Hungarikumlar:  Operanın küçük kardeşi – Operet

Ünlü Macar müzikleri deyinde ne akla gelir? İlk akla gelen belki halk müziğidir. Benzerleri Anadolu’da veya Asya’nın uzak köşelerinde hala var olan ezgiler, kulaktan kulağa, nesilden nesle aktarılmıştır. Bunların söz ve müziği anonimdir. Yani kimin eseri olduğu bilinmez.

Diğeri ise bilinen bir bestecisi olan müziktir. İşte somut birinin bestelediği Macar müziği de Şarkılar ya da Operetler olarak, iki ayrı koldan Avrupa’da ün salmıştır.

Operet ‘Küçük Opera’ anlamına gelir. Mozart Operetin Opera’nın’küçük kardeşi’ olduğunu söylemiştir. Operet, dram yerine komediye, bazen ortaoyunu benzeri öykülere ve özellikle de aşka dayalı olan, sanatı daha geniş kesimlere de sevdirmeyi amaçlayan bir müzik dalıdır.

Operet Opera’ya göre dinlenmesi, hazmedilmesi biraz daha kolay bir müziktir. Ama en önemli farklılık, Opera’da hiç konuşma yokken, operet eserlerde müziğin yanı sıra diyalogların da olmasıdır.

Operet bir müzik dalı olarak dünyayı fethetmeye Paris’ten yola çıkarak başlamıştır. 1800’lü yıllarda yaşayan Offenbach ilk Operet bestecilerdendir. Ama Operet’in asıl merkezi Viyana olmuştur. Dönemin müzik dahilerinden Oscar Strauss Viyana valsını de operete dahil ederek bu alanda yeni çığır açmıştır.

O yıllarda Avusturya ve Macaristan Avusturya – Macaristan İmparatorluğu adı altında tek bir ülke oluşturmaktaydı. Viyana’da gösterime giren eserler kısa bir süre sonra Budapeşte’de de sahneleniyordu.

Operet böylece Macar besteciler arasında da kısa sürede popüler bir müzik dalı olarak yaygınlaştı.  İlk ünlü Macar operet de 1902 yılında doğdu: Jenő Huszka’nın Prens Bob adlı eseri bugün hala sahnelenmektedir.

Prens Bob: Londra’da

Macar operetinin doğmasında aslına bakılırsa Macaristan’a özgü bir tarz olan Halk Tiyatrosunun da büyük etkisi olmuştur. Halk Tiyatrosunda şarkıların ve dansın yanı sıra Roman türküleri de yer alıyordu. Son derece popüler ve izlenmesi kolay olan bu eserler Budapeşte’de yaşayan yabancıların bile izleyerek anlayabileceği bir dille yazılıyordu.

Macaristan’da çok sevilen halk tiyatrosu işlediği konularıyla ulusal bilincin yaygınlaşmasına da katkıda bulunuyordu. Halk Tiyatrolarının kendine özgü yıldızları da vardı. İşte bu yıldızlardan biri olan Blaha Lujza da kısa sürede operet müziğin çok sevilen sanatçısı oldu.

Macar Operetinin doğmasıyla Viyana’da da yeni dönem başladı. Ferenc Lehár ve Imre Kálmán’ın eserleri, özellikle de Şen Dul sadece Viyana sahnelerini değil, Broadway’den Londra’ya dünyanın tüm sahnelerini de fethetti. Viyana’daki ilk gösterimi olan 30 Aralık 1905 tarihinden 14 ay sonra eser dünyada tam 3500 kez sahnelenmişti.

Macar operetinin bir diğer ünlü eseri de Imre Kálmán’ın Csárdás Prensesi adlı operetidir. 1915 yılında ilk kez gösterme giren eser besteciye dünya çapında bir ün kazandırmıştır.

 

Budapeşte’nin Nagymező sokağında Macar operetinin ayrı bir sahnesi de var: Fővárosi Operettszínház (Başkent Operet Tiyatrosu). Binanın önünde operet sanatının en ünlü bestecilerinden Imre Kálmán’ın heykeli de bulunmaktadır. Burada Macar operet eserlerinin yanı sıra 1960’lı yıllardan itibaren yabancı müzikaller de sahnelenmektedir.

XX. yüzyılın başlarında ülkede ulusal duygular güçleniyor ve bu da sanata operet ve halk tiyatrosunun popülerliğinin artmasıyla yansıyordu. Bu dönem aynı zamanda Batı dünyasının Doğu değerlerine ve kültürüne olan ilgisinin arttığı dönemdi.

İşte Jenő Huszka’nın 1905’de sahnelenen bir eseri de bu bağlamdadır. Gül Baba adlı eser bugün Budapeşte’de türbesi bulunan Bektaşi dervişi Gül Baba’nın hayatından esinlenerek Osmanlı dönemine dair bir aşk hikâyesini konu alır. Gül Baba’nın kızı Leyla’ya aşık olan Gabor, kıza vermek için bahçeden bir gül koparır, Ama bunun cezası ölümdür. Ancak olayların gelişmesiyle Gül Baba kızına aşık olan Gabor’a acır ve onu bağışlar.

Gül Baba opereti seyircilerin çok büyük bir beğenisiyle karşılaşmıştı. Film daha sonra 1940’lı yıllarda beyaz perdeye de uyarlandı. 1989’da televizyonda müzikal olarak tekrar sahnelendi.

Hoşgörünün dini ve ahlaki dogmalar karşısında üstün gelmesini anlatan bu eser bugün hala Macaristan’ın en sevilen eserlerindendir.

1989’daki filmden Ali Paşa’nın şarkısı

Türkinfo

Macaristan Ankara Büyükelçiliğinin desteğiyle hazırlanmıştır.