Magyar Nyelv (Macarca, Macar Dili)

mzaszloMacarca, Ural Dilleri’nden, Macaristan ve çevre ülkelerde konuşulan bir dildir. Yaklaşık 14.5 milyon konuşanı vardır ve bunların 10 milyonu Macaristan’da yaşar. En büyük topluluk, 1.5 milyon konuşanı ile komşu Romanya’daki Transilvanya bölgesindedir.

Batı Sibirya ile Kuzey Norveç arasında yaşayan kavimlerin konuştukları dillere Fin-Ugor dilleri denir. Lapça, Fince, Estonca, Mordvince, Çeremisçe, Züryence, Votyakça, Vogulca, Ostyakça ve Macarca bu dil ailesi içinde yer alırlar. Fin-Ugor dillerinin en yakın akrabası ise Kuzey Sibirya’da konuşulan Samoyetçe’dir. Fin-Ugor ile Samoyet dilleri Ural dillerini oluştururlar. Macarca’nın dahil olduğu Ural Dil Ailesi’nin Türk Dilleri, Moğolca ve Mançuca-Tunguzca’nın içinde yer aldığı Altay dilleri ile de akrabadır.

Macarlar İsa’dan yaklaşık 1000 yıl önce bağımsız bir kavim olarak yaşamaya başlamış ve İsa’nın doğumu sıralarında Ural dağlarının doğusuna ulaşmışlardır. İsa’dan sonra V. yüzyılda Macarlar İç-Asya’dan batıya doğru göç eden Türklere katılarak onlarla birlikte Kafkas bölgesine gelmişler ve kesintisiz 500 yıl boyunca da burada Oğuz Türkleri ile birlikte yaşamışlardır. Macarlar önce Batı Türkleriyle (Ogur, Oğuz, Bulgar Türkleri) daha sonra da Doğu Türkleriyle (Hun, Sabir, Avarlar, kısmen Bulgar Türkleri ve Hazarlar) sıkı bir ilişki kurmuşlar ve bu dönemde Macarcaya gerek Batı gerekse Doğu Türklerinden özellikle de hayvan yetiştiriciliği ve tarımla ilgili yaklaşık 250 kadar sözcük geçmiştir.

Macarlar kendi dillerine özgü bazı sesleri gösteren işaretleri de ekleyerek Orhun abecesindeki harflere çok benzeyen harflerden meydana gelen bir tür oyma yazısı kullanmışlardır. Hıristiyanlığı kabul ettikten sonra bu abece, yerini Latin abecesine bırakmış olmakla birlikte bugünkü Romanya’nın Doğu Erdel bölgesinde oturan bir Macar boyu olan Szekely’ler (Sekeller)tarafından yüzyıllar boyunca kullanılmıştır.

Macarlar gerek bugünkü Kuzey Rusya’da, gerekse Karpatlar havzasında ilişkiye geçtikleri Kumanlar ve Peçeneklerden de Türkçe sözcük almışlardır. En son olarak da yaklaşık 150 yıl kadar süren Osmanlı egemenliği döneminde Türkçe’den Macarca’ya birçok sözcük girmiştir.

Şimdiki yurtları olan Karpatlar havzasına 896 yılında yerleşen Macarlar, 1001 yılında Hıristiyanlığın kabulünden sonra bulundukları bölgenin etnik karakteri dolayısıyla eski kilise Slavcası, Sırp, Hırvat, Sloven, Çek, Slovak dillerinden de tarım, ekonomi, ev aletleri, din, devlet yönetimine ilişkin birçok sözcük almışlardır. Bunun dışında Macar diline Latinceden de özellikle Hıristiyanlık, devlet yönetimi, devletlerarası ilişkiler, eğitim ve hukuk alanlarında birçok sözcük girmiştir. Macarcaya en başta Almancadan olmak üzere, İtalyanca ve Fransızca, Arapça ve Farsçadan da birtakım sözcükler girmiştir. Macar alfabesi 42 harftir.

2012-05-09