Almanya’daki NSU davası: Neo-Nazi cinayetlerinde tek tutuklu sanığa ömür boyu hapis

Almanya’da son yılların en önemli davası olarak nitelenen ve sekiz Türk, bir Yunan ile bir Alman polisi seri cinayetlerle öldüren Neo-Nazi grupla ilgili 5 yıldır süren davada karar çıktı.

NSU’nun hayattaki tek üyesi Beate Zschaepe ve hücreye yardım eden dört kişi 6 Mayıs 2013’ten bu yana yargılanıyordu.

Davada Zschaepe’ye ömür boyu hapis cezası verilirken, iki yıl altı ay ila 10 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırıldı.

İkisi intihar eden 3 kişilik Nasyonal Sosyalist Yeraltı Örgütü’nün (NSU), 2000-2007 arasında işlediği cinayetleri, Alman makamları ve medyasında ‘dönerci cinayetleri’ olarak tanımlamıştı.

43 yaşındaki Zschaepe, Uwe Boehnhardt ve Uwe Mundlos ile birlikte cinayetleri işlediği iddialarını reddetmiş ancak geçen hafta yapılan duruşmada “neden olduğum acılar için özür dilerim” demişti.

Zschaepe 437 duruşma boyunca sadece iki kez konuştu, cinayetlerin aydınlatılmasına katkı sağlayacak herhangi bir bilgi vermedi.

Başsavcılık Zschaepe’nin tüm cinayetleri bildiğini, diğer örgüt üyeleriyle bunları birlikte planladıklarını, suç ortağı olduğunu vurgulayarak ömür boyu hapis cezası talep etmişti.

Boehnhardt ve Mundlos ise polisin hücreyi şans eseri bulması üzerine 2011’de intihar etmişti.

Örgütün aydınlatılmadığını düşünen kurbanların aileleri ise hayal kırıklığı yaşıyor.

Aileler NSU’nun yetkililerin belirttiğinden çok daha derin bir şebeke olduğunu, destekçileri arasında Alman Gizli Servisi’ne ücretli itirafçı olarak çalışan kişiler de olduğunu savunuyor.

Aileler bu iddia ve taleplerini dün Münih’te düzenledikleri basın toplantısında da yineledi.

Deutsche Welle ‘NSU tarafından 9 Eylül 2000’de Nürnberg’de öldürülen Enver Şimşek’in oğlu Abdülkerim Şimşek’in, söz konusu örgütün yalnıza üç kişiden oluştuğuna inanmadığını, serbestçe dolaşan suç ortakları olduğunu, bu kişilerin tespit edilememiş olmasından ötürü tepkili olduklarını söylediğini’ aktardı.

BBC