Arifî’nin Süleymannâmesinde Mohaç Savaşı Minyatürü

Kanuni Sultan Süleyman babasının ölümünün ardından tahta geçtiğinde arkasında doğu topraklarının çoğunun fethi tamamlanmış bir imparatorluk devralmıştır. Batıya yönelmek için en uygun zamandır. Tahtın ilk yıllarında oluşan Mısır ve Suriye’deki isyanları İbrahim Paşa tarafından bastırılmıştır. Bu dönemde İran’da Şah İsmail ölmüş, yakın bir gelecekte oradan bir hamle beklenmemektedir. Avrupa’da ise Habsburg İmparatoru V. Charles (Şarlken) ile Fransa kralı I. François (Fransuva) ile savaş halindedir. Macaristan’da tahta bulunan II. Lajoş (Layoş) genç ve tecrübesizdir. Ve içerdeki 1521 yılından beri süregelen köylü isyanları ve iç karışıklıkları atlatabilmiş değillerdir. Böyle bir siyasi ortamda Padişah için ortam tam anlamıyla müsaittir. Ve bunun neticesinde ilk olarak Belgrad ve Rodos Adalarının fethini gerçekleştirir. Belgrad’ı bir tampon bölge gibi kullanan Padişah, Macaristan için önemli bir basamak atmış olur. Macaristan’ı alıp Habsburglara karşı bir üs olarak kullanmak istemiştir.

Macar ve Osmanlı orduları 29 Ağustos 1526 yılında Mohaç Ovası’nda karşı karşıya gelmişlerdir. Bahar aylarında yağan yağmur, nehirleri taşırmış ve savaş alanını bir bataklık haline getirmiştir. Osmanlı ordusu, yaklaşık yüz bin asker ve üç yüz yeni uzun menzilli toplarla üç kanada ayrılmıştı: merkez, sultan tarafından kumanda ediliyordu, sol kanatta Rumeli güçleri Başvezir İbrahim Paşa tarafından ve sağ kanatta da Anadolu güçleri, Anadolu Beylerbeyi Behram Paşa tarafından yönetiliyordu. Sultanın kuzenleri Bali ve Hüsrev Bey, ön saflarda düşmanı gözleyen akıncıların başındaydı. Macar ordusu ise, yüz elli – iki yüz bin civarında bir ordudur. İlk saldırı Macarlar tarafından başladı, Çatışmanın yaklaşık iki saat sürdüğü Mohaç Meydan Muharebesi neticesinde Macar Kumandanı Tomori, Borza deresi yakınlarında hayatını kaybetti. Kral II. Layoş kaçarken akşam karanlığının da tesiriyle Csele deresinde boğuldu. İki başkumandan, altı başrahip ve Macar ileri gelenlerinden 300 kişi savaş meydanında kaldı. Savaş Macar Krallığı’nın bir bakıma sonunu hazırladı.

Çift varak halinde düzenlenmiş minyatürde Osmanlı ordusunun savaş düzeni ve yerleşimi hakkında birtakım bilgiler vermektedir. Sağ bölümde Osmanlı ordusu yer alırken sol bölümde ise Macar ordusu bulunmaktadır. Ön saflarda Osmanlı ve Macar askerleri çarpışmaktadır. Gökyüzü altın yaldızla, zeminde pembe renk kullanımı tepelerde yeşil renk bitki örtüsü kullanılması ovanın topografyasını oluşturulmaya çalışıldığı anlaşılmaktadır. Her iki sahnede zeminde devam eden siyah renkte betimlenmiş bataklık ise savaş alanının yağmurlar neticesinde bu hale geldiğinin gösterimidir. Kompozisyonun sağında etrafı solaklarla çevrili Sultan Süleyman siyah bir atın üzerindedir. Sultanın kaftanı altın tel ve ipek kullanılarak yapılan Serasker kaftan olduğu düşünülür, kollukları mavi ve entarisi kırmızıdır. Hemen arkasında ise üç hasodalı ağa padişahı izlemektedir. Hemen ön sıralarında kafalarında yer alan tüyleriyle kıdemli oldukları düşünülen yeniçeri askerleri topların arkasında tüfeklerini ateşler haldedir. Padişahın en arkasında sıra halinde mehteran bölüğü ve sancak taşıyanlar sıralanmıştır. Sol kanatta Sadrazam İbrahim Paşa, sağ kanatta ise Behram Paşa yönetiminde birliklerin olduğu bilinen savaşta, incelenecek deli figürünün yer aldığı ön saflardaki akıncıların, Bali ve Hüsrev Beyler yönetiminde oldukları görülür. Kompozisyonun en alt kısmında ise Macar askerlerinin ve atların ölü bedenleri, bataklığa dönüşmüş nehrin kıyısında yer almaktadır. 

 

Sol taraftaki kompozisyon daha hareketlidir. Burada dağılmış ve parçalanmış Macar ordusu sergilenmektedir. Osmanlı ordusunun muntazam diziliş ve yerleşimine zıt olarak sahne oluşmuştur. Kompozisyonun merkezinde ve altında yer alan düşmanla çarpışanlar Osmanlı komutanlarıdır. Deli birliklerinin de bağlı olduğu Hüsrev Bey’in kullandığı savaş çekici ile sarı çizmeli zırhlı başlıklı figür olması ihtimali yüksektir. Minyatürün orta bölümünde ise Bali Bey olma olasılığı olan süvari mızraklı Macar zırhlısına ok atar vaziyette görülür.  Nehrin hemen kıyısında ölen Macar askerlerinin bedenleri bulunmaktadır. Kompozisyonun sol alt kısmında önüne çıkanı mağlup ederek ilerlediği tasvirlerden belli olan muhteşem deli süvarisi beyaz dış giysisi ve başında büyük kuş kanatlarından oluşan başlık elinde savaş çekici ile Macar zırhlısı üzerine atılır şekilde tasvir edilmiştir.

Sol taraftaki hareketliliğin içinde daha dramatik olan ölen Macar askerleri ile dağılmış olan ordunun karmaşa içinde sergilenmesi sağ tarafta ise Osmanlı ordusunun kusursuz yerleşimi ve ordu düzeni belirtilmiş, bu sebeple Osmanlı ordusunun zaferine bir gönderme Macar ordusunun ise yenilgisini temsil etmeye çalışılmıştır.

KAYNAKÇA

Mahir, Banu. Osmanlı Minyatür Sanatı. İstanbul: Kabalcı Yayıncılık, 2012.

Mahir, Banu. “Osmanlı Minyatürlerinde Savaş Kuşatma ve Çıkartma”. Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi, Ankara.

Atıl, Esin. Süleymanname the Illustrated History of Süleyman the Magnificent. New York: Harry N. Abrams, 1986.

Kumrular, Özlem. “Orta Avrupa’nın Kaderini Değiştiren Savaş: Mohaç Öncesi, Sonrası ve Kastilya’da Yankısı”. Belleten, LXXI/261 (Ağustos 2007): s.537-573.

Emecen, Feridun. “Büyük Türk’e Pannonia Düzlüklerini Açan Savaş Mohaç”. Muhteşem Süleyman, ed. Ö. Kumrular (Ekim 2007): s.45-92

Emecen, Feridun. “Mohaç Muharebesi”. Türk Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı, 2005, 30, s.232-235.

İbrahim, Peçevi. Peçevi Tarihi. Haz: Bekir Sıtkı Baykal Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları,1981.

Adıgüzel Toprak, Filiz. “Arifî’nin Süleymannâme’sindeki Minyatürlerde Saltanata İlişkin Simgeler”. Sanatta Yeterlilik Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü, İzmir 2007.

Özbek, Hanife. “Osmanlı Minyatürlerinde Ordu Teşkilatına Mensup Süvari Birlikleri Tasvirlerinin Teknik Analizi”. Yüksek Lisans Tezi, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü, İstanbul 2015.

Deveci Bilgili, Dilek. “Osmanlı Minyatürlerinde “Deli” Figürlerinin Tasvir Analizi”. Yüksek Lisans Tezi, Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü,

İstanbul 2016.

anadolutarih.com