Hungarikumlar: Budapeşte – Kale Bölgesi, Tuna kıyıları ve Andrassy bulvarı

Macaristan’ın başkenti Budapeşte eşsiz tarihiyle, zengin mimarisi ve anıtlarıyla Avrupa’nın en renkli şehirlerinden biridir. Tuna nehrinin iki kıyısı boyunca uzanan şehir üç eski yerleşim yeri olan Buda, Óbuda ve Peşte’nin 1873 yılında birleşmesiyle tek bir şehir haline gelmiştir.

Hungarikumları anlatan yazı dizimizin bu bölümünde UNESCO Dünya Mirası kapsamına alınan ve Hungarikum ilan edilen Budapeşte’nin üç bölgesini ele alacağız.

Kale Bölgesi

Buda kalesi (Tarihte Budin kalesi olarak geçer) 1987 yılında UNESCO tarafından dünya mirası listesine alınmıştır. Bu bölgedeki ilk kale duvarı Macar kralı IV. Bela tarafından Moğol istilasının ardından inşa ettirilmiştir. Bu dönem aslında ülkenin pek çok yerinde kale ve korunaklı binaların inşa edildi bir dönemdir. Ortaçağ tarihçileri Budin kalesinin o dönem Avrupa’nın en güzel kraliyet merkezi olduğunu söylerler.

1526’da şehir Osmanlı’nın eline geçtiğinde Kanuni Sultan Süleyman’ın da şehrin güzelliğinden iltifatla bahsettiği rivayet edilir. 1663 yılında Macaristan’ı dolaşan Evliya Çelebi de şehrin güzelliğini öve öve bitiremez.

XVIII. yüzyıldan itibaren bölge Macar Kraliyet merkezi olarak, yeni inşaatlarla bugünkü barok görüntüsüne kavuşmuştur.

Kale semtindeki Kraliyet Sarayı bugün müze ve kütüphane binası olarak hizmet vermektedir. Ulusal Galeri,  Ulusal Széchényi Kütüphanesi ve Budapeşte Tarih Müzesi sarayda bulunuyor. Mátyás kilisesi kale bölgesinin en görkemli yapılarından biridir.

Kilisenin önünde bir zamanlar bu bölgede cüzzam salgınlarında hayatlarını kaybedenlerin anısına dikilen bir heykel bulunmaktadır. Kilisenin hemen arkasındaki Balıkçı Burcu da, Tuna üzerinden şehre hâkim manzarasıyla turistler için harika bir mekândır.  Balıkçı Burcu adını tarihten alıyor. Burası şehre saldırı anında Tuna Balıkçı Loncası tarafından savunulan bir burçmuş.

Mátyás kilisesi önündeki kavşak noktasından hangi yönde ilerlersek ilerleyelim, karşımıza her köşede tarihsel binalar çıkacaktır.

Tuna kıyıları

Etrafı surlarla çevrili Kale Bölgesi ve Tuna nehri arasındaki bölgenin adı Su Şehri’dir. Bu bölgenin Tuna’ya bakan kordon boyu konaklarla kaplıdır. Osmanlı döneminde inşa edilen Kral kaplıcası da buradadır. Bu kaplıca Osmanlı döneminden kalan tek kaplıca da değildir. Gellért tepesi eteklerindeki Rudas kaplıcası da o dönemin mirasıdır.

Kaplıcanın hemen arkasından başlayarak yükselen Gellért tepesi üzerindeki Citedalla burcu ve tepedeki Özgürlük anıtı da Dünya Mirasının bir parçasıdır.  Kıyı boyunca güneye doğru yolumuza devam edersek karşımıza yine bir kaplıca çıkacaktır. Gellért kaplıcasının Art Nouveau mimarisi özellikleri taşıyan binası da aslında Osmanlı döneminde burada var olan bir hastanenin üzerine inşa edilmiştir. Evliya Çelebi Seyahatnamesinde burada Açık Ilıca adında bir tesis olduğundan da bahseder.

Buda kıyısında güneye doğru yolumuza devam edersek bir sonraki ünlü bina Budapeşte Teknik ve Ekonomi Bilimleri Üniversitesi’dir.

Peşte kıyısında ise Margit adasından güney istikametinde ilerlediğimizde karşımıza önce dünyanın en güzel parlamento binalarından biri çıkacaktır. Elbette UNESCO dünya mirasının bir parçası olan Macar Parlamentosu dünyanın 3. en büyük, Avrupa’nın ise 2. en büyük parlamento binasıdır. Tarihi Macar devletinin simgesi olan “Kutsal Taç” da bu binadadır.

Zincirli köprünün hemen yanındaki Macar Bilimler Akademisi ve Gresham Sarayı da Budapeşte’nin en önemli binaları arasındadır.

Tuna kıyıları 1987 yılından itibaren Dünya Mirası kapsamındadır.

Andrássy Bulvarı

Bu görkemli cadde şehrin merkezini Kahramanlar Meydanı ile bağlayan bulvardır. Bu bulvarın inşası XIX yüzyılın ortalarında başlayan Budapeşte şehir düzenlemesinin bir parçası olarak gündeme gelmiştir. Bulvar 1867’de kullanıma açılmıştır.

Altında boydan boya Avrupa’nın en eski metro hatlarından biri bulunan caddenin en önemli binalarından biri Opera binasıdır. 1884 yılında inşaatı tamamlanan bina da Dünya Mirasının parçasıdır.

Metro hattı 1896’da hizmete açılmıştır. Bu hat şehri Kahramanlar Meydanı ile birbirine bağlar. Meydanda bulunan Milenyum Anıtı 1896’da düzenlenen Milenyum kutlamaları için hazırlanmıştır. Bu anıtta Macar tarihinin en kayda değer şahsiyetlerinin heykelleri bulunmaktadır. Anıtın tam ortasındaki sütün üzerindeki heykel Cebrail’i simgeler. Melek bir elinde Macar kutsal tacını diğer elinde ise bir haç taşımaktadır.

Meydanın iki yanında iki büyük müze bulunmaktadır. Güzel Sanatlar Müzesi insanlık tarihinin tüm eserlerine yöneliktir. Sanat galerisinde ise daha çok çağdaş sanat eserleri sergilenmektedir.

Türkinfo

Macaristan Ankara Büyükelçiliğinin desteğiyle hazırlanmıştır.