Pál Merse Szinyei 1845 yılında bugün artık Slovakya topraklarında kalan Szinyeújfalun’da doğdu. Sekiz kardeştiler. Asil bir aileden geliyordu ve bu nedenle maddi durumları da iyiydi. Sanata olan ilgisi çok küçük yaşardan itibaren kendini gösterdiğinden liseyi bitirmesinin ardından resim eğitimi almak istedi ve ailesi de bunu destekledi. Eğitimini Almanya’da Güzel Sanatlar Akademisinde sürdürdü.
Akademideki hocası ünlü usta Karl von Piloty idi. Piloty’nin ve Gustave Courbet’in etkisiyle stüdyo yerine açık hava resimleri yapmaya başladı. Güneş ışığının, hava koşullarının durumuna göre değişen renkler üzerine deneylere girişti. 1869’da ulaştığı düzey artık Plain Air tarzıydı. O yıla ait “Yaban kestanesi” ve “Kuruyan elbiseler” tabloları bunun kanıtıydı.
Ressamlığının ilk dönemlerinde çok sayıda portre çalışması vardır. Bu portreler genellikle aile fertlerine aittir. 1868’de başladığı “Anne ve çocukları” tablosu o zamana kadar alışılmış kuralların dışındaydı: stüdyoda değil, açık havada hazırlanan tablo bir pozu, önceden hazırlanmış bir duruşu temsil etmiyor, rahat bir ortamda anne ve çocuklarını resmediyordu. Bu eser dikkatleri çekti ve başarı kazandı. Tablo daha hazırlanma aşamasında Almanya’da ünlü olmuş, stüdyoda ziyaretçilere açılmıştı.
“Mayıs Pikniği” tablosu de benzer etkiler yaratan bir resimdir. 1873 yılında hazırlanmaya başlanan tabloda ressam çimlerin ve çiçeklerin üzerinde rahat bir şekilde uzanan birkaç genci tuvaline resmeder. Avrupa Plain air ekolünün en seçkin örneklerinden biri olarak gösterilen tablo ressamın en güzel resimlerindendir. Işık ve renklerin değişimini, uyumunu, insanlarla birlikte doğayı büyük bir denge içinde yansıtan tablo üzerine özel çalışmalar da yapılmıştır.
Ressam daha sonra bu resmin doğa ile ilgili kısımlarını açık havada hazırladığını, ancak insanları daha sonra stüdyoda resme monte ettiğini söyleyecektir. Hatta Szinyei’nin anlattığına göre tablodaki şahıslardan biri de kendisidir. “Sırtı bize dönük olarak yerde yatan benim” der anılarında “yüzümün eleştirmenlerin hoşuna gitmeyeceğini düşündüğüm için kendimi göstermedim.”
Ressamın bu yeni tarzla hazırladığı tablolar ilk başlarda kimsenin ilgisini çekmedi. O yıllar Macaristan’da da klasik resim tarzının, tarih temalı tabloların prim yaptığı yıllardı. Açık havada bir ışık ve renk cümbüşüyle hazırlanan ve tamamen özgür bir koreografiye göre hazırlandığı belli olan resimleri açık söylemek gerekirse ilk başlarda pek kimse anlamadı.
Olumsuz eleştiriler ve acımasız yorumlar ressamın fena halde moralini bozdu. Almanya’dan memleketine dönen ressam aile malikanesine kapandı, evlendi resmi de neredeyse bırakarak kendine “normal”, kendisinden beklenen bir hayat kurmayı denedi. Artık ender olarak resim yapıyordu.
1874’de eşini model alarak yaptığı “Mor elbiseli kadın” ve daha sonraki yıllardaki tablosu “Gelincik tarlası” ses getirse de yaklaşık on yıl süren bir sessizlik dönemi yaşadı.
1896 yılında Mayıs Pikniği tablosu bir sergide olağanüstü bir ilgi topladı. Yeni kuşak ressamlar arasında hemen takipçileri de oluşan Szinyei kısa sürede ülkenin en çok tanınan ressamlarından biri haline geldi. 1900’de Paris Fuarında “Karlar Erirken” isimli tablosu Gümüş Madalya aldı. Bir yıl sonra Viyana fuarında ise resim dalında altın madalya artık onundu.
1897 yılında parlamentoya seçildi. 1904’de ise Tatbiki Sanatlar Yüksek Okulu Müdür oldu. Ölünceye kadar bu görevi yapmaya devam etti. 1919’da sağlık nedenlerinden ötürü çalışmayı bıraktı. 2 Şubat 1920’de de 75 yaşında hayata veda etti.
Szinyei Avrupalı bazı meslektaşlarıyla birlikte açık hava ve manzara resim tarzının yaratıcılarından ve öncülerinden biri olarak adını sanat tarihine yazdı.
Türkino
Macaristan Ankara Büyükelçiliğinin desteğiyle hazırlanmıştır.