2025. Eylül 8.
Türkinfo Blog Oldal 4

Macaristan, güvenlik gerekçesiyle Kneecap’in ülkeye girişini yasakladı

Macaristan yetkilileri, İrlandalı rap grubu Kneecap’in ülkeye girişini ve her yıl düzenlenen Sziget Müzik Festivali’ne katılımını, Yahudi karşıtı nefret söylemi ve Hamas ile Hizbullah’ı öven açıklamalarda bulundukları gerekçesiyle yasakladı.

İfade özgürlüğüyle ilgili gerilimler ve Kneecap adlı tartışmalı İrlandalı rap grubuna yönelik tepkiler, Macaristan’ın grubu Sziget Festivali’ne almama kararıyla daha da büyüdü.

Hükümet sözcüsü Zoltan Kovacs, X platformundaki paylaşımında, Kneecap grubunun ülkeye girişinin ve festivale katılımının yasaklanma nedeninin, antisemitik ifadeler ve Hamas ile Hizbullah’ı yücelten açıklamalar olduğunu belirtti.

Kovacs daha sonra göçmenlik makamlarının, grup üyelerinin Macaristan’a girişini üç yıl süreyle yasaklayan resmi bir karar aldığını ve bu kişilerin varlığının “ulusal güvenliğe ciddi tehdit” oluşturduğunu söyledi.

Macar hükümeti daha önce Avrupa’nın en büyük müzik festivallerinden biri olan ve her yaz Tuna Nehri üzerindeki bir adada yüz binlerce müzikseveri ağırlayan Sziget Festivali’nin organizatörlerinden grubu etkinlikten çıkarmalarını istemişti.

Belfast merkezli Kneecap grubu, konserlerinde açıkça dile getirdiği Filistin’e verdiği destekle tanınıyor.

Grubun en çok tartışılan son performanslarından biri, İngiltere’deki Glastonbury Festivali’nde gerçekleşti. Grubun solisti Liam O’Hannah (sahne adıyla Mo Chara), İsrail’i savaş suçu işlemekle itham etmişti.

Geçtiğimiz mayısta Mo Chara, İngiltere’de Hizbullah yanlısı bir bayrak açtığı gerekçesiyle terörle bağlantılı olmakla suçlandı. Ancak suçlamayı reddetti. Daha önce yaptığı açıklamalarda, grubun Hamas’ı veya Hizbullah’ı desteklemediğini ve her koşulda sivillere yönelik saldırıları kınadıklarını belirtti.

Kneecap, Filistin’e destek veren tek grup değil. Onlarca sanatçı benzer amaçlarla imza topluyor ve “sansür” olarak gördükleri uygulamalara karşı kampanya yürütüyor.

Sziget Festivali organizatörleri ise hükümetten resmi bir bildirim almadıklarını belirtti ve 11 Ağustos’taki konseri iptal etmeleri yönündeki baskıları reddettiklerini açıkladı.

“Sziget Festivali, son 30 yılda kazandığı değerlerin arkasında durmaktadır. Nefret söylemine, kışkırtmaya, önyargıya, ırkçılığın ya da antisemitizmin herhangi bir biçimine festivalimizde yer yoktur,” denildi.

Bu yılki festivalde Post Malone, Shawn Mendes ve Charli XCX gibi müzik dünyasının önemli isimleri sahne alacak.

euronews

Attila Jozsef dosyası

“Notos” dergi bu ayki sayısında Sevgican Yağcı Aksel’in hazırladığı Attila Jozsef dosyasıyla okurla buluşuyor. Attila Jozsef, çocukluk kahramanım. Gizli gizli Behçet Aysan’ın “Acıyla okuyorum Attila Jozsef’i/ ikimiz de doldurup yalnız kederle/ aynı çeşmeden hayatın güğümünü/ tünelleri ayrı bir kara trenle” dizelerini okuyup “Ülke Ülke Çağdaş Dünya Şiiri”ndeki sepya fotoğrafına bakardım. Kendini kara trenin altına atmış şairin melankolik yüzündeki anlamı çözmeye çalışırdım. Kemal Özer ve Ataol Behramoğlu’nun Jozsef çevirilerinde izleri olan gerçek anlamda demokrat sosyalistlerin ıstırabına gözyaşı dökerdim.

Bütün hayatı boyunca yoksulluktan hatta açlıktan kurtulamamış bu şairin boynu bükük değil boyun eğmez haline büyük bir hayranlık duyardım.

***

Belki de hep bir delikanlı kalan bu büyük şairin eprimiş paltosuna sardığı yün atkısına düşlerimde bakarken aslında modern çağın tragedya kahramanını gözlemliyordum. Son dönemde trajedi algısı çok değişti. Binlerce yıl öncesinin yaşama anlayışı yiğit savaşçılar, kurban edilmeye meyilli bakireler, kaderin sunduğu değerler üzerinden rahatlıkla ele alınıp metafizik eğilimler, tanrılar ve sahte kahramanlara atıfta bulunan bir değerlendirme yapılabilir. Hatta biraz daha ileri gidilerek Diyonissos gibi tanrısal da olsa taşkınlıklara, kader ve acı sözcüklerini ulvileştirmeye, aşkın doğasıyla çelişen insan hayatına dair çözümlemeler yapmak trajedinin kapsamına alınabilir. Hep büyük kahramanlar vardır bu eserlerde. En önemlisi zaafları yüzünden muhakkak bir trajik hatanın esiri olurlar. Ancak modern çağın tragedyası binlerce yıl öncesinin mitleriyle büyük kahramanlıklarla kuşanmışların yazgısı, şansı ya da takdiri ilahisi değildir. Yaklaşık yüz, yüz elli yıldır bizim trajedimiz kapitalizmin tekelinde çürüyen toplumlardaki kara düzenin hepimizi yıkıma sürüklemesinden geçiyor.

Ne acı ki Attila Jozsef de böylesine kudretli bir dalganın esiridir. O da kahramanlar mevsiminin bitişine denk gelmiş, onca acının içinde kalmış ve hayatını bir kurban gibi tamamlamıştır. Nasıl mı? Amerika’ya göçmen işçi olarak giden ve bir daha dönmeyen baba ile, evlere temizlik yapmaya giden bir annenin çocuğu olarak inatla öğrenimini sürdüren Attila, Fransa’da Sorbonne’da öğrencilik yapacak, Macaristan’a döndüğünde Komünist Partisi’ne yakınlık duyacak, görüşleri nedeniyle sekter çevrelerin saldırısına uğrayacak, Flora’ya duyduğu umutsuz aşktan kurtulamayacak, gittikçe artan hastalığı nedeniyle trenin altına atarak yaşamına son verecektir. Çünkü o zaten yaşarken elinden alınmış bir yaşamın içindedir:

“Ne babam var ne annem

Ne Tanrım var ne ülkem

Ne beşiğim var ne kefenim

Ne öpücüğüm var ne sevgim”

***

Tren, buharlı makinelerle Endüstri Devrimi’nin bir sembolüdür. Dolayısıyla modernizmin temel ulaşım araçlarından biridir. Onun mazlumluğu da son düzlemde başkaca şairler gibi mücadelede yitiklerin, mazlumların, mağlupların yenilgisini bir kurban olarak taşımasından geçer. Aslında ölürken yoksulların yanında konumlanmak istemiştir. İşte bir önceki yüzyılın trajedisi onursal olarak böylesine aşkınlıklarla kendine alan açar.

Tıpkı Attila Jozsef’in bugün dünya şiirine yön veren alan açışı gibi. İki vagon arasında ve tarihsel olarak bugüne hareket ederek bir yerden gülümser bize. Notos derginin Attila Jozsef dosyasında Haydar Ergülen’den Edith Tasnadi’ye, Tarık DemirkanBarış Yılmaz’dan yazılar eşlik ediyor.

Böylece yıllarca korunması gereken bir sayı olmuş Notos derginin bu sayısı.

Eren Aysan – Cumhuriyet

Macar Tarihi | Tarih Söyleşileri – TRT2

Prof. Dr. Mehmet İpşirli ve Dr. Coşkun Yılmaz, Macar tarihini Hicran Yusufoğlu ile konuşuyor.

Kapak fotoğraf: Matias Mango: https://www.pexels.com/tr-tr/fotograf/sanat-ayakta-gorunum-manzara-9390776/

T. Danny – VISZLÁT

Előszállás

Ortaçağ Macar kütüphanesi ulusal hazineleri kurtarmak için böcek enfeksiyonuyla savaşıyor

Pannonhalma’daki manastır, Macar Krallığı’nın kurulmasından dört yıl önce, 996 yılında kuruldu. Macaristan’ın kuzeybatısında yüksek bir tepenin üzerinde yer alan manastır, ülkenin en eski kitap koleksiyonunun yanı sıra en eski ve en önemli yazılı kayıtlarına da ev sahipliği yapıyor.

Macaristan’daki bir Ortaçağ manastırının raflarında bulunan on binlerce asırlık kitap, yüzyılların tarihini silebilecek bir böcek istilasından kurtarılmak üzere raflardan indiriliyor.

1.000 yıllık Pannonhalma Archabbey veya Pannonhalma Dağı’ndaki Saint Martin Bölgesel Manastırı, Macaristan’ın en eski öğrenim merkezlerinden biri olan ve UNESCO Dünya Mirası listesinde yer alan geniş bir Benedikten manastırı olma özelliğini taşıyor.

Restorasyon çalışanları yaklaşık 100.000 ciltli kitabı raflarından indirip dikkatlice kasalara yerleştirerek, içlerine yuvalanmış minik böcekleri öldürmeyi amaçlayan bir dezenfeksiyon işlemine başlıyor.

Detaylar

Pannonhalma Élmény – Experience Pannonhalma Facebook

BERRY – Ártanál

FIBA 18 Yaş Altı Kızlar Avrupa Şampiyonası: Türkiye, Macaristan’a Yenildi

Türkiye, FIBA 18 Yaş Altı Kızlar Avrupa Basketbol Şampiyonası’nda kritik bir maçta Macaristan’a 61-57 mağlup oldu. Klasman (9-16) müsabakaları kapsamında gerçekleşen bu karşılaşma, İspanya’nın La Palma Adası’ndaki Severo Rodriguez Salonu’nda yapıldı.

Maçın ilk çeyreğinde Macaristan, 13-8’lik skorla öne geçti ve ilk yarıyı da 27-26 ile galip tamamladı. İkinci yarıda da üstünlüğünü sürdüren Macaristan, üçüncü periyodu 42-41 önde tamamlayarak, karşılaşmayı 61-57’lik skorla kazandı.

Detaylar

Kaynak Türkiye Basketbol Federasyonu Facebook

Macaristan-AB gerilimi… Orban’dan Von der Leyen’e mesaj: “Gitme vakti!”

Macaristan Başbakanı Viktor Orban, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in görevden alınması gerektiğini ima etti. Orban, Avrupa Parlamentosu’nda (AP) yapılacak güven oylaması öncesi, X platformunda dikkat çeken bir paylaşımda bulundu. Leyen’in kırmızı bir çerçeveden çıkarken görüldüğü üzerinde “Gitme vakti” yazan görseli paylaştı.

Orban hükümeti aynı zamanda AB’nin ekonomik politika önerilerini de reddetti.

Macaristan Başbakanı Orban, Perşembe günü Avrupa Parlamentosu’nda von der Leyen hakkında yapılacak güven oylaması tartışmalarına katılarak, AB’nin yürütme organının başının görevden alınması gerektiğini savundu.

X platformunda paylaştığı mesajında Orban, üzerinde “Gitme vakti” yazan ve von der Leyen’in kırmızı bir çerçeveden çıkarken görüldüğü bir görsele yer verdi.

Söz konusu görsel, eski ABD Başkanı Joe Biden’ın çekilip yerine Kamala Harris’in Demokratların adayı olmasının ardından Time dergisinin hazırladığı kapağa benziyor.

Kaynak ve devamı

Fotoğraf: Photo By: Kaboompics.com: https://www.pexels.com/tr-tr/fotograf/isaret-zengin-bulaniklik-fluluk-4386152/
16,474FansLike
639FollowersFollow