Macaristan sığınmacılara karşı katı tutumuyla sadece Avrupa’da değil dünyada öne çıkan bir ülke… Bu tutumun arka planında katı Hıristiyanlık anlayışının yanı sıra ağır ekonomik sorunlar da yatıyor. Estergom turunda bizlere rehberlik eden Laszlo Kadak, Macaristan’ın en büyük sorununun bir gün sonra ne olacağının belli olmaması olarak özetliyor.
Macarların da kökenleri Türkler gibi Orta Asya’ya dayanıyor. Biz Türkler İran üzerinden Anadolu’ya ulaşırken, Macarlar Karadeniz’in kuzeyinden Orta Avrupa’nın yolunu tutmuşlar. Türkler Ehl-i Beyt’in nefesiyle İslam’la müşerref olurken, putperest (pagan) Macarlar tam 1000 yılında ilk Macar Kralı Aziz İstvan döneminde Hıristiyanlığı benimsediler.
Macarlar kendilerini Türk kökenli bir halk olarak tanımlıyor. Macarca ile Türkçe aynı dil ailesinde yer alıyor. Ortak etnik köken nedeniyle Macarlar, Avrupa’da Türklere en sıcak bakan millet olarak öne çıkıyor. Türklük üzerine Macarlarla rahatlıkla sohbet edebilirsiniz. En donanımlı Türkologlar da Macaristan’dan çıkmış. Bununla birlikte Macaristan, Hıristiyanlığın en yoğun yaşandığı Avrupa ülkelerinden biri… Zaten 1945 ile 1990 yılları arasında komünizmle yönetilen Polonya, Slovakya, Macaristan gibi Orta Avrupa ülkelerinde dini anlayışlar siyasete de ciddi oranda nüfuz ediyor.
Sığınmacılara kapılarını kapattılar
Geçtiğimiz yaz aylarında çok sayıda sığınmacı Balkanlar üzerinden önce Macaristan’a, oradan da Batı Avrupa yöneldiler. Macar yönetimi sığınmacıları ülkede tutmadı, vakit kaybetmeden Avusturya’ya plase etti. Akabinde Macaristan, sığınmacı girişini önlemek için Sırbistan sınırını dikenli tellerle kapattı. Macaristan bir süredir sığınmacıları ülkeye sokmuyor. Geçtiğimiz Cumartesi günü açıklama yapan Macaristan Başbakanı Viktor Orban, Macaristan’da sığınmacı girişine izin vermedikleri için terör tehdidinin olmadığını savunarak, “Macaristan akıllı bir şekilde kendini korudu ama gelecekte böyle bir problemle karşı karşıya kalmayacağı anlamına gelmez” diye konuştu. Katı milliyetçi, Slovakya Başbakanı gibi açıkça dışa vurmasa da açıklamalarında Müslüman karşıtı olduğunu hissettiren Orban’a göre, sığınmacı eşittir terörist! Orban, İslam ülkelerinden ekonomik açıdan yararlanmak istediğinden böyle davranıyor. Örneğin Macar Başbakanı, 1 Şubat’ta 5 bakan ve 47 işadamıyla dünyanın en kalabalık İslam ülkesi Endonezya’ya çıkarma yapmıştı. Macarların amacı demiryolu, enerji gibi alanlarda büyük ihaleler kapmaktı. Bir de Macaristan’ı çok sayıda Arap turist ziyaret ediyor. Orban, onları da küstürmek istemiyor.
Macaristan’ın bu katı tutumu Avrupa’da da ciddi sorun oluyor. Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Martin Schulz, geçen hafta yaptığı açıklamada, sığınmacı krizi konusunda Macaristan’ı eleştirerek, “Kendini düşünen Avrupa hükümetleri garip ve kısmen milliyetçi şekilde kendi çıkarlarını ortak çözümün önüne koyuyorlar. Bu hükümetler, Budapeşte’deki gibi… 20 üye ülke sadece para aldığı zaman Avrupa ile alakamız var diyor” ifadesini kullandı.
Macarlar ayrıca Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya ve Litvanya ile birlikte Avrupa Birliği’nin sığınmacıların üye ülkeler arasında kyle dağıtılması kota önerisini veto edeceğini ilan etti…
Ekonomik sıkıntı var
Doğu Avrupa’nın genelinde olan ekonomik sıkıntılar Macaristan’da da kendini gösteriyor. Aslında ülkenin ekonomik verileri fena değil. 2015 yılında yüzde 3 büyüyen Macaristan’da işsizlik oranı yüzde 6.2 ile Avrupa Birliği ortalaması olan yüzde 10.4’ün epey altında. Ülke 8.6 milyar dolar dış ticaret fazlası, 5.1 milyar dolar cari fazla veriyor. Macaristan ekonomisinin en büyük sıkıntısı geçen yıl yüzde 2.6 olarak gerçekleşen bütçe açığı… Mevcut yorgan Macaristan’a kısa geliyor. Yüksek bütçe açığı, Macaristan’ın sığınmacılara karşı katı tutumunun bir başka nedenini oluşturuyor. Sığınmacılar için zırnık harcamak istemiyorlar. Macaristan AB üyesi olmasına karşın, Euro’ya dahil değil. Kendi para birimini kullanıyor ama bütçesini Brüksel teftiş ediyor.