların özgürlüğe olan aşklarını dile getiren bir enstrümandır. Öyle ki, bu enstrüman tarihin değişik dönemlerinde baskıcı rejimler tarafından yasaklanmaya çalışılmıştır. Macarların ulusal kahramanlarından Rákóczi tarafından başlatılan özgürlük savaşının bastırılmasından sonra  olduğu gibi, sosyalist dönemde de neredeyse yasaklanmıştır. Bu dönemde artık unutulmaya başlayan bu olağanüstü çalgı aleti, aslında birçok bakımdan Türk Macar ortak tarihinden de izler taşımaktadır.

Tarogato’nun halk arasındaki bir diğer adı da Türk Zurnasıdır.  Bu müzik aletinin tarih içindeki izini sürdüğümüzde İran kültürüne kadar uzanırız. Tarogato her ne kadar Araplar tarafından ilk kez XIII yüzyılda zamr adıyla Avrupa’ya ulaşmış olsa da, aslında Macaristan’a gelişi Osmanlılar zamanında gerçekleşmiştir. Macar topraklarının Osmanlı egemenliğinde geçirdiği yıllarda  (1526-1689) Fars kültüründe adı Surmay olan ve Türkçe’ye de Zurna olarak geçen çalgı, Macarlar tarafından tanınır. Bu çalgı her ne kadar mehter takımında, yani askeri alanda kullanılıyor olsa da, zamanla Macarlar tarafından da sevilir.

Çalgı Macar ulusunun Habsburg İmparatorluğuna karşı verdiği Rákóczi özgürlük savaşı yıllarında Tarogato adıyla anılmaya başlar. Bu dönemde bu çalgı isyancı askerlere geceleri kamplarda moral veren bir enstrüman olarak ün salmıştır.

tarogatoRákóczi özgürlük savaşının ardından gelen dönem Türk Macar ortak tarihi açısından önemli yıllardır. Savaşın yenilgiyle sonuçlanmasının ardından II. Ferenc Rákóczi ülkeden kaçmak zorunda kalır. Önce Polonya’ya, ardından Fransa’ya giden Rákóczi 1717 yılında Sultan III. Ahmet’in daveti üzerine 1718’de Osmanlı topraklarına gider ve 1735’deki ölümüne kadar da Tekirdağ’da yaşar. Habsburg imparatorunun kendisine iade edilmesi talebine rağmen Osmanlı sultanı Macar özgürlük savaşı lideri Rákóczi’yi geri vermemiş, ve aradan geçen yıllar içinde Tekirdağ’da özel bir Macar hayatı oluşmuştur ve bunun anıları bugüne kadar sürmekte ve Tekirdağ’daki Macar müzesiyle yaşamaktadır.

Özgürlük savaşı Macar tarihinde olduğu gibi, Macar müzik hayatında da önemli bir yer bırakmıştır.  Savaş yılları özgürlük savaşçılarının türkülerinde de yer bulmuş ve bu türküler savaşın kaybedilmesinin ardından Habsburg tarafından yasaklanmıştır. Yasaklananlar listesinde bir simge çalgı haline gelen Tarogato da vardır. Baskıcı rejim açısından Tarogato o kadar simgedir ki, işgalci askerler  bu enstrümanı tüm ülkede toplatıp yakarlar. Ancak halk arasında ve asillerin şatolarında Tarogato çalınmaya devam edilir.

Müzik enstrümanı  aradan geçen yüzyıllar boyunca dönüşüme de uğrar. Bugün bilinen biçimini de XIX yüzyıl sonlarında alır. Bugün bilinen Tarogato aslında çalgının orijinal haline çok benzememektedir. Savaş alanlarında da çalınan enstrüman o yıllarda daha çok boyu 40 cm kadar olan bir boruyu andırmaktadır. Şimdiki çalgu ise bunun iki katı  kadar uzundur. O zamanki çalgı sıradan bir zurnayı andırmaktadır. Bugünkü Tarogato ise XIX yüzyılda üzerine obua tuşları da eklenen bir çalgıdır.

Enstrüman XX yüzyılda Stowasser müzik atölyelerinde geliştirilmeye devam edilir. Bu dönem birkaç tip olarak geliştirilen müzik aygıtının üretimine 1940’lı yıllarda son verilir. İkinci Dünya Savaşının ardından ise artık sadece birkaç atölyede, özellikle de Erdel’de (Transilvanya’da) üretilmektedir.

Bu değişiklikler çalgının ses düzenini de elbette etkilemiştir. Bir zamanların zurna türünde ses çıkaran enstrümanı bugün artık daha çok, yine Orta Doğu kökenli olan ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya gelen klarnete benzemektedir.

Bu ağıt yakan bir isan gibi ses çıkaran, derin ve yürekten gelen, yakarmasıyla, yanık sesiyle insanların ruhlarını ateşleyen çalgı baskı ve diktatörlük dönemlerinde kara listeye alınmış, halkın kolektif bilincinden silinmek istenmiştir.

1989’daki rejim değişikliğinin ardından Macaristan’da Tarogato için de yeni bir dönem başlamıştır. Rákóczi Tárogató Birliği adında yeni bir orkestra bile kurulmuştur.  Bugün en çok tanınan Tarogato ustaları Csaba Nagy, Péter Makó ve Tibor Lugosi’dir.

Türkinfo

Macaristan Ankara Büyükelçiliğinin desteğiyle hazırlanmıştır.