Değerli dostlarım, özellikle siz yabancı basın mensupları, gazeteciler! Sesimizi dünyada duyurun!
Son zamanlarda herkes Kiev’de ve Ukrayna’da neler olup bittiğini merak ediyor. Ne oluyor ülkemizde? Bizi neler bekliyor? Burada söylediklerimizi yaygınlaştırın! Dünya bizi duysun!
En önemli konu şu: Viktor Yanukoviç ve rejimi dört yıl gibi kısa bir süre içinde ülkeyi ve toplumu paramparça etti. Gerginlik inanılmaz boyutlara çıktı. Ve en kötüsü de şu ki, kendisi için herhangi bir manevra alanı, kaçacak bir yol da bırakmadı. Artık sonuna kadar dişle tırnakla iktidara yapışmak zorunda. Çünkü iktidarı bıraktığı anda mahkemeye çıkarılacağını çok iyi biliyor. Her ne pahasına olursa olsun iktidarda kalmak istiyor.
Bu ülkede yolsuzlukların, çalıp çırpmaların ulaştığı boyut insan aklının alacağı gibi değildir!
Rejimin üç aydır devam eden protesto gösterilerine verebildiği tek yanıt baskı olmuştur. Bu baskı da giderek daha da artmış ve çok yönlü bir mekanizmaya dönüşmüştür. Eskiden ünlü muhalifleri yıldıran saldırgan özel kuvvetler vardı. Şimdi sadece adı sanı bilinen muhalifler değil, artık yeter deyip sokağa çıkmış sıradan göstericiler de hedef haline geldiler (izleme toplama, ev baskınları, evleri ateşe verme, gözaltına alma, mahkemeye bile çıkmadan tutuklama). Burada anahtar kavram insanlarda korku ve yılgınlık yaratmaktır. Ancak yıldırma yöntemleri fayda vermemiştir ve giderek gösterilere katılanların sayısı artmaktadır. İktidarın buna verdiği yanıt ise, sokağa saldığı dehşeti arttırmak olmuştur.
Bunun temelinde 16 Ocakta çıkarılan yeni yasalar vardır. Parlamenterler sadece ellerini kaldırarak, birkaç dakika içinde bir dizi yasa çıkarmış, adını koymadan ülkeyi bir diktatörlük haline getirmiş ve daimi bir sıkıyönetim uygulaması başlatmıştır. Ukrayna’da bugün hükümetin izin vermediği her şey “yasak” kategorisindedir. Ben bile bu konuşmayı yaparken aslında bir dizi suç işlemiş oluyorum!
19 Ocakta bu baskı yasalarına karşı Ukraynalılar isyan ettiler. Geleceklerini koruyabilmek için “hayır” demeyi göze aldılar. Bugünlerde Kiev’den gelen resimlerde videolarda kafalarında kasklar ve ellerinde sopalarla göstericileri görüyorsunuz. Bu insanların “aşırı militanlar” olduğunu sakin düşünmeyin. Ben ve dostlarım, artık gösterilere böyle gidiyoruz. Bu durumda, ben, dostlarım, eşim, çocuklarım “aşırı militanlar” oluyoruz. Başka çaremiz kalmadı! Ülkemizi ve hayatımızı korumaya kararlıyız. Özel timler saldırıyor bize, silahlı kıtaların hedefiyiz. Tam sayısını bile bilemiyoruz 5 ya da 7 kişi hayatını kaybetti. Onlarca insan da kayıp.
Gösterilerden vazgeçemeyiz. Bu, bu durumu kabul ettiğimiz anlamına gelecektir.
Bu, bu ülkeyi bir hapishane haline getiren yasalara boyun eğmek demektir.
Bu ülkenin gençleri diktatörlüğe evet demeyecektir.
Ukrayna halkı kendi kanıyla ülkesini koruyacaktır.
Sizlerin ülkemiz için ne yapabileceğinizi bilmiyorum!
Ancak bizi anlayın ve bu satırlarımı yaygınlaştırın, yeter!
Yuri Andrukovic- Şair
2014-01-24
Türkinfo-Budapeşte