Ülkenin adı Liberland, yani “Özgür Ülke”.
Haritadaki yeri, eski Yugoslavya toprakları. Macaristan’ın hemen güneyinde, Hırvatistan ve Sırbistan sınırında Birleşmiş Milletler tarafından bir zamanlar “tampon bölge” olarak ilan edilen 7 kilometre karelik bir alan.
Bayrağı ve devlet arması hazır. Anayasası henüz yok, çünkü katılımcılarla birlikte hazırlanacak.
Kurucusu, Çek Cumhuriyeti vatandaşı Vít Jedlička.
Yönetim şekli, “Anayasal Cumhuriyet”. Kurucu vatandaş Jedlička, katılımcıların “doğrudan demokrasisiyle” cumhuriyetin hayata geçirileceğini vurguluyor.
Gereksiz vergilerin ve hayatı zorlaştıran bürokrasinin olmayacağıÖzgür Liberland Cumhuriyeti için vatandaşlık başvuruları internet üzerinden sürüyor.
Çok değil, bundan 25 yıl önce kanlı iç savaşların sürdüğü topraklarda, böyle bir girişim başarıya ulaşır mı?
Vít Jedlička’ya kalırsa elbette!
‘Yaşa ve başkalarının da yaşamasına izin ver’
Komşu ülkelere ve Birleşmiş Milletler’e resmi olarak başvuru yapan devlet kurucusu, “Biz kimseye zarar vermeyeceğiz, devletimizin sloganı “Yaşa ve başkalarının da yaşamasına izin ver” olacak diyor ve ekliyor: “Herkese açığız, radikal düşüncelere sahip olmayan dünyanın tüm ülkelerinin vatandaşları Liberland vatandaşı da olabilir”.
Liberland projesi, ilk bakışta şaka gibi gelse de aslında ince düşünülmüş ve tam hesaplanmış bir proje olduğu kurucusuyla yapılan röportajdan belli oluyor.
Vít Jedlička dünyanın pek çok yöresinde minik ve çok başarılı devletlerin olduğunu söylüyor.
“Monaco, Liechtenstein ya da Hong Kong gibi devletler ve şehir devletleri başarıya ulaştı. Çünkü gereksiz bürokrasi uygulamadan hayata yanıt veriyor” diyor. “Böyle bir proje balkanlarda neden başarılı olmasın?”
Vít Jedlička aslında bağımsız ülke projesinin Avrupa Birliği fonlarını bürokrasi, oligarşi ve taraflı medya nedeniyle ülkeyi kalkındırmak için gerektiği gibi kullanamayan Çek devletine bir tepki olarak oluştuğunu söylüyor.
Projenin birkaç gün içinde on binlerce başvuru aldığını, adı sanı olan ciddi şirketlerin bile genel merkezlerini taşımak için hazırlık yaptıklarını neşeyle gazetecilere anlatıyor.