Hungarikumlar: János Kabay – Ağrı dindiricinin Donkişot’u

Onun da pek çok ünlü Macar mucit gibi büyük bir buluşun ardından dünyaca ün sahibi oluncaya kadar mücadele etmesi ve kendini kabul ettirmesi gerekecekti. Ama pes etmedi. Nihai başarıya ulaşamasa da, sonuna kadar yürüdü. Ağrıları dindirme yolundaki icadını kabul ettirebilmek için devlere karşı bir Donkişot gibi mücadele verdi.

János Kabay 1896’da bugün artık Tiszavasvár adını taşıyan küçük bir kasabada doğdu. Birinci Dünya Savaşı onu üniversite öğrencisiyken yakaladı. Teknik üniversiteyi bırakıp askere yazıldı. Savaşın sona ermesinin ardından ağabeyinin tavsiyesi üzerine ilaç üreten bir fabrikada çalışmaya başladı.

Bu fabrika onun içindeki eğilimleri de ortaya çıkarmıştı. Deney yapmaya bayılıyordu. Savaş sonrasının yokluğunda pek çok kimyevi madde ve ilaç bulunamıyordu. İşte o bu bulunmayan malzemelerin, var olanların kullanımıyla elde edilebileceğini düşünüyor, buna yönelik deneyler yapıyordu. Pek çok kez elde ettiği küçük başarılar da onu bu işe bağlıyordu.

1920-1924 yılları arasında Budapeşte’de ilaç konusunda eğitim aldı. Bunun ardından Şifalı Bitkiler Araştırma Kurumunda çalışmaya başladı. Amacı bir şekilde haşhaş bitkisinden, afyon üretmeden doğrudan morfin elde edebilmekti.  Bu araştırma kurumunda yine kendisi gibi çok hırslı bir başka araştırmacı olan Ilona Kelp ile tanıştı. Bir süre sonra da evlendiler. Zorlu yıllara daha sonra birlikte göğüs gerdiler. İki de çocukları oldu.

Ilona Kelp ve János Kabay

Kabay araştırmalarına inatla devam etti. Ve sonunda yaş haşhaş bitkisinden, bir ara ürün olarak afyon sakızı üretmeden morfin üretebilecek yöntemi buldu. 1925 yılında bunun patentini de aldı. Ancak asıl zorluklar şimdi başlıyordu. Bu süreci hayata geçirebilecek teknoloji ve kimyasallar ülkede yoktu. Kabay bu süreçte kullanacağı makineleri de tek tek kendisi üretmeye başladı. Deneylerle cihazları mükemmelleştirdi.

Ancak o yıllarda büyük zorluklarla ulaşılan sonuçlar, eş dost parasıyla malzemeleri toplanıp imal edilen cihazlar ve sonuçta 1927’de Alkaloida şirketi tarafından yaş haşhaştan üretilmesi başarılan morfin “mutlu son” anlamına gelmiyordu.  Çünkü bu üretim, o dönemin koşullarında randımanlı sayılmazdı. Yani yatırılan sermaye, üretim mal oluş bedeli, ürünün satılmasıyla elde edilecek gelirin altındaydı. Sonuçta János Kabay 1932’de kuru haşhaş bitkisinden de Morfin elde etme tekniğini geliştirdi.

Macaristan’da o yıllarda yemek sektöründe de kullanılan haşhaş üretiminin bir ürünü olarak yılda 13 bin ton haşhaş sağ ve samanı elde kalıyordu.  Bu ürün kullanılmadığından yakılır, imha edilirdi. İşte János Kabay yeni geliştirdiği teknolojiyle o zamana kadar atık malzeme olarak imha edilen bu çöp malzemesinin değerlendirilmesini sağlıyordu.

Bu kadarla da kalmıyordu yeni teknoloji. Eski yöntemde henüz yaş olan bitki morfin için kullanıldığından, ürünün yemek sektöründe kullanılan kısmı da imha oluyordu. Yeni yöntem buna da bir çözüm gibi görünüyordu.

Bir süre sonra János Kabay bitkinin sap ve saman kısmında morfin elde etmek için kullanılabilecek maddenin az olduğunu tespit etti. Asıl madde bitkinin baş kısmından elde edilebilirdi.

Haşhaş kullanarak ağrı kesici elde etme çalışmaları o yıllarda dünyada da büyük bir hızla sürüyordu. Macaristan’daki bu araştırmalar Macaristan dışında da büyük ilgi çekmişti. İsviçre’den ilaç şirketleri János Kabay’ın çalışmasını takip ediyorlardı. Onun araştırmaları için Macaristan’a delegasyonlar gönderdiler, araştırma sonuçlarını irdeleyip onu İsviçre’ye davet ettiler.

Ancak yurt dışından rakip şirketler de devreye girmişti. János Kabay’ın başarılı sonuçlarını gölgelemek istiyorlardı. Onun ulaştığı sonuçlar önemli bir perspektifi ve başarı şansını işaret ediyordu.

Memlekete geri dönen János Kabay artık başarıya çok yakındı. Ancak aile içi sorunlar, şirket üzerindeki çekişmeler ve hastalıklarla boğuşan János Kabay sonunda iyice yıldı. Şirketi kardeşine devredip, büyük bir şevkle yaptığı araştırmalara devam etmek amacıyla kasabasından ayrılıp Budapeşte’ye yerleşti.

Ve aradan bir yıl bile geçmeden, 39 yaşında vefat etti. Kaderin garip bir zirvesi ölümü ağrı ve sızılar içinde oldu.

Hayatını kaybettiğinde dünyaca ünlü olmasına artık çok az kalmıştı. O kendisi başarıya tanık olamadı. Ancak onun tarafından kurulan Alkaloida İlaç ve Kimya fabrikası Morfin üretimnde dünya devleri arasına girmeyi başardı.

Şöyle diyordu: “Şunu kabul edelim ki, biz o büyük planının kayda bile değmeyen minik bir ayrıntısıyız. Rolümüz önemli, ama kendi küçük çevremizde bunun farkına bile varamıyoruz. Ancak bu muazzam sonsuzluk içinde ölümlü bir beyne sahip olmamız bizim değerimizi küçültmez.”

 Türkinfo

Macaristan Ankara Büyükelçiliğinin desteğiyle hazırlanmıştır.