Vasas ve Bekescsabai’nin Türk voleybolcuları Cansu Aydınoğulları ve Buket Gülübay, Macaristan Kupası finalinde karşılaşacak.
Macaristan’daki Türk finali 8 Mart’ta oynanacak
Bekescsabai ve Vasas’ın finale yükselmesinin ardından iki ekip Macaristan Kupası finali için eşleşti. Buket Gülübay ve Cansu Aydınoğulları’nın takımlarının Macaristan Kupası maçı 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde gerçekleşecek.
İstifa eden iki kadın siyasetçinin dışında Orban’a yakın diğer iki önemli isim ve damadı şu anda eleştiri oklarının hedefinde.
Macaristan Cumhurbaşkanı Katalin Novak’ın, cinsel istismar davasında hüküm giymiş bir kişiyi affetmesi sonrası kamuoyunda oluşan tepkiler üzerine istifa etmesi Başbakan Viktor Orban hükümetinde kriz yarattı.
Novak’ın ardından yine aynı konuda bizzat sorumluluğu olduğunu düşünen eski Adalet Bakanı Judit Varga’nın milletvekilliğinden istifa edip siyaseti bırakması, 2010 yılından bu yana iktidarda olan Orban için şu ana kadar ülkede yaşadığı en önemli “siyasi kriz” olarak görülüyor.
Muhalefet partileri konuyla ilgili peş peşe hükümetin yanıtlaması talebiyle sözlü ve yazılı soru önergeleri hazırlarken, kapsamlı bir soruşturma başlatılması çağrısında bulunuyor.
Tekirdağ’da “2024 Türkiye – Macaristan Kültür Yılı” etkinlikleri çerçevesinde, Macar ressamların eserlerinin yer aldığı “Sınırların Ötesinde Macar Çağdaş Sanatına Bir Yolculuk” adlı serginin açılışı yapıldı.
Macar ressamlar Frigyes König, Istvan Orosz, Robert König, Sandor Krizbai ve Tamas Konok’un yaptığı resimler Yahya Kemal Beyatlı Kültür Merkezi’nde beğeniye sunuldu.
Tekirdağ Valisi Recep Soytürk, serginin açılışında yaptığı konuşmada Türkiye ve Macaristan arasında uzun yıllardır süregelen bir dostluğun olduğunu söyledi.
Türk-Macar dostluğunun son yıllarda daha da arttığının altını çizen Soytürk, “Macar Prensi II. Frenc Rakoczi’nin yaşadığı evin müzeye dönüştürülmesiyle kente her yıl çok sayıda ziyaretçi geliyor. Bu yıl ziyaretçi sayısının daha da artmasını bekliyoruz. Bizler de oraya gidip oralarda çeşitli etkinliklere katılmak istiyoruz. Bu yıl iki ülke arasında düzenlenecek etkinlikler çok anlamlı olacaktır.” dedi.
Gülbaba; bir ermişin adından daha çok, farklı zaman ve coğrafyalarda birçok ermişin ortak olan bir adıdır. Bundan dolayı Türkiye, Macaristan, Balkan ülkeleri ve hatta Asya’da Gülbaba adını taşıyan birçok ermiş ve bu ermişlere ait makamlar, türbeler ve tekkeler bulunmaktadır. Ancak aynı adı taşıyan bu dervişler hakkındaki bilgi/belgeler tahmin edildiği gibi çok değil, aksine oldukça sınırlıdır.
Gülbaba’ların en tanınmışlarından biri, 15. yüzyıl sonunda ve 16. yüzyılın başında yaşamış, Budin’de türbesi bulunan ünlü bir Türk mücâhidi ve Bektâşî dervişidir. Tarihteki konumu, yaşadığı dönem ve çevresi hakkında çeşitli rivayetlerin bulunduğu Gülbaba’ya ilişkin ilk bilgiler Evliya Çelebi tarafından verilmiştir. Evliya Çelebi’nin babasından aktardığı bilgiye göre, Budin’in fethine katılmış, ilk Cuma günü fetih namazı kılınırken Hakka yürümüş, kimine göre Budin Kalesi önündeki savaşlarda şehit düşmüş ve Budin’e gömülmüştür.
Gazeteci Basîretçi Ali Efendi’nin yazdığına göre, Macarlar hastalarının iyileştirmesi için Gül Baba’nın kabrinden yardım isterlermiş. Bir diğer inanca göre Gül Baba’nın dargın sevgilileri barıştırdığı, ayrı düşenleri ise birleştirdiğine inanırlarmış. Ayrıca yeni tanışan çiftler Gül Baba’yı ziyaret edip dilekte bulunduklarında “Gül gibi bir evlilikle gül gibi bir çocuğa” mutlaka sahip olduklarına inanır, çocuğu olmayan kadınlar, hastalar, yakınını yitirenler de Gül Baba giderek şifâ ve metânet dilerlermiş.
Kabri Macaristan’da Gül Tepesi’nde (Rozsadomb) bulunan Gül Baba’ya ilişkin temsili birçok resim ve heykel yapılmıştır. Bu temsilî resim/tablolardan en çok tanınmışı, Alman asıllı Macar sanatçı Eisenhut Frencz (Franz Eisehut) tarafından 1986 yılında yapılmış olanıdır.
Orijinal adı “Gül Baba’s Tod”, olan tablodan kimi kaynaklarda “Der Tod von Gül Baba” olarak da söz edilir. Türk kaynaklarında ise “Gül Baba’nın Şehâdeti“ olarak bilinir. Günümüzde ise “Gül Baba’nın Ölümü” olarak adlandırılır.
52’nci İstanbul Müzik Festivali, 21 Mayıs’ta ‘Kökler’ temasıyla müzikseverlerle buluşacak.
DUVAR – İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından, Borusan Holding sponsorluğunda düzenlenen 52. İstanbul Müzik Festivali, 21 Mayıs-12 Haziran tarihleri arasında müzikseverlerle buluşacak. Festival, İstanbul’un konser mekanlarında gerçekleştirilecek 25 konserde dünyanın dört bir yanından seçkin orkestraları ve önemli solistleri ağırlayacak.
Festivalde Budapeşte Festival Orkestrası, Festival Strings Lucerne, Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası, Tekfen Filarmoni Orkestrası, Mantova Oda Orkestrası, Franz Liszt Oda Orkestrası, Macar Ulusal Korosu, Borusan Quartet gibi önemli toplulukların yanı sıra Maria João Pires, Khatia Buniatishvili, Francesco Piemontesi, Jean-Guihen Queyras, István Várdai, Gülsin Onay, Edgar Moreau, Kristóf Baráti, Roby Lakatos gibi solistlerin aralarında olduğu 60’ın üzerinde sanatçı izleyicilerle buluşacak.
Cumhrbaşkanı Katalin Novak, Katar’a yaptığı resmi ziyareti yarıda kesip Cumartesi günü öğlen saatlerinde döndüğü Budapeşte’de akşam saatlerinde devlet televizyonunun yayın akışını yarıda keserek yaptığı konuşmada istifa ettiğini duyurdu.
Novak ile birlikte eski Adalet Bakanı, parlamenter ve hukukçu Judit Varga da milletvekilliğinden istifa ettiğini ve siyaseti de bıraktığını açıkladı.
Varga bu yıl yapılacak olan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde iktidardaki FİDESZ aday listesinin birinci sırasındaydı.
Başbakan Viktor Orban’nın yakın çalışma arkadaşlarının görevlerinden istifaları siyasi bir deprem etkisi yaratsa da, son birkaç günlük gelişmeler dikkate alındığında sürpriz de olmadı.
Katalin Novak
İstifaların gerisinde ne yatıyor?
Sonuçta istifalara neden olan ve iktidardaki FİDESZ partisini son derece zor durumda bırakan gelişme, ülkede muhalif basın tarafından ortaya çıkarılan şahsa mahsus bir özel bir cumhurbaşkanlığı affıydı.
Geçen yıl Nisan ayında Papa Francesco’nun Macaristan ziyareti esnasında Cumhurbaşkanı Katalin Novak, o tarihte görevde olan Adalet Bakanı Judit Varga’nın da imzalı önerisiyle bir mahkum için özel bir af çıkarmıştı.
Ve o dönem basına duyurulmayan bu cumhurbaşkanlığı özel affı, kararın imzalandığı tarihten neredeyse tam bir yıl sonra muhalif basın tarafından ortaya çıkarıldı.
Af kararı, bir devlet çocuk esirgeme kurumunda çocuklara cinsel taciz uygulayan kurum müdürüne yardım eden, çocuklara yanlış ifade vermeleri için baskı yapan ve bu nedenle de iki yıl hapis cezasına mahkûm edilen müdür yardımcısı için çıkarılmıştı.
Beş gün önce basının ortaya çıkardığı bu af kararı ülkede bomba etkisi yaptı. İnsanlar, siyasi olarak görüşü ne olursa olsun, hangi partiye destek verirse versin, cumhurbaşkanının neden bir çocuk tacizi davasında yargılanan ve mahkûm olan biri için af çıkardığını sorgulamaya başladılar.
Muhalefet ise ilk günden itibaren hem cumhurbaşkanın görevinden istifa etmesini, ve hem de eski adalet bakanı olan ve şu an itibarıyla da yaklaşan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde FİDESZ AP listesinin ilk sırasında bulunan Judit Varga’nın listeden çıkarılmasını talep ettiler.
Skandalın patlamasının 3. gününden itibaren de cumhurbaşkanlığı sarayı önünde gösteriler başladı.
İktidar partisinin tepkisi nasıl oldu?
Skandalın patlamasının ardından ilk günlerde iktidar partisi FİDESZ’ten gelişmelerle ilgili bir yorum gelmedi.
İktidara yakın olan basın önce olayı görmezden gelme yolunu izlemeyi tercih etti. Yorumlar genellikle cumhurbaşkanını affının özel bir af olduğu, dolayısıyla cumhurbaşkanının bu konuda bir açıklama yapma yükümlülüğü olmadığı üzerineydi.
İktidarı zor durumda bırakan en önemli faktör, Viktor Orban’ın hem seçimlerde ve hem de sivil kuruluşları ve basını kontrol altına almak üzere hazırladığı programlarında stratejik öneme sahip ilkeleri arasında birinci sırayı her zaman aile ve çocukların korunması tedbirlerine vermesiydi.
Cumhurbaşkanlığı görevini bugün bırakmak zorunda olan Katalin Novak daha önce Ailelerden ve Çocuklardan Sorumlu Bakan’dı. Üç çocuk annesi de olan Katalin Novak çok çocuklu ailelere ödenen sosyal yardımların arttırılması faaliyetleriyle de tanınıyordu.
Ayrıca pedofil suçlara karşı tavizsizlik ilkesi Viktor Orban’ın hükümet programına kadar girmiş bir ilkeydi ve çocukların tacizden korunması tedbiri öne çıkarılarak Macaristan’da eşcinsellere karşı acımasız önlemler alınması tavrı Avrupa Birliği tarafından da eleştiriliyordu.
Bu geri plan dikkate alındığında elbette iktidarın en yüksek mevkilerindeki iki önemli şahsiyetin bir pedofili mahkûmuna neden özel af çıkardığı sorusuna yanıt vermek de çok zordu.
Muhalefetin atağı giderek güçlenirken ve cumhurbaşkanının istifası için imza toplanmaya başlanmışken sonunda iktidar cephesindeki şaşkınlık ve sessizlik olayın ortaya çıkmasının dördüncü gününde Viktor Orban’nın bir radyo konuşmasıyla sona erdi.
Judit Varga
Orban radyo konuşmasında neler söyledi?
Viktor Orban sert konuşmasında kendisinin beş çocuğu, altı torunu olduğunu, onların başına bir şey gelmesi ihtimali karşısında ilk düşüneceği şeyin, onlara zarar veren kişinin parça parça edilmesi gerektiği olacağını söyledi.
Cumhurbaşkanının adını anmadan, olayı anlayamadığını, sorumluluğun bir şekilde üstlenilmesi ve açıklama getirilmesi gerektiğini, bundan böyle bu tür bir olayla karşılaşmamak için anayasanın değiştirileceğini, cumhurbaşkanı aflarının kısıtlanacağını açıkladı.
Gelişmelerin bu aşamasında yorumcular, olayların cumhurbaşkanının görevinden istifa etmesine kadar gitmeyebileceği yorumlarını yapıyorlardı. Evet, Viktor Orban iktidar partisinin resmi görüşünü duyurmuştu, yapılan bir hataydı, ama tepkiler bir anayasa değişikliği ile kontrol altına alınabilir, olay yatıştırılabilirdi.
Ancak tepkiler azalacağına artıyordu. Aynı günlerde cumhurbaşkanının danışmanları arka arkaya görevlerinden istifa ettiklerini duyurdular. Gösteriler arttı, muhalefet, cumhurbaşkanı görevinden istifa edinceye kadar her gün konut önünde gösteri yapacağını duyurdu.
Üniversite ve lise öğrencisi gençler cumhurbaşkanlığı sarayı önünde toplanıp ellerinde taşıdıkları, ağızları bantlanmış oyuncak ayıcıkları konutun önüne bırakmaya başladılar.
Muhalefet Avrupa Parlamentosu’na önerge verdi, ve çocuk tacizi konusunda tavrı net olan Papa Francesco’ya delegasyon gönderildi.
Ve belki de istifa sürecine nokta konulmasına neden olan en önemli etken de bir kamuoyu araştırması oldu. İstifadan bir gün önce basına düşen bir habere göre hükümet halkın tepkilerini ölçmek için acil bir kamuoyu anketi yaptırıyordu.
Anketin resmi sonuçları açıklanmadı. Ancak bir pedofil mahkuma af çıkarılmasının halkın ne hükümet yanlısı ve ne de muhalif kesiminde anlayışla karşılanmayacağını bilmek için aslında kahin olmaya da gerek yoktu.
Novak istifa konuşmasında neler söyledi?
Katalin Novak, Katar gezisini yarıda keserek çıktığı devlet televizyonunda kendisini bir anne, bir kadın ve ülkesini çok seven bir Macar olarak tanıttı.
Çok onur duyduğu cumhurbaşkanlığı görevinin kendisine verdiği birincil ödevin halk içinde hangi kesimden olursa olsun herkesin desteğini almak olduğunu vurguladı.
Bu görevin hata kabul etmeyeceğini, eğer bir şeyi yanlış yapmışsa, bunun sorumluluğunu da üstleneceğini söyledi, ve “evet hata yaptım, bu hatanın dönüşü yok bu nedenle de görevimden istifa ediyorum” dedi.
Aynı anlarda basına düşen bir diğer haber de eski adalet bakanının da siyaset sahnesinden çekildiğini duyurdu.
Bundan sonra neler olacak?
Anayasaya göre eğer Cumhurbaşkanı görevinden istifa ederse doksan gün içinde yerine parlamento tarafından yeni bir devlet başkanı seçiliyor.
Macaristan’da bu çok da istisnai bir durum değil. 2010 yılında da yine FİDESZ tarafından göreve getirilen Pal Schmitt iki yıl görev yapmasının ardından profesörlük tezinin önemli bir kısmının intihal olduğunun ortaya çıkmasından sonra istifa etmişti.
Hükümet ve Viktor Orban istifaların ardından elbette ilkelere olan bağlılıklarını vurgulayacak ve yaklaşan yerel seçimlerde ve Avrupa Parlamentosu seçimlerinde bu gelişmeleri muhalefetin siyasi bir sermaye olarak kullanmasını engellemeye çalışacaklar.
Muhalefet ise devletin en üst mevkiinde bulunan ve Fidesz tarafından göreve getirilen bir şahsın, eski adalet bakanıyla birlikte istifa etmeye zorlanmasını bir zafer olarak görecek
Ancak bu istifaların muhalefetin atağını durdurup durduramayacağı henüz belli değil. Muhalefetin son iki gündür bu olayın bir rejim sorunu olduğunu vurgulaması kabaran dalganın hemen yatışmayacağını gösteriyor.
Ayrıca hala bilinmeyen bir ayrıntı da, cumhurbaşkanının ve onunla işbirliği içindeki eski adalet bakanının bir pedofil davası mahkumuna neden özel af çıkarma ihtiyacını hissetmiş olabilecekleri.
Hükümet bu olayı iki siyasetçinin kişisel hatası olarak görüp göstermeye çalışırken, muhalefet ise hukuku göz ardı eden otoriter ve popülist siyasi rejimin kaçınılmaz bir şekilde bu tür gelişmelere yol açtığı tezi üzerinde duruyor.
Macaristan’daki iktidar partisi Fidesz’in dün İsveç’in NATO üyeliği için düzenlenen oturumu boykot etmesi hem Stockholm hem de Batılı müttefiklerinde büyük bir hayal kırıklığına neden oldu. Macar muhalefeti Başbakan Viktor Orban’ı şantaj ile suçlarken, Fidesz NATO üyeliğinin onaylanması için İsveç Başbakanı Ulf Kristersson’un Budapeşte’yi ziyaret etmesini şart koştu.
A weboldalon cookie-kat használunk, amik segítenek minket a lehető legjobb szolgáltatások nyújtásában. Weboldalunk további használatával jóváhagyja, hogy cookie-kat használjunk.OkNoTöbb információ...