2025. Ekim 19.
Türkinfo Blog

Türkinfo’da yeni dönem başlıyor

11rollup.2-121x300Değerli Okur!

Sitemiz bugünden itibaren tamamen yenileniyor.

Modern ve kolayca kullanılabilen bir site haritası ve daha kaliteli bir içerik Türkinfo’nun yayın hayatında yeni bir dönemin işareti. Yedi yıllık bir geçmişe sahip olan Türkinfo böylece “çocukluk dönemini” geride bırakmış oluyor ve çağdaş beklentilere daha da yanıt vererek Türk Macar ilişkileri alanında referans yayın organı olma işlevini yerine getirmeye devam ediyor. „Bir tutam Macaristan – Egy csipet Törökország” sloganımızın da kanıtladığı gibi bundan böyle de hem Türkiye’nin ve hem de Macaristan’ın toplum ve kültür hayatının her alanından size bilgiler ulaştırmaya devam edeceğiz.

Bundan yedi yıl önce Türkinfo Macarlara gerçek Türkiye’yi, Türklere de asıl Macaristan’ı anlatmak için yola çıktığında aslında bu alanda yalnız sayılırdık. Bugün artık “Türk Macar dostluğu” her iki ülke açısından hükümet düzeyinde de öne çıkarılan bir strateji haline geldi. Bu durum bizi memnun etmekle birlikte, yaptığımız işin ağırlığını daha iyi hissetmemize de neden oluyor. Çünkü bu ortam kısa vadeli politik etkilerden uzak durmayı öngören Türkinfo yayın ilkelerinin önemini daha da arttırıyor.

Türkinfo’nun yayın ilkelerini bir daha hatırlatmakta yarar var:

Bağımsızız, ancak tarafsız değiliz. Çünkü halklar ve kültürler arasındaki dostluğa ve uluslararası insan haklarına saygı gösterilmeden insanoğluna layık bir geleceğe ulaşamayacağımızı düşünüyoruz.

Çağdaş düşünce akımlarından ve teknik yeniliklerden yanayız, ancak geleneklere de saygı duyuyoruz, çünkü zorla kesintilere uğratılmamış ve barışçıl bir toplum arzuluyoruz.

Her alanda diyalog talep ediyoruz. Çünkü diyalogla çözülemeyecek toplumsal ve tarihsel sorun olmadığını düşünüyoruz, ancak diyalog sürecinde de adaletten taviz verilemeyeceği kanısındayız.

Ve son olarak da sivil toplumsal ilişkilerden ve kar amacı gütmeyen örgütlenmelerden yana olduğumuzu vurguluyoruz. Çünkü Türkinfo deneyiminin de kanıtladığı gibi insanların gönüllü katkılarla kendilerini ilgi duydukları alanda var etmelerinin inanılmaz enerjiler yaratacağını düşünüyoruz.

Değerli okur! Bizim açımızdan okurlar asla sıradan ve pasif bir kitle değildi. Türkinfo şimdiye kadar da siteyi ve tüm faaliyetlerini okurlarına dayanarak gerçekleştirdi. Çünkü okurlarımız hep yanımızdaydı ve aktif varlıklarıyla bize güç verdiler.

Umarız bu bundan sonra da böyle olur.

Okurlarımızın düşünce ve önerileri bizim için bundan sonra da yol gösterici olacaktır.

9 Nisan 2015, Budapeşte

Tarık Demirkan

Türkinfo Yayın Yönetmeni

Kütahya’nın kardeş şehri Avrupa’nın Kültür Başkenti

pecs4Peç, sakin, kargaşasız, trafiksiz ve sadece 150 bin nüfuslu bir şehir. Ama ne şehir! Bir peri sihirli çubuğu ile dokunup, bu şehirde zamanı dondurmuş. Hiç kimse (bir Türk’ün asla anlayamayacağı vatandaşlık terbiyesiyle) asırlar öncesinde inşa edilen binalara bir çivi olsun çakmamış, dokunmamış, yıkıp yerine yenisini yapmamış, üzerine kat çıkmamış. Böylece Batı Roma, Osmanlı, Gotik, Barok ve Rokoko üslupları doğa afetlerinin dışında hiçbir tahrifata uğramadan bu güne kadar gelebilmiş. Avuç içi kadar bir kent, her biri pırlanta taşı değerinde binalarıyla bir açık müze oluşturuyor, sokaklarında dolaşanlara bir insanlık ve medeniyet dersi veriyor. Peç’de gezerken ortaçağdan bu güne, tarihin içinde dolaşıyorsunuz.

BİRARADA YAŞAMA KÜLTÜRÜ KÖK SALMIŞ

Hayat Peç’de 6 bin yıl önce Keltler ve İliryalılarla başlamış. 2’nci yüzyılda Roma İmparatorluğu’nun sonra da sırasıyla Hun, Ostrogot nihayet Frankların eline geçmiş. Macarların burada resmen bir devlet kurmalarının belgeli tarihi, 23 Ağustos 1003, fakat ülke sonradan çok işgal görmüş. Sırbistan’la savaşmış, 16 – 17’inci yüzyıllarda, 150 sene boyunca Osmanlı İmparatorluğunun parçası olmuş. “Bin atlı akınlarda çocuklar gibi şendik/ Bin atla o gün dev gibi bir orduyu yendik/ Geçtik Tuna’dan bir yaz günü kafilelerle”, diye mısralar döşenmiş Yahya Kemal, Mohaç seferi için ama 1780’de Avusturya- Macaristan İmparatorluğu’na devretmişiz aldığımız yerleri.

1. Dünya Savaşı sonrasında, Avusturya- Macaristan İmparatorluğu’nun da çökmesiyle, Macaristan nihayet özgürlüğüne kavuşmuş. Peç’in geçmişinde böyle gamlı günleri var ama şehrin kültürel kaderi, tarihinden hep çok daha parlak olmuş. İlk üniversitesini 1367, ilk kütüphanesini 1774 yılında kurmuş. Bu gün 34 bin öğrencili, 10 fakülteli üniversitesi, sanatın tüm alanları kapsayan ve sürekli düzenlenen kültür etkinlikleriyle çağdaş ve hareketli bir şehir. Aynı zamanda, değişik etnik ve dini grupları hiç ayırım yapmadan kucaklamasıyla da ünlü. Çünkü çok işgal görmüş. Peç’de Macarların yanı sıra Şvaplar, Sırplar, Hırvatlar, Müslüman Boşnaklar ve Yahudiler yanyana ahenk içinde yaşayabiliyor. Yahudi veya Müslüman çocukların devam ettiği okulların önünde onları muhtemel saldırılara karşı korumak üzere bekleyen polis araçları olmadığı gibi, değişik inançlara sahip dini ibadet yerlerini de yüksek duvarlarla korumaya almaya gerek görmüyorlar. Çünkü kimse ötekinin inancına karşı husumet beslemiyor. İnsanlar huzurlu, mutlu ve özgür, bu şehirde.

İNANÇLARI BULUŞTURAN SZCEHENYI MEYDANI

Bizim Taksim Meydanı’mıza tekabül eden Szcehenyi Meydanı’ndaki Gazi Kasım Paşa Camii’nin damında İslamı sembolize eden yarım ayın üzerinde bir haç var, tam önünde de 1713’de yaptırılan Holy Trinity Meryem Ana heykeli. Meydanın bir başka köşesinde Macarları Türkler’in boyunduruğundan kurtaran milli kahramanları Janos Hunyadi’nin koskocaman bir heykelini dikmişler. Ama daracık sokakları ve cumbalı minik evleriyle Peç’in en romantik mahallesi olan Tetye’nin adının, Türklerin burada tekke olarak kullandıkları bir mekandan geldiğini de inkar etmiyorlar, tıpkı 16. Yüzyılın sonlarında, “aziz” olarak kabul ettikleri Baba İdris adlı Osmanlı âliminin türbesini hâlâ korudukları ve anısını saygıyla yâdettikleri gibi.

Peç’in sokakları ve meydanları kahvehanelerle, barlarla, lokantalarla dolu. Sokaklarda müzik yapan öğrenci grupları dolaşıyor. Özellikle hafta sonları bir üniversite şehri olduğu için, yollar eğlenen gençlerle dolup taşıyor. İstanbul’da nasıl adım başına bir banka varsa, Peç’de de adım başına bir kitapçıya rastlamak mümkün. Kitapçı bolluğu kültür eşikleri hakkında bir fikir verebiliyor. Marka satan dükkanlara hemen hemen hiç rastlanmıyor ama sokak satıcılarının kişisel ürünlerini sergiledikleri pazar yerleri çok revaçta. Macarların uzun süren Sovyet rejiminin etkisinden kurtulmaları belli ki bir zaman alacak, servis sektörü hâlâ çok yavaş işliyor. Bırakın bir yemeğin bir bardak içkinin dahi gelmesi için en az 15 dakika beklemek zorunda kalıyorsunuz. Sabırsız Türkler için dayanılması zor bir durum. Ayrıca Macarlar bizlere göre çok sakin ve mesafeli. Gençlerin doldurduğu kafeteryalarda dahi bağıra çağıra konuşan ya da kahkahayla gülen kimseye rastlamadık.

UNVANI HAK EDİYORLAR Macarlara eğlenmek, gülmek, alışveriş etmek ve hızlı servis vermek adına pek çok şey öğretebiliriz ama onlardan öğreneceğimiz çok önemli bir şey var. Onu da bir örnekle anlatmaya çalışayım: 2000’de UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne giren bir Necropolisleri var. 3’üncü yüzyıla ait bu çok katlı Hristiyan mezarlığını ilk kez 1780’de bulmuşlar. Erken devir freskolarını da ihtiva eden mezarlığın kazıları hâlâ sürüyor. Dönem eserlerinin bulunduğu bu mekan ilginç bir geçişle bizi bu günün eserlerinin sergilendiği bir başka mekana çıkarıyor. Ve işte o alanda bir heykel var ki, belki de tüm dünya halklarının etrafında dolaşıp ibret alması gerek! Yakında Vatikan’a taşınacak olan heykele bir yönünden baktığınız da Yahudi yıldızını, diğer yönünden baktığınızda Hristiyanlığın sembolü haçı, bir başka yönden baktığınızda ise İslamı sembolize eden ay yıldızı görüyorsunuz.

Sanatçı, üç semavi dinin sembolünü dahiyane bir uygulamayla bir bütün haline getirmiş. İşte Macar’ların en önemli özelliği bu bence, dinleri, görüşleri, fikirleri bir araya getirip bütünleştirebilme becerileri. Farklılıklardan çatışma değil, bütünleşme yaratabilmeleri. 6 bin yıllık geçmişlerini, tarihin akışı içinde uğradıkları işgalleri, ezaları filozoflara has bir bakış açısıyla, zerre kadar husumet duygusu barındırmadan değerlendirebilmeleri. 6 bin yıllık geçmişi olan bir şehrin birikimini ruhlarına sindirebilmiş insanların yaşadığı Peç, bir Dünya Kültür Başkenti olmayı hak etmiyor mu sizce? Ben kendi hesabıma bu ünvanı onlara helal ettim, gitti!

Peç’te ikinci Türk istilası Peç sakinleri, 20 – 23 Mayıs’ta bir kez daha Türklerin istilasına uğradı. Bu sefer bin atlıyla değil, iki yazar, birer besteci, soprano, neyzen ve dansçıyla gittik. Yazarlardan söz edişim sadece Perihan Mağden’le iki ayrı okulda ve Belediye Salonunda yaptığımız okumalar yok sayılamayacağından. Yoksa ne okursak okuyalım, muhteşem bir konser ve dans gösterisi dururken, bizim okumalar ne yazar! Beslediği Mevlana-Simyacı senfonik şiiriyle ve piyanosuyla Tuluğ Tırpan, neyiyle Burcu Karadağ, sesiyle Sertap Erener ve dansıyla Su Güneş Mıhladız, Macarları resmen büyüledi, esir aldı, gönüllerinde taht kurdu. Bu konsere katılan Peçliler, bundan böyle Türkleri, Burcu’nun ruhlarına üflediği neyle, Sertap’ın Mevlana’nın, Yunus’un, Abdülkadir Meragi’nin mısralarını seslendirdiği kristal sesiyle, Tuluğ’un bestesiyle hatırlayacak. 45 dakika boyunca, üst üste giydiği tennureleriyle hiç duraksamadan dönerek, egosundan arınıp, yeniden doğmayı sembolize eden Su Güneş’i ise hiç unutmayacak. Keşke tüm ülkeleri fethe hep aynı ekiple çıksak! Hiç elimiz boş dönmezdik!

Boynumuzda bardakla köyü gezdik Perihan Mağden’le üç gün boyunca, Goethe Enstitüsü’nün Yollarda projesinin kapsamında üzerimize düşenleri hiç itiraz etmeden yerine getirdik, okumalarımızı yaptık, soruları yanıtladık, video çekimleri yaptık. Pazar günü organizatörler ekibi ödüllendirmek için yakınlarda bir köydeki şarap festivaline götürdü. Akdeniz iklimini andıran güneşli bölgenin zengin toprağında yetişen üzümlerden çok güzel beyaz şarap üretiliyormuş. Hem 630 hektarlık bağlarda yetişen Chardonnay ve Cirfandli şaplarından tadacağız, hem de Villany bölgesinin kırmızılarını. Köyün girişinde boynumuza birer şarap bardağı astılar, elimize şarap kuponlarımızı ve değerlendirme karnelerimizi tutuşturdular. 14 değişik şarap evinin şarabından tadıp, şaraplara not vereceğiz.

Saat 16.00’da aracımız bizi bıraktığı noktadan alacak. Goethe Enstitüsü’nden çifte Claudia’larla önümüze çıkan ilk eve daldık. Dördüncü evden sonrası pek net değil ama galiba Claudialardan birini arı soktu, ben yerden çamur alıp yanağına yapıştırdım. Perihan çiğnenmiş ekmek uygulamasını sağlık verdi. Son hatırladığım, ani bastıran yağmurun altında araç beklerken sırılsıklam olmamızdı. Akşam konserde Viyana Orkestrası Tuluğ’un eserini yorumlarken gözümden durmadan akan yaşları, tattığım şaraplara yorduğum oldu ama yanımda oturan Alman çiftle arkamda oturan Macarlar da en az benim kadar heyecanlıydı. Sanatın ve şarabın iyisi sınır filan tanımıyor arkadaşlar. Bizde ikisi de var ama her ikisini de dünyaya kendimizi tanıtmak için kullanmasını bir türlü öğrenemiyoruz.

2010-09-27
Ayşe KULİN – Hürriyet

Macaristan’dan öğrencilerin Balıkesir gezisi

1340199232_ba2Estonya, Romanya ve Macaristan’dan gelen öğrenciler, Balıkesir’in Havran Belediye Başkanı Hasan Lofçalıoğlu’nu makamında ziyaret ederek, küresel ısınma için resim yarışması düzenleyeceklerini belirttiler. Estonya, Romanya ve Macaristan’dan gelen öğrenciler, Balıkesir’in Havran Belediye Başkanı Hasan Lofçalıoğlu’nu makamında ziyaret ederek, küresel ısınma için resim yarışması düzenleyeceklerini belirttiler. Küresel ısınma konusunda Türk Milletini uyarmak dostluk, arkadaşlık ve dayanışma duygularını pekiştirmek amacıyla Havran’a geldiklerini söyleyen Avrupalı öğrenciler, Küresel Isınma’ konulu ödüllü resim yarışması düzenleyeceklerini söylediler. Havran Kaymakamlığı ve Havran Belediyesi’nin misafiri olarak Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu binasında misafir edilen öğrenciler, rehberleri öncülüğünde Havran ı inceleyip tanımaya çalışıyorlar. Öğrencilerin, 11 Ağustos 2009 Salı günü Saat 20.00 de küresel ısınma ile ilgili resim yarışması ve toplantı yapacakları öğrenildi.

Macaristan’dan öğrencilerin Maraş gezisi

6501Afşin Eshab-ı Kehf Külliyesi Macaristan, Finlandiya ve Slovakya’dan gelen yaklaşık 80 öğrenciyi ağırladı. Kahramanmaraş Süleyman Demirel Fen Lisesi tarafından hazırlanan Avrupa Birliği Enerji Maksimizasyonu Projesi kapsamında İlçemize gelen Macaristan, Finlandiya ve Slovakyalı öğrenciler Afşin Eshab-ı Kehf Külliyesini ziyaret etti. Macaristan dan 3 öğretmen 7 öğrenci, Slovakya’dan 4 öğretmen 9 öğrenci, Finlandiya’dan 2 öğretmen 11 öğrenci toplam 9 öğretmen 27 öğrenciden oluşan proje ekibi İMKB Kahramanmaraş Süleyman Demirel Fen Lisesi tarafından Afşin’e gezi düzenlendi. Öğrenciler ilk olarak Kahramanmaraş’ın tarihi ve kültürel yönden öneme sahip olan Afşin Eshabı- Kehf Külliyesi’ni ziyaret etti. Ziyarette öğrencilere tercümanlar tarafından külliyenin tarihi anlatıldı. Gezinin amacını anlatan Fen Lisesi Müdürü Fehmi Paksoy, şunları söyledi: ”Avrupa Birliği Proje kapsamında 3 ülkeyle enerji verimliliği ve en az enerji harcayarak çok verimli hale getire biliriz diye bir proje hazırladık. Bu proje kapsamında şuanda Macaristan, Finlandiya ve Slovakya’dan öğrencilerimiz geldi.

Asıl projenin en önemli amacı öğrencilerin birbirlerini ve kültürlerini tanımalarını sağlamak. Ülkemizi tanıtmak. Projenin ortak dili İngilizce misafir öğrenciler aileler tarafından misafir ediliyorlar. Bir hafta boyunca şehrimizi her yönüyle, tanıtılacak proje çalışmalarını 2 yıl sürecek. Ülkeler birbirlerine karşılıklı olarak gidip gelecek. Proje çalışmalarının dışında misafirler İlimizin tarihi, kültürel ve turistik mekânları gezdirilerek tanıtım yapılmakta. Ayrıca yöresel halk oyunlarımıza iştirak edip öğrencilerimizle kaynaşan konuk ekiplerin sevinçleri ve ilgileri görülmeyi değerdi.” Bu arada, Afşin Eshab-ı Kehf Külliyesi’ne gelen kız öğrenciler saclarını kapayarak külliye içerisinde dolaştılar. Öğrencilere buradan çok etkilendiklerini belirterek, ”Biz Türkiye’ye gelmeden önce ülke hakkında bilgi edindik. Buradaki kadınlarında bu tür yerlerde inançları gereği saçlarını kapatıyorlar. Bizde bu yüzden saçlarımızı üzerimizde bulunan ceketlerle kapadık” diye konuştular.

Pencere – Robert Capa: Gerçek En İyi Fotoğraftır Sergisi – Çağla Saraç & Aron Sipos

“Gerçek En İyi Fotoğraftır” Savaşın, insanlığın ve tarihin izlerini taşıyan karelerle Ara Güler Müzesi ilk kez başka bir sanatçıya ev sahipliği yapıyor. Bu kez dünyaya Robert Capa’nın objektifinden bakıyoruz, kare kare hikayelere odaklanıyoruz. Pencere’de bu hafta “Robert Capa: Gerçek En İyi Fotoğraftır” sergisini ve Robert Capa’nın sanatını Doğuş Grubu Sanat Danışmanı Çağla Saraç ve Macar Kültür Estitüsü Müdürü Aron Sipos’la konuşuyoruz.

Podcasti buradan dinleyebilirsiniz, dinlemek için biraz zaman ayırmaya değer.

NEDEN PENCERE? Sinemadan müziğe, çizgi romandan dijital sanata, sokak oyunlarından uçurtma uçurmaya, gölge oyunlarından illüzyon gösterisine, tiyatrodan plastik sanatlara, romanlardan masallara, çocuk şarkılarından operaya, geçmişten bugüne, geleneklerden modern zamanlara kültür, sanat… Unutulmasınlar, kuşaktan kuşağa aktarılsınlar, diye… Zeynepgül Alp’le Pencere cumartesi 09.30, pazar 19.10’da NTVRadyo’da. Programın tüm bölümleri kaçıranlar ve tekrar dinlemek isteyenler için NTVRadyo’nun arşivinde (ntvradyo.com.tr) ve podcast platformlarında.

Trump Putin ile Macaristan’da görüşeceklerini açıkladı

ABD Başkanı Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Macaristan’da biraraya geleceklerini açıkladı.

Trump, gelişmeyi 16 Ekim’de Putin ile yaptığı telefon görüşmesinin ardından duyurdu.

Beyaz Saray’ın açıklamasına göre, görüşme iki saatten uzun sürdü.

Sahibi olduğu sosyal medya platformu Truth Social’da yaptığı açıklamada Trump, “Başkan Putin ve ben, Rusya ile Ukrayna arasındaki bu ‘utanç verici’ savaşı sona erdirip erdiremeyeceğimizi görmek için, Macaristan’ın Budapeşte kentinde bir araya gelmeyi kararlaştırdık” dedi.

Trump, “Bugünkü telefon görüşmesinde önemli ilerleme sağlandığını düşünüyorum” ifadesini kullandı.

Kremlin Sözcüsü Yuriy Uşakov, telefon görüşmesinin Putin’in teklifiyle gerçekleştiğini söyledi.

us basınına konuşan Uşakov’un aktardığına göre, görüşme yeri olarak Budapeşte önerisi Trump’tan geldi ve Putin bunu hemen kabul etti.

Putin’in özel temsilcisi Kirill Dmitriev, sosyal medya platformu X’ten yaptığı açıklamada Rusya Devlet Başkanı ile Donald Trump arasındaki görüşmenin “olumlu ve verimli” olduğunu belirtti.

Açıklamaya Macaristan Başbakanı Victor Orban’dan da yanıt geldi.

Orban, X hesabından yaptığı açıklamada, “Amerikan ve Rus liderler arasında planlanan görüşme, dünyanın barışsever halkları için harika bir haber. Hazırız!” dedi.

ABD Başkanı, her iki ülkeden “üst düzey danışmanların” gelecek hafta biraraya geleceğini sözlerine ekledi.

Trump, ABD heyetine Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun liderlik edeceğini ve buluşma yerinin daha sonra belirleneceğini belirtti.

Trump’ın açıklaması, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin Beyaz Saray ziyaretinden bir gün önce geldi.

Trump, Putin ile görüşmesini 17 Ekim’de Zelenskiy ile birlikte değerlendireceklerini de ekledi.

Zelenskiy’nin ABD’den Ukrayna’ya uzun menzilli Tomahawk seyir füzeleri göndermesini istemesi bekleniyor.

Trump daha önce bu teklifi değerlendirdiğini belirtmişti.

Trump’ın Rusya’ya karşı tutumu, Vladimir Putin’in Kiev ile ateşkes anlaşmasına yanaşmaması nedeniyle son aylarda sertleşti.

ABD Başkanı, Rusya anlaşmaya yanaşmazsa ülkesinin Tomahawk füzelerini gönderebileceğini söyledi.

Uşakov, Putin’in telefon görüşmesinde Trump’a Tomahawk seyir füzeleri tedariğinin barış sürecine ve iki ülkenin ilişkilerine zarar vereceğini söylediğini aktardı.

Tomahawk füzelerinin menzili 2.500 km. Tedarik edilmesi durumunda, potansiyel olarak Moskova’yı Ukrayna’nın menziline sokuyor.

BBC

Macaristan’ın Törökkoppany kasabasındaki tarihi Türk hamamı, Türk-Macar Dostluk Parkı haline getirildi

Macaristan’ın isminde “Türk” ifadesi geçen tarihi Macar kasabası Törökkoppany’de tamamlanan kazı çalışması sonucu ortaya çıkarılan Türk hamamı ve etrafındaki alan, Türk-Macar Dostluk Parkı haline getirildi.

Törökkoppany kasabasındaki Türk-Macar Dostluk Parkı’nın açılışına Türkiye’nin Budapeşte Büyükelçisi Gülşen Karanis Ekşioğlu’nun yanı sıra birçok Macar yetkili katıldı.

Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinde bahsi geçen ve Osmanlı döneminden beri isminde “Türk” sıfatını muhafaza eden kasabada düzenlenen açılışta, Türk ve Macar bayrakları asıldı.

Büyükelçi Ekşioğlu, burada yaptığı konuşmada, tarihin farklı dönemlerinde yakın etkileşim içerisinde olmuş iki kadim halkın ilişkilerinde husumet değil barış ve kardeşlik duygularının hakim olduğunu vurguladı.

Detaylar

Manuel – Tiara

Nobel Ödülü ve Doğu Bloku’ndan Çıkan Yeni Yazının Dayanılmaz Çekiciliği

Yazar – MİNA TANSEL

Macar roman ve senaryo yazarı Laszlo Krasnahorkai, geçmiş baskıcı yönetimden kalan yaraların izlerini taşıyan, kasvetli, dolambaçlı, karmaşık dünyalar kuruyor yapıtlarında. Geçen Perşembe, 2025 Nobel Edebiyat Ödülü’nün 71 yaşındaki bu yazara verildiği açıklandı. Ödül açıklanırken Krasnahorkai’den “Kafka’dan Thomas Bernhard’a uzanan Orta Avrupa geleneğinin büyük epik yazarı” olarak söz edildi. Yapıtlarının temel özelliğinin “absurdizm ile grotesk aşırılık” olduğu belirtildi. “Kıyameti andıran terörün ortasında zorlayıcı ve uzak görüşlü yapıtlarıyla sanatın gücünün ne denli büyük olduğunu bir daha gösterdi”ği öne sürüldü. Yazarın nokta kullanmadan yazdığı, postmodern olarak nitelenen distopik ve melankolik konulu yapıtlarından bazıları dilimize çevrilmiş bulunuyor. Ünlü Macar yönetmen Béla Tarr, yazar dostunun 1985’te çıkan ilk romanı Şeytan Tangosu ile 1989 tarihli Direnişin Melankolisi’ni sinemaya uyarladı. Siyah beyaz çekilen bu sıra dışı filmler, çok konuşulanlar arasında… (Direnişin Melankolisi geçtiğimiz aylarda MUBİ’de gösterildi.)

Nobel Ödülü, yazarın aldığı ilk ödül değil. 2015’te Booker, 2019’da ABD’de Çeviri Edebiyat dalında Ulusal Kitap Ödülü’nü almıştı. Krasnahorkai, Nobel Edebiyat Ödülü alan ikinci Macar yazar oluyor. Aynı ödül 2002’de Imre Kertesz’e verilmişti.

Bu ödül, bir kez daha eski Doğu Bloku ülkeleriyle Yugoslavya’dan çıkan günümüz yazarlarının gücüne dikkat çekiyor. Onları başkalarından ayıran güç nereden geliyor?

Dünyanın Doğu- Batı bloklarına bölünmüş olduğu yıllarda, Doğu’da ortalama bir eğitim alanların sağlam bir okuma alışkanlığı edindikleri, kendi ülkeleriyle başka ülkelerin yazınını tanıdıkları tartışılmaz bir gerçek! Moskova metrosunda her yolcunun elindeki kitabı okuduğunu gösteren eski fotoğrafları çoğumuz görmüşüzdür. Demirperde yıkıldıktan sonra Türkiye’ye bakıcılık yapmak üzere gelen bir Doğu Avrupalı hanıma Petersburg gezisi sırasında çektiği fotoğrafları gösteren arkadaşım, onun fotoğraflardan birindeki balmumu heykeli görünce “A, Puşkin!” demesine şaşırmıştı!

Eski Doğu Bloku’nda yetişenler böyle, peki, Doğu Bloku’nda yetişmiş günümüz yazarlarını başka yazarlardan farklı kılan ne?

Bu yazarların ortak bir yönünün yapıtlarındaki tarihsel boyut ile siyasal farkındalık olduğu söylenebilir. Baskıcı yönetimler altında yetişmiş olmanın onlarda alaycı, benzetmeli, simgeli anlatımı geliştirdiği görülüyor. Toplumu eleştirmek için kendilerinden öncekilerin yaptığı gibi kara mizaha, ‘absürd’ anlatıma başvuruyorlar. İçinde yetiştikleri baskı ortamının izleri hem toplumsal hem kişisel anılarında yansıyor.

Baskıdan kaçıp göçmen olanlar, göçü, yabancılaşmayı, kimlik konusunu, bunların insan ruhundaki etkilerini irdeliyorlar.

Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla birlikte Doğu-Batı bloklarının ortadan kalkmasından, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonraki coşkunun yerini bir düşkırıklığının aldığı bu ülkelerden kaçış günümüzde de sürüyor. Geçmişte yaşananlar, şu anda yaşanmakta olanlar, buradan çıkışın olup olmadığı umutsuzlukla sorgulanıyor. Farklı bir anlatım dili gelişmeye başlıyor.

Romanlarda yazarın yalnızca olaylarla kişileri anlatmadığını, belki onlardan çok kendini okurla konuşurcasına anlattığını görüyoruz; ama yazarın metindeki varlığı klasik yazarlarınkinden farklı: bir görüş savunmuyor, yalnızca aktarıyor ya da paylaşıyor, diyebiliriz.     

Kaynak https://www.sanattanyansimalar.com/

Macaristan – Türkiye, UEFA U21 Avrupa Şampiyonasi Elemeleri maçı

Macaristan ile Türkiye arasındaki UEFA U21 Avrupa Şampiyonasi Elemeleri maçı, Yayın Yok kanal(lar)ından canlı maç izlenebilecek.

Maç 14 Ekim Salı günü oynanacak.Macaristan-Türkiye Maçı, saat 19:00 başlayacak.

Macaristan-Türkiye Maçı Nerede Oynanacak?

Macaristan ve Türkiye, karşı karşıya geleceği UEFA U21 Avrupa Şampiyonasi Elemeleri maçı, Budapeste’da, Hidegkuti Nándor Stadion Stadyumu’nda oynanacak.

Kaynak

MAGDA SZABO OKUMA REHBERİ // KÜLLİYAT VİDEOLARI-1

Magda Szabo sevgimi bilmeyen yoktur sanırım😊 Keşke daha çok kitabı olsa da daha çok okuyabilsem, paylaşabilsem diyorum❤️ Yazarın hayatından, yazım sürecinden ve eserlerinden edinebildiğim bilgileri sizlerle paylaşmak istedim. Umarım severek izlediğiniz bir içerik olmuştur🥰

Nobel Edebiyat Ödülü kazanan Krasznahorkai’den Başbakan Orbán’ın tebriğine cevap: Siyasi eylemlerine her zaman karşı çıkacağım

Nobel Edebiyat ödülünü kazanan László Krasznahorkai, Macaristan Başbakanı Viktor Orbán‘a tebriklerinden ötürü teşekkür ederken, “Ancak siyasi eylemlerine ve fikirlerine her zaman karşı çıkacağım. Özgür bir yazar olarak kalmaya devam ediyorum” dedi.

2025 Nobel Edebiyat Ödülü açıklandı. İsveç Akademisi, 2025 Nobel Edebiyat Ödülü’nün Macar senarist ve romancı Krasznahorkaiye verildiğini duyurdu.

sveç Akademisi, Macar romancı Krasznahorkai’ye 2025 Nobel Edebiyat Ödülü’nün verildiğini açıkladı. Akademi, ödülün Macar romancıya verilme sebebinin “kıyametvari terörün ortasında sanatın gücünü yeniden teyit eden, etkileyici ve vizyoner eserleri” olduğunu duyurdu. 

Başbakan Orban, Krasznahorkai’yi tebrik etti. Krasznahorkai, sosyal medya hesabından Orban’a cevap verdi.

László Krasznahorkai’nin sosyal medya paylaşımı şu şekilde:

“Başbakan Viktor Orbán’a tebrikleri için teşekkür ederim. Ancak siyasi eylemlerine ve fikirlerine her zaman karşı çıkacağım. Özgür bir yazar olarak kalmaya devam ediyorum.”

T24

16,474FansLike
639FollowersFollow