2025. Kasım 19.
Türkinfo Blog Oldal 635

Macarlar Terim’i istiyor!

Macaristan’ın Nemzeti Sport gazetesi ’’Türkler Bükreş’te galibiyet nasıl elde edilir onu gösterdi’’ başlığını atarken spor analizcileri Fatih Terim’in performansını övdü. Spor yazarları, ”Macaristan’a Terim gibi teknik direktör gerekir” yorumlarını kullandılar
2014 Dünya Kupası Avrupa Elemeleri’nde Macaristan, sahasında Estonya’yı 5-1 yendi.

Estonya maçında ’’oynadığınız kadar tezahürat ederiz’’ pankartı açarak tepkilerini gösteren taraftarlar, Macaristan Milli Takımı Teknik Direktörü Sandor Egervari’nin istifa etmesini bekledi.

Teknik direktör Sandor, yaptığı açıklamada, yönetimden kendisine istifa etmesine yönelik bir çağrının yapılmadığını ve bu durumda görevine devam edeceğini belirterek, ”bir maç kaybetmenin tüm savaşı kaybetmek” anlamına gelmediğini söyledi.

D Grubu’nda Macaristan, 22 puanlı Hollanda’nın ardından 14 puanla ikinci sırada yer alıyor.

”TERİM GİBİ TEKNİK DİREKTÖR GEREKİR”

Macaristan’ın Nemzeti Sport gazetesi ’’Türkler Bükreş’te galibiyet nasıl elde edilir onu gösterdi’’ başlığını atarken spor analizcileri Fatih Terim’in performansını övdü. Spor yazarları, ”Macaristan’a Terim gibi teknik direktör gerekir” yorumlarını kullandılar.

2013-09-11

Çingene cinayetlerinin gerisinde kim var?

Macaristan’da 2008-2009 yılları arasında Roma etnik kökenli vatandaşlara yönelik seri cinayetlerin zanlılarından birinin Askeri İstihbarat Örgütü muhbiri olduğunun ortaya çıkmasıyla birlikte soruşturma derinleştiriliyor.

Bu tarihlerde Çingenelerin yaşadığı 9 ayrı köye gece baskınları düzenlenmiş, hedef olarak seçilen Roman evleri kundaklanmış ve yangınlardan kaçmaya çalışan biri beş yaşındaki bir çocuk olmak üzere 6 Roman vatandaş kurşunlanarak öldürülmüştü.

Yıllarca süren soruşturmanın ardından, aşırı sağcılardan oluşan bir çete oraya çıkarılmış, ve saldırıların gerisinde ırkçı organizasyonların bulunduğu ve faillerin bu cinayetlerle Romanlar arasında korku salmayı amaçladıkları mahkemeye yansımıştı.

Pek çok modern silahın da kullanıldığı saldırıların 4 failinden birinin Askeri İstihbarat Örgütü adına muhbirlik yapan eski bir asker olduğu haberleri, cinayetlerin ortaya çıkarıldığı tarihteki soruşturmada da vurgulanmıştı. Ancak o dönem basına yansıyan bilgiler, bu şahsın cinayetlerin işlenmesinden çok önce İstihbarat örgütü adına muhbirlik yaptığı ve onunla ilişkilerin çoktan kesildiği yolundaydı.

Mahkeme Askeri İstihbarat Örgütünün, dosyaların devlet sırrı içerdiği uyarısı üzerine, dosyaları ”gizli” ilan etmiş ve dava, olayın zanlılardan üçünün müebbet hapse mahkûm olmasıyla sonuçlanmıştı. Devlet hesabına çalıştığı söylenen dördüncü zanlı ise sadece 13 yıl hapis almıştı

Ancak hükümetin, dava dosyaları üzerindeki gizliliğe son vermesiyle çok ilginç bilgiler ortaya çıktı. Buna göre, askeri istihbarat örgütü, seri cinayetlerin faillerinden biri olan István Csontos ile cinayetlerin işlenme tarihinde de görüşüyor ve sürekli ondan bilgi alıyordu.

Daha da önemlisi yeni ortaya çıkan belgeler, mahkeme aşamasında, Askeri İstihbarat Örgütünün, bu konuda mahkemeye, yanıltıcı bilgiler verdiğini, ve konunun üzerini kapatmaya çalıştığını ortaya koyuyor.

Belgelere göre, Askeri İstihbarat Örgütünün o dönem iktidarda olan Sosyalist liberal koalisyonun adalet bakanına verdiği rapor da gerçek dışı, olayın failiyle aralarında kayda değer bir ilişki olmadığı yolunda bilgiler içeriyor.

Konuyla ilgili olarak yeni bilgi ve belgelerin ortaya çıkması bekleniyor.

2013-09-07
Turkinfo-Budapeşte

Macaristan’da bir garip hırsızlık

Arama kurtarma eğitim kampına giren hırsızlar, görevlileri bağlayıp eğitim alan on beş köpeği çaldılar.

Macaristan’ın Karancslapüjt kasabasında bulunan Arama Kurtarma Eğitim Kampına dün gece giren kimliği meçhul kişiler, bir süredir kampta eğitim gören köpekleri çaldılar.

Kamp görevlilerini bağlayan hırsızlar 15 köpeği bir kamyonete doldurup, kampı terk ettiler.

Görevliler, köpeklerin kulaklarında döve olduğunu ve özel tasma taşıdıklarını, dolayısıyla hırsızların bu değerli köpekleri kimseye satamayacaklarını vurguluyorlar.

Macar polisi de köpek hırsızlarının ihbar edilmesi için halka çağrı yaptı.

2013-09-05
Turkinfo-Budapeşte

Din ve ahlak dersleri mecburi oldu

Macaristan’da Başbakan Viktor Orban yönetimindeki hükümetin son yaptığı düzenlemeyle ülke genelinde ilk ve orta okullarda din ya da ahlak bilgisi derslerinin mecburi olarak okutulmasını öngören kanun yeni eğitim yılında resmi olarak uygulanmaya başlandı.

Yapılan düzenlemeye göre, ilk ve orta okullarda din kültürü ya da ahlâk bilgisi dersleri arasında seçim yapılacak, ailelerin yönlendirmesiyle bu dersler öğrencilere yeni eğitim döneminde mecburi olarak okutulacak.

Başbakan Orban, yeni eğitim yılının başlaması vesilesiyle yaptığı konuşmada, bu düzenlemeyle Macar gençliğinin, okullarda dinî ve ahlâkî konularda bilgilendirileceğini, ülke genelinde uyuşturucu, alkol ve benzeri alışkanlıkların önüne geçilmesinin hedeflendiğini, gençler arasında şiddetin en aza düşürülmesinin planlandığını söyledi.

2013-09-05

Türkiye’den dönenlere cehennem azabı!

Türkiye’den dönenlere cehennem azabı! Bulgaristan Sırbistan sınırında bekleyen araçlar 50 km’lik bir kuyruk oluşturdu.

Önümüzdeki hafta Avrupa ülkelerinde okulların açılması nedeniyle, Avrupa ülkelerinde çalışan vatandaşlar Türkiye’deki tatillerini tamamlayıp ülkelerine dönüyorlar.

Dönüşün son hafta sonu olması nedeniyle yola çıkanların sayısındaki büyük artış, Bulgaristan trafiğini de alt üst etti.

B29 radyosunun verdiği habere göre, sınırdan geçmek için kuyruğa gören araçlar, Kalotina sınır kapısından, yaklaşık 50 km uzakta olan Sofya’ya kadar uzanıyor.

Sınır yetkilileri bu koşullarda sınırdan geçişin on saati bile bulabileceğini söylüyorlar.

Bu yoğunluğun Sırbistan ve Macaristan otobanlarında da devam edeceği vurgulandı

2013-08-31
Turkinfo-Budapeşte

Budapeşte’de 30 Ağustos kutlaması

Ağustos Zafer Bayramı ve Türk Silahlı Kuvvetleri Günü, Türkiye’nin Budapeşte Büyükelçiliği tarafından verilen resepsiyonla kutlandı.

Macaristan’ın başkenti Budapeşte’deki tarihi Macaristan Bilimler Akademisi’nde verilen resepsiyona ilgi oldukça yoğun oldu. Ev sahipliğini Büyükelçi Kemal Gür ve Askeri Ataşe Kurmay Albay Ali Ersöz’ün yaptığı resepsiyona, Macaristan Adalet Bakanı Dr. Robert Repassy, Türk-Macar Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Eşbaşkanı Tamas Hegedüs, Budapeşte’de görev yapan yabancı ülkelerin Büyükelçileri, Macaristan Savunma Bakanlığı üst düzey yetkilileri olmak üzere yaklaşık 500 misafir iştirak etti.

Büyükelçi yaptığı konuşmada, ”O dönem yokluk içinde kazanılan tek savaştır. Hiç bir zafer fedakarlık yapmadan kazanılmaz. Türklerin yaptığı fedakarlığın hiç bir ölçüsü yoktur. Dünyanın en iyi yetişmiş ordularına, işgal kuvvetlerine karşı, yarı aç yarı tok savaştık, kazandık. Şanlı ordumuz çok yaşasın, zafer bayramı kutlu olsun’ diye ifade etti.

Ardından Macar müzik topluluğu önce Macaristan milli marşını, ardından ise İstiklal Marşı’nı çaldı. Grup, daha sonra ise misafirlere Türk ezgilerini seslendirdi.

MACAR ADALET BAKANI’NDAN KUTLAMA MESAJI

Resepsiyona katılan Macaristan Adalet Bakanı Robert Repassy, İHA muhabirine açıklamalarda bulundu. Repassy, Türkiye’yi ve Türkleri akraba, kardeş olarak gördüklerini söyledi. ”Türkiye’nin 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlu olsun!” diye konuşan Repassy, Türklerin 1. Dünya Savaşı’nda tüm topraklarının işgal altında kalmasına rağmen, canlarını dişlerine takarak savaştığını ve adeta yeniden var olduğunu, o dönemki Macaristan yetkililerinin savaşın kazanılmasını mutlulukla karşılayarak Türkleri tebrik ettiklerini kaydetti. Repassy, ”Dolayısıyla 30 Ağustos’un Türkiye ve Türkler adına ne denli önemli olduğunu biliyorum” dedi.

”SURİYE’DE AKAN KANIN DURMASINI İSTİYORUZ, MACARİSTAN OLARAK ŞİMDİLİK MÜDAHALEDEN YANA DEĞİLİZ”

Suriye’de yaşananları merakla ve dikkatle takip ettiklerini belirten Macar Bakan, ”Macaristan’ın bu konudaki düşüncesi insanların ölmemesi. İnsanların güvenliği çok önemli. Bu konuda Suriye’de Esad’a karşı savaşanların daha dikkatli davranarak sivil halka zarar vermemesini istiyoruz” şeklinde konuştu.

Repassy, Suriye’ye askeri bir müdahale edilmesiyle ilgili olarak AB ile ortak bir politika uyguladıklarını ifade ederek, ”AB, Suriye’deki olayları yakından takip ediyor ve atılması gereken adımları AB ülkeleri ile yaptığı toplantılardan çıkan sonuca göre atıyor. Dünya genelinde ortak bir hareket kararı alınmadan Suriye’ye müdahale edilmesine karşıyız” diye sözlerini tamamladı.

2013-08-30

Batı’ya sevdalı bir yeniçeri

sevdali_yeni‘‘Bir Yeniçerinin Hatıraları’, Ayrıntı Yayınları’nın son dönemdeki en önemli çalışmalarından biri olarak göze çarpıyor. Kitap, bugüne kadar ulaşabilen tek yeniçeri andacı özelliğini taşıyor.

Bir Yeniçerinin Hatıraları

Konstantin Mihailoviç

Çeviri : Behiç Ekim, Nuri Kıcıroğlu

Ayrıntı Yayınları

Bir Yeniçerinin Hatıraları’, Ayrıntı Yayınları’nın son dönemdeki en önemli çalışmalarından biri olarak göze çarpıyor. Kitap, bugüne kadar ulaşabilen tek yeniçeri andacı özelliğini taşıyor. İlk defa 1565’te Çek dilinde basılan, sonrasında Leh dilinde ve Sırpça olarak okuyucuyla buluşan bu kitabın ilk basımlarındaki başlığı ‘Türk Kroniği’. Sonraki basımlarda ‘Bir Yeniçerinin Hatıraları’ başlığını alan çalışma, Sırp asıllı bir yeniçerinin İstanbul’da, Osmanlı ordusunda görev aldığı süre boyunca öğrendiği, gözlemlediği ve unutamadığı bilgileri içeriyor.

Dönemin siyasi ve kültürel portresi

.

Konstantin Mihailoviç, İstanbul’un fethinin hemen ardından Osmanlı ordusunun bir Sırp kenti olan Novo Brdo’yu işgali sırasında Niş yakınlarındaki köyünden alınmıştır. Başkente getirilip Yeniçeri Ocağı’na kaydı yapılmıştır. 20’li yaşlarının başında devşirilen ve iyi bir eğitim alması sağlanan Mihailoviç, görev aldığı dönemin siyasi ve kültürel portresini de başarılı bir şekilde çiziyor. Konstantin’in yeniçeri olarak görev yaptığı 10 yıl boyunca Osmanlı coğrafyasının kültürel motiflerini, yargı deneyimlerini, inanç evrenini ve ordu-siyaset tabanlı gözlemlerini o dönemin birinci ağızlarından biri olarak aktarması da bu eseri önemli bir kaynak haline getiriyor.

Mihailoviç’in anlatımı ve olaylara yaklaşımı birçok açıdan tartışmalı aslında. Zira kendisi hem bir devşirme Sırp gencinin dışarıdan bakış açısına sahip; hem de durduğu yer açısından Osmanlı Devletinin tam kalbinden olayları gözlemliyor. Yaşananları bir Hristiyan yeniçerinin ağzından dinlediğimiz için de o alışılageldik yiğit ve vatanperver yeniçeri profilini görmüyoruz. Doğal olarak Konstantin’den objektif olmasını bekleyemiyoruz fakat o döneme dair eldeki tek andacın etkili ve eleştirel bir anlatıma sahip olması da eserin iyi yanlarından biri.

Konstantin Mihailoviç, sadece ‘bir yeniçerinin hatıralarını’ anlatmıyor aslında. Kitap, bir yeniçerinin yaşamından ziyade dönemin tarihi, Balkanlar’dan Trabzon’a kadar uzanan seferler ve savaşlar silsilesindeki gözlemlerini kapsıyor. Konstantin, Macarlara esir düştüğü 1463 yılından bir süre sonra özgür kalır ve Polonya’da yaşamaya başlayarak bu kroniği yazdırmaya başlar.

Bu kitaba dönemin Polonya ve Macaristan başta olmak üzere Orta Avrupa, Doğu Avrupa ve Balkanlar’da hüküm süren krallıklar için önemli bir savaş kılavuzu gözüyle bakılabilir. Çünkü Konstantin’in gözlemlerinde Osmanlı’nın bu stratejileri bu krallıklar için önemli ipuçlarıyla doludur. Bu uyarılar, Batı ordularının Osmanlı ordusuna neden ve nasıl yenileceğinden, Türklere karşı zafere ulaşmanın püf noktalarını da kapsıyor. Bu doğrultuda, Konstantin Mihailoviç’in Avrupa ülkelerini gelişen ve ilerleyen Osmanlı kuvvetleri hususunda uyardığını görebiliriz. Bunu yaparken Fatih Sultan Mehmet gibi bir liderin de profilini çıkarır ve onun nasıl bir lider olduğunu anlatır. Bu sayede bir devşirme yeniçeri gözünden, bir diğer deyişle ‘Batı sevdalısı bir yeniçeri’nin gözünden Fatih’in ve Osmanlı ordusunun karakter analizini de görüyoruz.

Kitabın öncelikle bir yeniçeri tarafından kaleme alındığını ve bir tarih kitabından ziyade andaç olarak değerlendirilmesi gerektiğini hatırlatalım. ‘Bir Yeniçerinin Hatıraları’, dönemin gerçeklerine ve belgelenmemiş olaylarına ışık tutan bir kaynak olmasnın yanı sıra Osmanlı’nın çok erken dönemlerinde yaşamış bir ‘öteki’nin gözünden kaleme alınmasıyla tarih çalışmaları için önemli bir kazanım niteliği taşıyor.

2013-08-22
Agos

Solyom Macaristan ‘ a uçuyor

Geçen yıl ulusal havayolu şirketi Malev kapatıldıktan sonra uçuş sıkıntısı yaşayan Macaristan ‘ a Körfez ‘ den destek.

Solyom Havayolları eylül ayında charter uçuşlara ekim ayında da tarifeli uçuşlara başlayacak.

Macaristan ‘ a yeni havayolu şirketi. Geçen yıl ulusal havayolu şirketi Malev kapatıldıktan sonra Wizz Air ve Ryanair gibi şirketlerin Budapeşte’ye koyduğu ek seferlerle havada yol alan Macaristan ‘ da boşluğu dolduracak bir adım atıldı.

Körfez sermayesinden destek alan Solyom Havayolları eylül ayında charter uçuşlara ekim ayında da tarifeli uçuşlara başlayacak.

2013-08-22

Macaristan tarihinin en sıcak günlerini yaşıyor

Macaristan’da tarihinin en sıcak günlerinden birinin yaşanması sonucu insanlar havuzlara koştu.

Ülkede sıcaklık gölgede 39,5 dereceye ulaşırken birçok kişinin sıcaklar sonrası hastaneye kaldırıldığı ifade edildi. Tarihinin en sıcak günlerini yaşayan Macaristan’da başkent Budapeşte’de sıcaklıklar gölgede 39 dereceye kadar ulaştı. Bunaltıcı sıcaklardan kaçan insanlar kendilerini havuzlara, göllere, nehirlere ve buldukları sulara attılar. Ülkede sıcaklar sonrası yüzlerce kişinin fenalaşarak hastaneye kaldırıldığı ifade edildi
Budapeşte’nin çeşitli yerlerinde bulunan su fıskiyeleri çocuklarla dolarken çocuklar su fıskiyelerinde yıkanarak serinlemeye çalıştı. İHA muhabirine konuşan küçük Macar çocukları, daha önce bu kadar sıcak görmediklerini, bu nedenle fıskiye havuzuna gelerek serinlediklerini söylediler. Anne ve babalarının gözetimi altında su fıskiyelerinde çok güzel vakit geçirdiklerini söyleyen küçük çocuklar, akşama kadar su altında kalmak istediklerini belirttiler. Sıcaklar nedeniyle serinlemek için yuvadaki minik öğrencilerini su fıskiyesine getirdiğini söyleyen yuva öğretmeni Noemi ise, böyle bir sıcakla daha önce karşılaşmadıklarını, çocukların suda kendilerini çok mutlu hissettiklerini kaydetti

2013-07-30
http://www.haberaj.com

Macar Müslümanların Türkiye Ziyareti

Uluslararası Kalkınma ve İşbirliği (UKİD) tarafından davet edilen Macar Müslüman Grubu 10-14 Temmuz tarihleri arasında İstanbul’daydı.

UKİD tarafından Türkiye’ye davet edilen ve akademisyenlerden oluşan Macar Müslümanların İstanbul programı 10-14 Temmuz tarihleri arasında gerçekleşti. 35 kişisi Macaristan’dan gelen, diğer katılımlarla birlikte toplam 40 kişiyi bulan, içlerinde 17 bayan ve 4 çocuğun da bulunduğu grup, İstanbul’un çeşitli tarihi, dini ve turistik mekanlarını ziyaret etti, iftar, sahur ve sohbet programlarına iştirak etti.

İçlerinde Kur’an-ı Kerim’i Macarca’ya tercüme edenlerin de bulunduğu grup, Topkapı Sarayı, Ayasofya, Sultanahmet ve Süleymaniye camileri gibi önemli dini ve tarihi mekanları gezdiler, incelemelerde bulundular.

Ramazan ayı olması münasebetiyle, her gün değişik bir iftar programına katıldılar ve sohbetlere iştirak ettiler. İlk gün Bahariye Mevlevihanesi’nde Girişimci İşadamları Vakfı’nın iftarına icabet eden misafirler, ikinci gün Türkocağı İstanbul Şubesi’nin verdiği iftara katıldılar. Burada Türkocağı İstanbul Şubesi Reisi Dr. Cezmi Bayram’la yapılan sohbette, Macarlar ve Türklerin tarihi kardeşliği üzerinde duruldu.

Üçüncü gün İstanbul Müftülüğü tarafından Buhara 93 Restoran’da verilen iftar davetine katılan Macar Müslümanlara, İl Müftü yardımcısı Sabri Demir ve diğer yetkililer tarafından hitap edildi. S. Demir, yaptığı kısa konuşmada, bu bir avuç Macar Müslümanı Ahmet Yesevi’nin torunları olarak gördüklerini söyledi.

İstanbul’da bulundukları süre zarfında İBB tarafından tahsis edilen misafirhanede ikamet eden davetlilerin programını, Vaniköy’de Alperen Çay bahçesindeki sahur programı daha da renklendirdi. Yeni Müslüman olan bir Macar için duaların da okunduğu sahur programında UKİD Başkanı Musa Serdar Çelebi de bir konuşma yaparak, mübarek Ramazan ayının feyzinden istifade için bu zamanda gerçekleştirilen davetin, son olmayacağını benzer çalışmaların ve toplumlar arasındaki kardeşlik ilişkilerini geliştiren bu türden çalışmaların sürdürüleceğini ifade etti.

Bir gün önce aynı yerde Cuma namazını kılıp Osman Topbaş Hoca’nın sohbetine katılan misafir heyet, cumartesi günü son gün iftarını Hüdai Vakfı’nın külliyesinde nezih bir atmosferde yaptı.

Bir kısmı ilk defa Türkiye’ye gelen Macar Müslümanlar, hem Türkiye’deki atmosferden hem de kendilerine gösterilen ilgiden ziyadesiyle memnun olduklarını, tarihi Türk-Macar kardeşliğinin her alanda sürdürülmesinin önemli olduğunu söylediler.

Davet programının bir değerlendirmesini yapan UKİD Başkanı M. Serdar Çelebi, dernek olarak bu tür faaliyetlere büyük önem verdiklerini, programın gerçekleşmesinde bilhassa Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı (TİKA)’nın katkılarının büyük olduğunu ve kedilerine müteşekkir olduklarını belirterek, ‘Macaristan ile ilgili çalışmalarımızın bir sonraki adımında 9-11 Ağustos tarihlerindeki Atilla Kurultayı var. Bu uluslararası programa Türkiye’den ilim adamlarından ve geleneksel okçulardan müteşekkil 20 kişilik bir ekiple katılacağız’ dedi.

2013-07-25
http://www.ukid.org.tr

16,474FansLike
639FollowersFollow