Türkinfo’da yeni dönem başlıyor
Sitemiz bugünden itibaren tamamen yenileniyor.
Modern ve kolayca kullanılabilen bir site haritası ve daha kaliteli bir içerik Türkinfo’nun yayın hayatında yeni bir dönemin işareti. Yedi yıllık bir geçmişe sahip olan Türkinfo böylece “çocukluk dönemini” geride bırakmış oluyor ve çağdaş beklentilere daha da yanıt vererek Türk Macar ilişkileri alanında referans yayın organı olma işlevini yerine getirmeye devam ediyor. „Bir tutam Macaristan – Egy csipet Törökország” sloganımızın da kanıtladığı gibi bundan böyle de hem Türkiye’nin ve hem de Macaristan’ın toplum ve kültür hayatının her alanından size bilgiler ulaştırmaya devam edeceğiz.
Bundan yedi yıl önce Türkinfo Macarlara gerçek Türkiye’yi, Türklere de asıl Macaristan’ı anlatmak için yola çıktığında aslında bu alanda yalnız sayılırdık. Bugün artık “Türk Macar dostluğu” her iki ülke açısından hükümet düzeyinde de öne çıkarılan bir strateji haline geldi. Bu durum bizi memnun etmekle birlikte, yaptığımız işin ağırlığını daha iyi hissetmemize de neden oluyor. Çünkü bu ortam kısa vadeli politik etkilerden uzak durmayı öngören Türkinfo yayın ilkelerinin önemini daha da arttırıyor.
Türkinfo’nun yayın ilkelerini bir daha hatırlatmakta yarar var:
Bağımsızız, ancak tarafsız değiliz. Çünkü halklar ve kültürler arasındaki dostluğa ve uluslararası insan haklarına saygı gösterilmeden insanoğluna layık bir geleceğe ulaşamayacağımızı düşünüyoruz.
Çağdaş düşünce akımlarından ve teknik yeniliklerden yanayız, ancak geleneklere de saygı duyuyoruz, çünkü zorla kesintilere uğratılmamış ve barışçıl bir toplum arzuluyoruz.
Her alanda diyalog talep ediyoruz. Çünkü diyalogla çözülemeyecek toplumsal ve tarihsel sorun olmadığını düşünüyoruz, ancak diyalog sürecinde de adaletten taviz verilemeyeceği kanısındayız.
Ve son olarak da sivil toplumsal ilişkilerden ve kar amacı gütmeyen örgütlenmelerden yana olduğumuzu vurguluyoruz. Çünkü Türkinfo deneyiminin de kanıtladığı gibi insanların gönüllü katkılarla kendilerini ilgi duydukları alanda var etmelerinin inanılmaz enerjiler yaratacağını düşünüyoruz.
Değerli okur! Bizim açımızdan okurlar asla sıradan ve pasif bir kitle değildi. Türkinfo şimdiye kadar da siteyi ve tüm faaliyetlerini okurlarına dayanarak gerçekleştirdi. Çünkü okurlarımız hep yanımızdaydı ve aktif varlıklarıyla bize güç verdiler.
Umarız bu bundan sonra da böyle olur.
Okurlarımızın düşünce ve önerileri bizim için bundan sonra da yol gösterici olacaktır.
9 Nisan 2015, Budapeşte
Tarık Demirkan
Türkinfo Yayın Yönetmeni
Kütahya’nın kardeş şehri Avrupa’nın Kültür Başkenti
Peç, sakin, kargaşasız, trafiksiz ve sadece 150 bin nüfuslu bir şehir. Ama ne şehir! Bir peri sihirli çubuğu ile dokunup, bu şehirde zamanı dondurmuş. Hiç kimse (bir Türk’ün asla anlayamayacağı vatandaşlık terbiyesiyle) asırlar öncesinde inşa edilen binalara bir çivi olsun çakmamış, dokunmamış, yıkıp yerine yenisini yapmamış, üzerine kat çıkmamış. Böylece Batı Roma, Osmanlı, Gotik, Barok ve Rokoko üslupları doğa afetlerinin dışında hiçbir tahrifata uğramadan bu güne kadar gelebilmiş. Avuç içi kadar bir kent, her biri pırlanta taşı değerinde binalarıyla bir açık müze oluşturuyor, sokaklarında dolaşanlara bir insanlık ve medeniyet dersi veriyor. Peç’de gezerken ortaçağdan bu güne, tarihin içinde dolaşıyorsunuz.
BİRARADA YAŞAMA KÜLTÜRÜ KÖK SALMIŞ
Hayat Peç’de 6 bin yıl önce Keltler ve İliryalılarla başlamış. 2’nci yüzyılda Roma İmparatorluğu’nun sonra da sırasıyla Hun, Ostrogot nihayet Frankların eline geçmiş. Macarların burada resmen bir devlet kurmalarının belgeli tarihi, 23 Ağustos 1003, fakat ülke sonradan çok işgal görmüş. Sırbistan’la savaşmış, 16 – 17’inci yüzyıllarda, 150 sene boyunca Osmanlı İmparatorluğunun parçası olmuş. “Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik/ Bin atla o gün dev gibi bir orduyu yendik/ Geçtik Tuna’dan bir yaz günü kafilelerle”, diye mısralar döşenmiş Yahya Kemal, Mohaç seferi için ama 1780’de Avusturya- Macaristan İmparatorluğu’na devretmişiz aldığımız yerleri.
1. Dünya Savaşı sonrasında, Avusturya- Macaristan İmparatorluğu’nun da çökmesiyle, Macaristan nihayet özgürlüğüne kavuşmuş. Peç’in geçmişinde böyle gamlı günleri var ama şehrin kültürel kaderi, tarihinden hep çok daha parlak olmuş. İlk üniversitesini 1367, ilk kütüphanesini 1774 yılında kurmuş. Bu gün 34 bin öğrencili, 10 fakülteli üniversitesi, sanatın tüm alanları kapsayan ve sürekli düzenlenen kültür etkinlikleriyle çağdaş ve hareketli bir şehir. Aynı zamanda, değişik etnik ve dini grupları hiç ayırım yapmadan kucaklamasıyla da ünlü. Çünkü çok işgal görmüş. Peç’de Macarların yanı sıra Şvaplar, Sırplar, Hırvatlar, Müslüman Boşnaklar ve Yahudiler yanyana ahenk içinde yaşayabiliyor. Yahudi veya Müslüman çocukların devam ettiği okulların önünde onları muhtemel saldırılara karşı korumak üzere bekleyen polis araçları olmadığı gibi, değişik inançlara sahip dini ibadet yerlerini de yüksek duvarlarla korumaya almaya gerek görmüyorlar. Çünkü kimse ötekinin inancına karşı husumet beslemiyor. İnsanlar huzurlu, mutlu ve özgür, bu şehirde.
İNANÇLARI BULUŞTURAN SZCEHENYI MEYDANI
Bizim Taksim Meydanı’mıza tekabül eden Szcehenyi Meydanı’ndaki Gazi Kasım Paşa Camii’nin damında İslamı sembolize eden yarım ayın üzerinde bir haç var, tam önünde de 1713’de yaptırılan Holy Trinity Meryem Ana heykeli. Meydanın bir başka köşesinde Macarları Türkler’in boyunduruğundan kurtaran milli kahramanları Janos Hunyadi’nin koskocaman bir heykelini dikmişler. Ama daracık sokakları ve cumbalı minik evleriyle Peç’in en romantik mahallesi olan Tetye’nin adının, Türklerin burada tekke olarak kullandıkları bir mekandan geldiğini de inkar etmiyorlar, tıpkı 16. Yüzyılın sonlarında, “aziz” olarak kabul ettikleri Baba İdris adlı Osmanlı âliminin türbesini hâlâ korudukları ve anısını saygıyla yâdettikleri gibi.
Peç’in sokakları ve meydanları kahvehanelerle, barlarla, lokantalarla dolu. Sokaklarda müzik yapan öğrenci grupları dolaşıyor. Özellikle hafta sonları bir üniversite şehri olduğu için, yollar eğlenen gençlerle dolup taşıyor. İstanbul’da nasıl adım başına bir banka varsa, Peç’de de adım başına bir kitapçıya rastlamak mümkün. Kitapçı bolluğu kültür eşikleri hakkında bir fikir verebiliyor. Marka satan dükkanlara hemen hemen hiç rastlanmıyor ama sokak satıcılarının kişisel ürünlerini sergiledikleri pazar yerleri çok revaçta. Macarların uzun süren Sovyet rejiminin etkisinden kurtulmaları belli ki bir zaman alacak, servis sektörü hâlâ çok yavaş işliyor. Bırakın bir yemeğin bir bardak içkinin dahi gelmesi için en az 15 dakika beklemek zorunda kalıyorsunuz. Sabırsız Türkler için dayanılması zor bir durum. Ayrıca Macarlar bizlere göre çok sakin ve mesafeli. Gençlerin doldurduğu kafeteryalarda dahi bağıra çağıra konuşan ya da kahkahayla gülen kimseye rastlamadık.
UNVANI HAK EDİYORLAR Macarlara eğlenmek, gülmek, alışveriş etmek ve hızlı servis vermek adına pek çok şey öğretebiliriz ama onlardan öğreneceğimiz çok önemli bir şey var. Onu da bir örnekle anlatmaya çalışayım: 2000’de UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne giren bir Necropolisleri var. 3’üncü yüzyıla ait bu çok katlı Hristiyan mezarlığını ilk kez 1780’de bulmuşlar. Erken devir freskolarını da ihtiva eden mezarlığın kazıları hâlâ sürüyor. Dönem eserlerinin bulunduğu bu mekan ilginç bir geçişle bizi bu günün eserlerinin sergilendiği bir başka mekana çıkarıyor. Ve işte o alanda bir heykel var ki, belki de tüm dünya halklarının etrafında dolaşıp ibret alması gerek! Yakında Vatikan’a taşınacak olan heykele bir yönünden baktığınız da Yahudi yıldızını, diğer yönünden baktığınızda Hristiyanlığın sembolü haçı, bir başka yönden baktığınızda ise İslamı sembolize eden ay yıldızı görüyorsunuz.
Sanatçı, üç semavi dinin sembolünü dahiyane bir uygulamayla bir bütün haline getirmiş. İşte Macar’ların en önemli özelliği bu bence, dinleri, görüşleri, fikirleri bir araya getirip bütünleştirebilme becerileri. Farklılıklardan çatışma değil, bütünleşme yaratabilmeleri. 6 bin yıllık geçmişlerini, tarihin akışı içinde uğradıkları işgalleri, ezaları filozoflara has bir bakış açısıyla, zerre kadar husumet duygusu barındırmadan değerlendirebilmeleri. 6 bin yıllık geçmişi olan bir şehrin birikimini ruhlarına sindirebilmiş insanların yaşadığı Peç, bir Dünya Kültür Başkenti olmayı hak etmiyor mu sizce? Ben kendi hesabıma bu ünvanı onlara helal ettim, gitti!
Peç’te ikinci Türk istilası Peç sakinleri, 20 – 23 Mayıs’ta bir kez daha Türklerin istilasına uğradı. Bu sefer bin atlıyla değil, iki yazar, birer besteci, soprano, neyzen ve dansçıyla gittik. Yazarlardan söz edişim sadece Perihan Mağden’le iki ayrı okulda ve Belediye Salonunda yaptığımız okumalar yok sayılamayacağından. Yoksa ne okursak okuyalım, muhteşem bir konser ve dans gösterisi dururken, bizim okumalar ne yazar! Beslediği Mevlana-Simyacı senfonik şiiriyle ve piyanosuyla Tuluğ Tırpan, neyiyle Burcu Karadağ, sesiyle Sertap Erener ve dansıyla Su Güneş Mıhladız, Macarları resmen büyüledi, esir aldı, gönüllerinde taht kurdu. Bu konsere katılan Peçliler, bundan böyle Türkleri, Burcu’nun ruhlarına üflediği neyle, Sertap’ın Mevlana’nın, Yunus’un, Abdülkadir Meragi’nin mısralarını seslendirdiği kristal sesiyle, Tuluğ’un bestesiyle hatırlayacak. 45 dakika boyunca, üst üste giydiği tennureleriyle hiç duraksamadan dönerek, egosundan arınıp, yeniden doğmayı sembolize eden Su Güneş’i ise hiç unutmayacak. Keşke tüm ülkeleri fethe hep aynı ekiple çıksak! Hiç elimiz boş dönmezdik!
Boynumuzda bardakla köyü gezdik Perihan Mağden’le üç gün boyunca, Goethe Enstitüsü’nün Yollarda projesinin kapsamında üzerimize düşenleri hiç itiraz etmeden yerine getirdik, okumalarımızı yaptık, soruları yanıtladık, video çekimleri yaptık. Pazar günü organizatörler ekibi ödüllendirmek için yakınlarda bir köydeki şarap festivaline götürdü. Akdeniz iklimini andıran güneşli bölgenin zengin toprağında yetişen üzümlerden çok güzel beyaz şarap üretiliyormuş. Hem 630 hektarlık bağlarda yetişen Chardonnay ve Cirfandli şaplarından tadacağız, hem de Villany bölgesinin kırmızılarını. Köyün girişinde boynumuza birer şarap bardağı astılar, elimize şarap kuponlarımızı ve değerlendirme karnelerimizi tutuşturdular. 14 değişik şarap evinin şarabından tadıp, şaraplara not vereceğiz.
Saat 16.00’da aracımız bizi bıraktığı noktadan alacak. Goethe Enstitüsü’nden çifte Claudia’larla önümüze çıkan ilk eve daldık. Dördüncü evden sonrası pek net değil ama galiba Claudialardan birini arı soktu, ben yerden çamur alıp yanağına yapıştırdım. Perihan çiğnenmiş ekmek uygulamasını sağlık verdi. Son hatırladığım, ani bastıran yağmurun altında araç beklerken sırılsıklam olmamızdı. Akşam konserde Viyana Orkestrası Tuluğ’un eserini yorumlarken gözümden durmadan akan yaşları, tattığım şaraplara yorduğum oldu ama yanımda oturan Alman çiftle arkamda oturan Macarlar da en az benim kadar heyecanlıydı. Sanatın ve şarabın iyisi sınır filan tanımıyor arkadaşlar. Bizde ikisi de var ama her ikisini de dünyaya kendimizi tanıtmak için kullanmasını bir türlü öğrenemiyoruz.
2010-09-27
Ayşe KULİN – Hürriyet
Macaristan’dan öğrencilerin Balıkesir gezisi
Estonya, Romanya ve Macaristan’dan gelen öğrenciler, Balıkesir’in Havran Belediye Başkanı Hasan Lofçalıoğlu’nu makamında ziyaret ederek, küresel ısınma için resim yarışması düzenleyeceklerini belirttiler. Estonya, Romanya ve Macaristan’dan gelen öğrenciler, Balıkesir’in Havran Belediye Başkanı Hasan Lofçalıoğlu’nu makamında ziyaret ederek, küresel ısınma için resim yarışması düzenleyeceklerini belirttiler. Küresel ısınma konusunda Türk Milletini uyarmak dostluk, arkadaşlık ve dayanışma duygularını pekiştirmek amacıyla Havran’a geldiklerini söyleyen Avrupalı öğrenciler, Küresel Isınma’ konulu ödüllü resim yarışması düzenleyeceklerini söylediler. Havran Kaymakamlığı ve Havran Belediyesi’nin misafiri olarak Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu binasında misafir edilen öğrenciler, rehberleri öncülüğünde Havran ı inceleyip tanımaya çalışıyorlar. Öğrencilerin, 11 Ağustos 2009 Salı günü Saat 20.00 de küresel ısınma ile ilgili resim yarışması ve toplantı yapacakları öğrenildi.
Macaristan’dan öğrencilerin Maraş gezisi
Afşin Eshab-ı Kehf Külliyesi Macaristan, Finlandiya ve Slovakya’dan gelen yaklaşık 80 öğrenciyi ağırladı. Kahramanmaraş Süleyman Demirel Fen Lisesi tarafından hazırlanan Avrupa Birliği Enerji Maksimizasyonu Projesi kapsamında İlçemize gelen Macaristan, Finlandiya ve Slovakyalı öğrenciler Afşin Eshab-ı Kehf Külliyesini ziyaret etti. Macaristan dan 3 öğretmen 7 öğrenci, Slovakya’dan 4 öğretmen 9 öğrenci, Finlandiya’dan 2 öğretmen 11 öğrenci toplam 9 öğretmen 27 öğrenciden oluşan proje ekibi İMKB Kahramanmaraş Süleyman Demirel Fen Lisesi tarafından Afşin’e gezi düzenlendi. Öğrenciler ilk olarak Kahramanmaraş’ın tarihi ve kültürel yönden öneme sahip olan Afşin Eshabı- Kehf Külliyesi’ni ziyaret etti. Ziyarette öğrencilere tercümanlar tarafından külliyenin tarihi anlatıldı. Gezinin amacını anlatan Fen Lisesi Müdürü Fehmi Paksoy, şunları söyledi: ”Avrupa Birliği Proje kapsamında 3 ülkeyle enerji verimliliği ve en az enerji harcayarak çok verimli hale getire biliriz diye bir proje hazırladık. Bu proje kapsamında şuanda Macaristan, Finlandiya ve Slovakya’dan öğrencilerimiz geldi.
Asıl projenin en önemli amacı öğrencilerin birbirlerini ve kültürlerini tanımalarını sağlamak. Ülkemizi tanıtmak. Projenin ortak dili İngilizce misafir öğrenciler aileler tarafından misafir ediliyorlar. Bir hafta boyunca şehrimizi her yönüyle, tanıtılacak proje çalışmalarını 2 yıl sürecek. Ülkeler birbirlerine karşılıklı olarak gidip gelecek. Proje çalışmalarının dışında misafirler İlimizin tarihi, kültürel ve turistik mekânları gezdirilerek tanıtım yapılmakta. Ayrıca yöresel halk oyunlarımıza iştirak edip öğrencilerimizle kaynaşan konuk ekiplerin sevinçleri ve ilgileri görülmeyi değerdi.” Bu arada, Afşin Eshab-ı Kehf Külliyesi’ne gelen kız öğrenciler saclarını kapayarak külliye içerisinde dolaştılar. Öğrencilere buradan çok etkilendiklerini belirterek, ”Biz Türkiye’ye gelmeden önce ülke hakkında bilgi edindik. Buradaki kadınlarında bu tür yerlerde inançları gereği saçlarını kapatıyorlar. Bizde bu yüzden saçlarımızı üzerimizde bulunan ceketlerle kapadık” diye konuştular.
Macaristan Hükûmeti Bursu 2026-2027
GENEL AÇIKLAMALAR:
1. Toplam burs kontenjanından 10 tanesi aşağıdaki alanlarda verilecektir:
- Nükleer bilimler, teknoloji ve enerji alanlarında 2 lisans bursu
- Nükleer bilimler, teknoloji ve enerji alanlarında 5 yüksek lisans bursu
- Nükleer bilimler, teknoloji ve enerji alanlarında 3 doktora bursu
- Açıklama: Bu alanda başvuru yapmak isteyen adayların başvurabilecekleri bölümler:
- Budapeşte Teknik Üniversitesi (BME) :
- Makine mühendisliği modelleme yüksek lisans derecesi, nükleer mühendislikte uzmanlık;
- Yapı mühendisliği yüksek lisans derecesi, nükleer santrallerdeki yapılarda uzmanlık;
- Fizik yüksek lisans derecesi, nükleer teknolojide uzmanlık.
- Bu alanda başvuru yapacak adaylara yönelik hazırlanan başvuru yönergesi için tıklayınız.
2. Başvurular çevrim içi olarak yapılacaktır. Her iki ülke başvuru sistemine de başvuru yapılacaktır.
3. Her iki sistemde de başvurusunu tam ve doğru bir şekilde tamamladığı belirlenen adaylar sözlü sınava girmeye hak kazanacaktır.
4. HER İKİ ÜLKE BAŞVURU SİSTEMİNDE DE BAŞVURUSU BULUNMAYAN ADAYLARIN BAŞVURULARI GEÇERSİZ SAYILACAKTIR. Bu adaylar sözlü sınava davet edilmeyecektir.
- Bakanlığımız Başvuru Sistemi : https://basvuru.meb.gov.tr
- Macaristan Başvuru Sistemi : https://apply.stipendiumhungaricum.hu
5. Bakanlığımız başvuru sisteminde adaylar OTM bursu için yüksek lisans, non-degree bursu için ise lisans kategorisinde başvuru yapacaklardır. Adayların, başvuruda bu hususa dikkat etmeleri gerekmektedir. Yanlış tercih yapan adayların bu hususta sonradan yapacakları itirazlar dikkate alınmayacaktır.
6. Tıp, diş hekimliği, eczacılık ve veterinerlik alanında verilecek OTM bursları için toplam kontenjan Macaristan tarafınca 10 adet olarak belirlenmiştir. Adayların bu hususa dikkat etmeleri önerilir.
7. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan adayların başvuruları dikkate alınmayacaktır.
8. Bakanlığımızca talep edilmedikçe, Bakanlığımıza herhangi bir belge gönderimi yapılmayacaktır.
9. Sözlü sınavlar aşağıdaki adreslerde yüz yüze gerçekleştirilecektir:
- Türkiye’deki sözlü sınav Ankara’da, Başkent Öğretmenevi’nde gerçekleştirilecektir.
- Macaristan’daki sözlü sınav Budapeşte Eğitim Müşavirliği’nde gerçekleştirilecektir.
10. Sözlü sınava katılım hakkı kazanan adayların, hangi gün ve saat aralığında sözlü sınava girecekleri 20 Ocak 2026 tarihinde http://abdigm.meb.gov.tr adresinde ilan edilecektir. Adaylara sözlü sınav yeri, günü ve saati hakkında ayrıca e-posta gönderilmeyecektir.
10. Adayların, kendileri için belirlenecek sözlü sınav tarihinden başka bir gün ya da saatte sözlü sınava katılım talepleri dikkate alınmayacaktır.
11. Macaristan’da sözlü sınava katılmak isteyen adaylar, bu taleplerini 9 Ocak 2026 Cuma günü TR saati ile 18:00’a kadar abdigm.uluslararasianlasmalar.burslar@meb.gov.tr adresine e posta olarak iletmeleri gerekmektedir. Bu adaylara, taleplerinin kabul edildiğine dair e-posta ile dönüş yapılacaktır. Ayrıca adayların gönderecekleri bu e-postada, ad-soyad ve hangi burs türünde başvuru yapıldığına dair açıklama da yer almalıdır. Belirlenen son tarihe kadar e-posta iletmeyen ya da kabul e-postası almayan adaylara Macaristan’da sözlü sınava girme hakkı tanınmayacaktır.
12. Adaylara bilgilendirmeler Bakanlığımız başvuru sisteminde yer alacak e-posta adresleri üzerinden yapılacaktır. Bu nedenle adayların Bakanlığımız başvuru sistemine güncel e-postalarını eklemeleri ve gereksiz kutusu da dâhil olmak üzere e-postalarını düzenli kontrol etmeleri gerekmektedir.
13. Bakanlığımıza yapılacak başvurudan önce adayların https://abdigm.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/2023_11/10173157_bursrehberi.pdf adresinde yer alan rehberi incelemeleri gerekmektedir.
14. Adayların, üniversite ve bölüm tercihlerini yaparken üniversitelerin burslu kontenjanlarını dikkate almaları yararlarına olacaktır. Adaylar, üniversite ve bölüm bilgilerine apply.stipendiumhungaricum.hu adresinden erişebileceklerdir.
DİĞER HUSUSLAR:
1. Adayların Macaristan başvuru kılavuzunda belirtilen şartları taşımaları ve istenilen belgeleri kılavuzda ifade edilen esaslara göre düzenlenmeleri gerekmektedir:
a. Lisans, yüksek lisans, OTM ve non-degree bursuna başvuracak adaylar için kılavuz:
b. Doktora bursuna başvuracak adaylar için kılavuz:
2. Adaylar, program hakkında diğer detaylara https://stipendiumhungaricum.hu/ adresinden erişebileceklerdir. BİLGİ İÇİN: Murat YILMAZER e-posta: murat.yilmazer@meb.gov.tr
Estergon Kal’ası subaşı durak
Estergon küçük, tenha, tertemiz, derli toplu, sevimli bir şehir… Aslında Macar tarihinde mühim bir şehir. Onuncu yüzyıldan onüçüncü yüzyılın ortalarına kadar Macaristan’ın başşehri burasıydı. Taht merkezi. Aynı zamanda dinî merkez.
Yazar: Ayşe Göktürk Tunceroğlu
Herhalde Osmanlı ordusu Estergon’a bizden daha kolay varmıştır!
Estergon şehri Budapeşte’den kara yoluyla bir saat uzaklıkta, kuzeyde. Trenle gitmek kolaydır ve zevklidir, dediler. Zaten tren yolculuklarını severiz. Internetten tren saatlerini öğrenip Budapeşte’nin merkez garı Nyugati’ye geldik. Ondokuzuncu yüzyıl mimarisi haşmetli, sanatlı bir bina… İçeri girince bir çok binadan oluşan, ucu bucağı belli olmayan bir istasyon kompleksi olduğunu görüyoruz. Ucunu bucağını bilen bilir de, ilk defa gelince yolunu, yönünü bulmak uğraştırıyor. Hele tabelalardan bir şey anlamayınca….
Teknolojinin vazgeçilmezi bilet otomatları sıralanmış. Biraz güç de olsa iki bilet aldık, Estergon’a. Bilete göre yarım saat sonra tren kalkacak. Peronlar önümüzde. Trenler sıralı. Gözümüz ışıklı panolarda. Estergon adı var ve yanında bir şeyler yazıyor. Neler yazıyor, gel de anla! Diğer şehir adlarının yanında yazandan farklı bir şey yazdığını anladık, ama o kadar! Yarım saat geçti. Tren nerede? Soracak bir görevli yok! “İnsan”lı bir gişe yok! Birkaç yolcuya soracak olduk, bilmiyorlar. Daha doğrusu bizi anlamadılar. Derken, sorduklarımızdan bir adam canla başla yardım etmeye girişti. Adı Gabor’muş. Onda İngilizce kıt, bizde Macarca yok! Adamcağız çırpınıyor derdimize deva olmak için. Ama o da bilmiyor, bildiğini de anlatamıyor ve beraberce bir sürü yanlış yöne girip, yanlış kaplardan geçip yanlış merdivenlerden iniyor, çıkıyoruz. Yarabbim bir görevli olsa! Bilet makinaları iyi de, yabancıların çok gelip gittiği böyle yerlerde İngilizce bilen “gerçek insanlı” gişeler olması gerekmez mi? Otomattan aldığımız biletin üzerinde yazan kalkış saatinden en az bir saat geçti, biz hâlâ sonuçsuz dönüp duruyoruz. Işıklı panoda anlamadığımız aynı yazı hâlâ göz kırpıyor. Nihayet görevli yeleği giymiş gezinen bir adam yakaladık. Ve tamamen yanlış bir yerde bulunduğumuzu anladık. Yeniden yürüyen merdivenler, yürümeyen merdivenler, koridorlar, metrolar, otobüsler… İndik, bindik, çıktık, yürüdük, yürüdük. Şehrin dışında bambaşka bir yere gittik.
İstanbul’dan ayrılmadan önce kardeşim, “Öyle Budapeşte’nin sadece şehir merkezini, turistik yerlerini gezerek olmaz, periferiyi de görmek gerek.” diye hatırlatıyordu. Bu şehre bizim gibi birkaç günlüğüne gelip de bu kadar “periferi” gören kaç kişi vardır, bilmem! Köprü altları, ıpıssız yollar, evsizlere ev olmuş istasyon merdivenleri, terkedilmiş binalar…
Jimmy Jaguar
| Gösterim | |
| Beyoğlu Sineması | 30.11.2025 16.30 |
| Caddebostan (CKM) Sineması | 01.12.2025 19.00 |
Macar sinemasının önde gelen temsilcilerinden Bence Fliegauf, sanatsal yaratıcılık ve yenilikçi bir sinema diliyle insan hakları ve adalet kavramlarını ele alan politik bir sinemayı başarıyla birleştiren filmleriyle tanınır. Karlovy Vary Film Festivali’nde yarışan Jimmy Jaguar yönetmenin sofistike sinema anlayışının yeni, çarpıcı ve çok katmanlı bir örneği. Filme adını veren Jimmy Jaguar, eski bir Macar çocuk şarkısında geçen, insanları ele geçiren ve suç işlemeye yönelten bir tür cin… İşlenen suçu ele alan ve kısa adıyla Jagu’nun gerçekliğini araştıran bu sahte belgeselde Fliegauf, korku türünün unsurlarıyla ustalıkla oynuyor. Saldırıya uğrayan kişinin bir Sırp savaş suçlusu çıkması, Jagu’nun kendini yasaların üstünde görenlerden intikam alması filmin hukuki ve politik boyutlarını inşa ediyor.
Bence Fliegauf, a leading figure in Hungarian cinema, is known for his films that successfully combine artistic creativity and an innovative cinematic style with a political cinema that explores the concepts of human rights and justice. Jimmy Jaguar, which competed at the Karlovy Vary Film Festival, is a striking, multi-layered, and fresh example of the director’s sophisticated cinematic approach. The film’s title character, Jimmy Jaguar, is a demon from an old Hungarian children’s song who possesses people and drives them to commit crimes. This mockumentary explores the reality of Jagu and a crime committed under his influence, while Fliegauf masterfully plays with elements of the horror genre. The victim turns out to be a Serbian war criminal, and Jagu’s revenge on those who consider themselves above the law underpins the film’s legal and political dimensions.
Macaristan, 2025
Yönetmen Bence Fliegauf
Senaryo Bence Fliegauf
Oyuncular Lilla Kizlinger, Eszter Balla, Júlia Jakab, Erik Major, Alíz Sólyom, Krisztián Peer
Dünya Hakları Fraktal Film
Detaylar Uluslararası Suç ve Ceza Film Festivali
Festivalin 15 yıldır sürdürdüğü mottosu
“Herkes için Adalet” tir.
Ankara’nın ilk “Tuğrul Kuşu” heykeli Macaristan Büyükelçiliği’nin ev sahipliğinde açıldı
Başkent’teki ilk “Tuğrul Kuşu” heykeli, Macaristan Büyükelçiliği’nin Atatürk Bulvarı’na bakan köşesinde açıldı.
Açılış için Macaristan’ın Ankara Büyükelçisi Viktor Matis’in ev sahipliğinde Büyükelçilik konutu bahçesinde tören düzenlendi.
Burada konuşan Matis, Tuğrul Kuşu heykelinin yapımını Macaristan Dışişleri Bakanlığı ve Dış Ticaret Bakanlığının desteklediğini belirtti.

Konferans / Tema Parkı Olarak Yeniden Kurgulanan Kent
28 Kasım 2025 / 10.00
Küreselleşme sürecinin bir sonucu olarak, on dokuzuncu yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu ile Batı ve Doğu Asya’dan gelen el sanatları Avrupa’da görülmeye ve büyük ilgi görmeye başladı. Bu eserler yayınlarda, yeni kurulan koleksiyonlarda, müzelerde ve dünya fuarlarının tematik sokak ya da köşklerinde sergileniyor; Japonizm, Chinoiserie veya Oryantalizm gibi akımların doğmasına zemin hazırlıyordu. Ancak bu kategoriler, temsil ettikleri coğrafyaların hayali bir izlenimine dönüşmüştü.
Bu moda akımlarının etkisi, on dokuzuncu yüzyılın sonlarındaki tarihselci mimaride de görüldü. Avrupa’daki “oryantal” etkinin büyük ölçekli bir mimari yansıması ise, dönemin yeni işlevsel ihtiyaçlarından biri olan eğlenceyle ilişkilendirilen dünya sergileri ve tematik parklarla bağlantılıydı.
Pera Müzesi, İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, Liszt Enstitüsü – Macar Kültür Merkezi ve İstanbul İsveç Araştırma Enstitüsü’nün iş birliğiyle düzenlenen bir günlük konferansta, Londra, Budapeşte ve Kopenhag gibi kentlere hayali bir yolculuk yapıyoruz. Sunumlarda, on dokuzuncu yüzyılın sonlarında bu kentlerdeki bazı bina komplekslerinde, tema ve eğlence parklarında İstanbul’un nasıl yansıtıldığı ele alınacak. Dönemin tarihsel bağlamına değinilecek, mimari komplekslerin biçimlenmesinde rol oynayan tarihsel tahayyüller tartışılacak; Avrupa şehirlerinde belirli yerlerle—örneğin İstanbul’la—ilişkilendirilen mimari kaynakların kökenleri ve örnek olaylar analiz edilecek.
Pera Müzesi Oditoryumu’nda gerçekleşecek etkinlik ücretsizdir ve dili İngilizcedir. Rezervasyon alınmamaktadır.
Macaristan’ı ve Türkiye’yi Ayakta Tutan Köprüler
Macar Kültür Merkezi tarafından düzenlenen “Köprüler Kenti: Budapeşte” ve “Türkiye’de Macarların Yaptığı Köprüler” başlıklarına sahip sergi; 27 Kasım – 13 Şubat tarihleri arasında ziyaret edilebilecek.
Köprüler kenti Budapeşte
Serginin bir bölümü, Budapeşte’nin köprülerini ele alıyor. Avrupa’nın en uzun ikinci nehri olan Tuna, Budapeşte’nin içinden kabaca kuzey-güney doğrultusunda geçer. Nehir üzerindeki köprüler halen Budapeşte’nin ulaşım sisteminin kilit bir unsuru ve kentin radyal halkalı kentsel yapısının ayrılmaz bir parçasıdır. İki metro hattı haricinde bu köprüler, iki milyon nüfuslu kentin iki yarısı arasındaki trafiğin yanı sıra çok büyük miktarda yurtiçi ve uluslararası transit trafiği de taşır. Bununla birlikte bu köprüler sadece ulaşım araçları değil aynı zamanda Budapeşte’nin mimari mirasının en önemli ve sembolik parçaları arasında yer alırlar ve kent manzarasının belirleyici bir özelliğidirler.
Türkiye’nin altyapı çalışmalarındaki Macar imzası
Serginin ikinci bölümü ise, Osmanlı İmparatorluğu’nun son, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk dönemlerine denk gelen demiryolu ve köprü inşaatlarında görev alan Macar uzmanlara odaklanıyor.































