Pal Sokağı Çocukları

palsokakKitabın Adı: Pal Sokağı Çocukları
Yazarı: Ferenc Molnar
Çevirmen: Tarık Demirkan
Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları
Yaş Grubu: 9 yaş ve üzeri
Anahtar Kavramlar: Arkadaşlık, dostluk, fedakarlık, diğergamlık.

 

Ana Tema: En değerli varlığımız dostlarımız, en değerli duygumuz fedakarlığımızdır.

Volkan Tekdemir

Ferenc Molnár

(12 Ocak 1878, Budapeşte – 1 Nisan 1952, New York). İlk öyküleri 19 yaşındayken yayımlanan Macar oyun yazarı ve öykücü Molnár, 1907’de Az ördög (Şeytan) adlı oyunuyla tanındı. Hukuk öğrenimi gördü ama gazeteciliğe geçerek Birinci Dünya Savaşı’nda savaş muhabirliği yaptı. Pek çok oyunu Avusturya, Almanya, ABD gibi yabancı ülkelerde oynanıp sevilen Molnár, yoksulların sorunlarını duygusal bir tonda işlediği, her biri başyapıt niteliğinde öyküler de yazdı. Öte yandan, çok sayıda romanı olmasına karşın sadece başyapıtı sayılan A Pál utcai fíuk (1907; Pal Sokağı Çocukları) başarılı oldu ve Molnár bütün dünyada bu romanla tanındı.

Pal Sokağı Çocukları

1907 yılında Macaristan’da bir grup çocuğun bir dönemini anlatır romanımız. Ancak okuyanların belki de tamamı onda unuttukları çocukluklarını bulur. Kitabın çocuklar kadar yetişkinler tarafından da sevilmesinin, çocuklukta okunmuş romanın defalarca tekrar edilmesinin nedeni budur belki de. Yazarının, vatan sevgisi, dostluk, fedakarlık, cesaret ve hatta şehitlik gibi kavramları çocuğun dünyasından aktarabilme gücü eserini dünya klasikleri arasına sokmuştur. Eser Macar edebiyatının gurur kaynağı olmuş, yazılışının 100. Yılında Pal Sokağı’nda heykeli dikilmiştir.

Roman kendilerine Pal Sokağı çocukları adını veren bir grup çocuğun ve oyunlarını oynadıkları “arsa”nın etrafında döner. Bu sokağın çocukları farklı birer dünya, farklı birer renktir. Boka liderdir, yaşının üzerinde bir olgunluğu vardır. Gereb, arkadaşlarına ihaneti göze alabilecek hırslara sahiptir. Csele titiz ve kibardır. Csanakos, trenden daha gürültülü ıslıklarıyla nam salmış neşeli bir çocuktur. Barabas ve Kolnay Macun Toplama Derneği liderliği için birbirlerini yer durur. Ve romanımızın gizli kahramanı Nemecsek. Grubun en zayıf, en küçük çocuğu. Asker oyununun tek rütbesiz eridir.

Pal Sokağı Çocukları, üzerinde top oynayabilecekleri, asker oyunlarında kaleler kurabilecekleri eşsiz bir arsaya sahiptirler. Bu bakımdan Budapeşte’nin bu yoksul mahallesinin çocukları aslında Budapeşte’nin en şanslı çocuklarıdırlar. Arsanın Pal Sokağı Çocuklarından başka da talipleri vardır. Bunların başında Kızıl Gömlekliler Çetesi gelir. Bu çete güçlü kuvvetli çocuklarıyla bilinmektedir. Kitabın başından itibaren Kızıl Gömleklilerle Pal Sokağı Çocukları arasında geçen mücadelenin sebebi arsaya sahip olma mücadelesidir. Pal Sokağı çocuklarının gözünden bakıldığında güçlü, zalim ve yırtıcı görünen bu çocuklara yazar kendi gözüyle baktığında arsayı ele geçirmek için amaçlarındaki çocukça masumiyeti gösterir bize: “çünkü top oynayacak başka yerimiz yok”.

Çocukların gözünden anlatılan bu mücadele her ne kadar gerçek savaşları aratmayacak bir ciddiyete sahipse de çocukluğun masumiyetini de yansıtır. Büyüklerin savaşlarından çok daha adil, çok daha merhametli ve çok daha saygılı bir savaştır aslında bu. Bu noktadan bakıldığında Pal Sokağı Çocukları hayat oyununun nasıl oynanacağı konusunda büyüklere verilmiş birer örnektir aslında.

Roman bu savaş oyunu çevresinde dönse de arada bir önemli ayrıntılara da dikkatimizi çeker. Bunlardan biri macun toplama derneğidir. Kitabı çocuk yaşlarda okuyan çoğu kişinin hayatında unutulması zor anılar da bırakan macun toplama derneği, çocuklar için hayatın ne kadar ciddiye alındığının, bize dışarıdan oyun gibi görünen şeylerin bile onların dünyasında ne kadar da çok gerçeğe tekabül ettiğinin bir göstergesi olsa gerek. Öyle ki ölüm döşeğindeki Nemecsek’in bile aklına hala bu dernekte kendisi hakkında alınan haksız ve küçük düşürücü karar gelmektedir.

Roman, Frenc Molnar’ın çocuk edebiyatındaki zekasına ve çocuk romanlarında son zamanlarda görmeyi özlediğimiz gerçekçiliğe bizi hayran bırakıyor. Önce kızıl gömleklilerle yapılan mücadele sırasında birkaç kez soğuk suya girmek zorunda kalan ve bundan dolayı ağır bir şekilde rahatsızlanan Nemecsek’in ölümü ile sona yaklaşıyor. Ardından kızıl gömleklilere karşı Boka’nın bir savaş dehası olarak planladığı ve korkusuz bir lider olarak ordusunun başında giriştiği savaşta “Arsa”nın yani Pal Sokağı Çocukları’nın Vatanı’nın bir müteahhit’in eline geçmesiyle sona eriyor. Yani kitabın sonunda sizi ablak bir gülümsemeyle kitaptaki gerçekçiliğe ve duygu yüküne yakışmayan bir mutlu son beklemiyor. Kitap gerçek hayattaki bir çok hikayede olduğu gibi “acı” bir şekilde son buluyor.

Bu gerçekçi tarz aslında çocuklarımız açısından artık unutmaya başladığımız bir gerçeği de vurguluyor bize. Çocuklar hep gülerek yetişmez. Hayatta lezzet olarak sadece tatlılar yoktur. Acı da bir lezzettir ve hüzün bir çocuğu olgunlaştıran, kalbinin incelikler kazanmasını sağlayan bir duygudur. Acıların en büyüğü olarak görülebilecek ölüm bile aslında o kadar uzağımızda değildir. Romanın en sevimli kahramanı Nemecsek’i kaybettiğinizde bunu çok iyi anlıyorsunuz.

Pal Sokağı Çocukları kitabının sonuna geldiğinizde bu kitabın neden çocuk edebiyatının bir klasiği haline geldiğini ve yüz yılı aşkın bir zamandır hala neden en çok okunan ve aranan çocuk kitapları listesinin başlarında yer aldığını anlıyorsunuz. Pal Sokağı Çocukları hem çocukların gerçek hayattan bir kesitle eğitilebileceklerini, ağlamaktan mutluluk duyarken, gülerken içlerinde bir sızı hissedebilecekleri bir roman hem de yetişkinler için çocuğun dünyasını onun gözüyle yansıtabilme konusunda başarısını kanıtlamış bir belgesel. Çevirideki ustalık da kitabı Ferenc Molnar’ın kendisinden dinliyormuşsunuz izlenimi veriyor. Bundan dolayı bu romanı dokuz yaş ve üzerindeki çocuklarınıza ve anne babalar olarak sizlere şiddetle tavsiye ediyoruz.

Eleştirel Düşünme:

Kitabın içerisinde geçen Macun Toplama Derneği hakkında konuşarak neden böyle bir dernek kurulduğunu, çocukların niçin bilye toplama derneği değil de macun toplama derneği gibi bir dernek kurmak istediklerini çocuğunuza sorun. Acaba bugün kendi arkadaşları arasında böyle bir dernek kurmak ister mi? Kursa bu derneğin ismi ve görevi ne olurdu? Sorularının üzerinden çocuğunuzla bu konuşmayı sürdürün, farklı fikirlerini mutlaka not edin.

Kitabın sonlarına doğru Erno Nemecsek’in ölümü üzerine konuşun. Onun ölümünü arkadaşlarının ve ailesinin nasıl karşıladığı konusunda sohbet edin. Nemecsek’in ölümünün sıradan bir ölümden farkı var mıdır? Acaba Nemecsek’in ölüm sebeplerinin Nemecsek’in saygı ile anılmasına etkisi var mıdır? Sorularıyla konuşmanıza devam edin. Çocuğunuzun farklı fikirlerini mutlaka kaydedin.

Kitabın alternatif sonu konusunda çocuğunuzla konuşun. Kitabın sonucunu beğendi mi? Beğenmediyse kendisi nasıl bir alternatif son yazmak isterdi? Onun alternatif sonuç fikrini de alın. Onun yazmak istediği sonucun acaba eleştirilebilecek yönleri var mı? Onunla bu konuda konuşmanızı bu yönde geliştirebilirsiniz.

Orjinal haber: >>>