Yine az laf, çok fotoğraf ile Orta Avrupa’nın kesinlikle en çok sevdiğim şehrinde sıra. Tuna nehrinin ayırdığı Budin ve Peşte şehirlerinin birleşmesiyle oluşmuş bir şehir Budapeşte. Macarlar biraz bize benziyor diye mi bilmem, şehrin dokusu, havası çok cezbetti beni. Mutlaka yeniden gidilecekler listesinde.
Meşhur dilsiz aslanların olduğu köprü…
Şehrin ne tarafına giderseniz karşınıza çıkan Parlamento Binası…
Ve Kanuni Sultan Süleyman’ı fazlasıyla etkilemiş olan, onunla birlikte seferlere katılan, Galatasaray Lisesi’nin kurulmasına vesile olduğu düşünülen Bektaşi babası Gül Baba… Bu fotoğraf türbesine çıkan yoldan. Maalesef tadilatta olduğu için türbenin güzel bir fotoğrafı yok elimde.
Tabii Estergon Kalesi’ni de görmeden dönemezdik…
Şimdilik benden bu kadar. Serinin son yazısı Viyana da en kısa zamanda burada olacak.
Güzel geçsin gününüz…
Orjinali: >>>