Ünlü Macarlar: Sándor Márai – “Kırk yıllığına unutulan yazar”

20. yüzyıl Macar edebiyatının en seçkin temsilcilerinden biridir. Yazar, şair ve gazeteci olarak Macar yazın hayatında önemli bir yer bırakmıştır.

Sándor Márai (Wikipedia)

Ünlü Macar yazarı bugün artık Slovakya topraklarında kalan Macar kenti Kassa’da 1900’de doğdu. Sándor Márai’nin babası çok iyi bir hukuk uzmanı olan bir avukattı. Ailede de var olan hukuk geleneği nedeniyle Sándor Márai liseyi bitirmenin ardından Budapeşte’ye hukuk eğitimi almak amacıyla geldi. Ancak genç Sándor Márai’yi siyaset ve edebiyat daha çok ilgilendiriyordu. 1918’de ilk şiir kitabını yayınladı. “Anı defteri” adını taşıyan kitap eleştirmenlerden de çok olumlu not almıştı ve bu nedenle de “Pesti Hirlap” gazetesinde iş bulması zor olmadı.

1919 yılında Budapeşte’de Sosyalist Devrim ayaklanması başladığında Sándor Márai önce Konsey yandaşlarının yanında yer aldı ve komünistlerin “Vörös Újság” gazetesinde yazılar yazmaya başladı. Ancak Konsey Cumhuriyeti’nin yenilgiye uğramasının ardından Márai babası tarafından bir süreliğine Berlin’e ve Frankfurt’a gönderildi. Bu değişiklik genç Márai’nin hayatında belirli bir yön çizecekti. Márai Almanya’da kesin olarak gazeteci olmaya karar verdi ve Frankfurter Zeitung gazetesinde işe başladı. Ancak gazeteciliğin yanı sıra edebiyatla da ilgisini kesmemişti. Bu dönemde Márai iyi bir yazar olduğunu keşfettiği Franz Kafka’nın eserlerini Macarcaya çevirmeye başlamıştı. 1923’de Ilona Matzer ile evlenip beş yıllığına Fransa’ya taşındı ve oradan gazeteye haber ve yazılarını geçmeye başladı.

Sándor Márai ve Ilona Matzer 1923’de (Wikipedia)

Márai 1928’de Macaristan’a döndü. Bir zamanlar radikal değerleri savunan yazar bu tarihten sonra artık muhafazakâr değer yargıları çerçevesinde, küçük burjuvazinin kentsoylu edebiyatının parlak bir temsilcisi olmuştu. Bu dönemden itibaren genellikle yolculuk anıları ve günlükler üzerine inşa edilen romanlar yazıyor ve dönemin şehir hayatını ve insanların günlük yaşamlarını dile getiren satırlarıyla okuyucuların ilgisini kazanıyordu.

Márai’nin yazarlık hayatındaki dönüm noktası 1934’de yayınlanan “Bir burjuvanın anıları” adli kitabı oldu. Yazar bu kitabıyla birinci ve ikinci dünya savaşı arasında kalan yıllarda Macar edebiyatının en kayda değer yazarlarından biri haline geldi. Yazar bu tarihten itibaren en ünlü eserlerini birbiri ardına yayınlamaya başladı. İkinci dünya savaşının karmaşık ve trajik gelişmeleri de ilginç bir şekilde Márai’ye olan ilgili arttırmıştı. “Mumlar dinine kadar yanar” ve “Otçuluk kitabı” da bu yılların ürünüdür.

Sándor Márai’nin heykeli Kassa’da

Almanların Macaristan’ı işgal ettiği yıllarda Sándor Márai tamamen evine kapandı. İkinci dünya savaşının sona ermesinin ardından yazar Avrupa turuna çıktı. Sándor Márai karar alma noktasındaydı: Macaristan’ın, Nazi Almanyasının ardından şimdi de Sovyet egemenlik alanı haline geldiğinin farkındaydı. Ancak memleketini çok sevdiği için de mülteci olarak başka bir ülkede yaşamayı nasıl göze alabileceğini de bilmiyordu.

Sonunda 1948’de kararını verdi. Gidecekti. Ailesiyle birlikte İsviçre’ye gitti. Oradan da İtalya’ya geçti. 1952 yılında da Amerika’nın yolunu tuttu. Sándor Márai’nin Macaristan’ı terk etmesinin ardından yazarın adı Macar edebiyatından neredeyse çıkarıldı. Kitapları raflardan toplandı. Adı bir daha asla anılmayacaktı.

Sándor Márai’ya olan tepkinin nedeni onun sadece Sovyet rejimine muhalif olması değildi. O Macaristan’daki bir zamanların burjuva toplumunu ve elitini temsil ediyordu.

Yazar hayatının sonuna kadar Macaristan’a geri dönebilme umuduyla yaşadı. Ancak bu umudu her geçen yılla birlikte de azaldı. Macaristan’da o yıllardaki rejime muhalif olan Sándor Márai eşine ölümünden sonra Macaristan’da rejim değişmeden tek bir kitabının bile yayınlanmasına izin vermemesini vasiyet etti.

Ancak hayat farklı bir mecradan ilerledi. Sándor Márai eşini kaybetti ve yazar son 3 yılını tam bir yalnızlık içinde geçirdi. 1989 yılında intihar ederek hayatına son verdi.

1989 yılı aynı zamanda Macaristan’da sistem değişikliği yılıydı. Doğu Blokunun yıkılmasının ardından kırk yıllığına unutulan yazar tekrar hatırlandı. Kitapları ve şiirleri ardı ardına yayınlanmaya başlandı. Kısa süre içinde Sándor Márai’nin kitapları 15 dile çevrildi.

Türkçe’ye çevrilen kitapları da şunlardır.

Türkinfo

Macaristan Ankara Büyükelçiliğinin desteğiyle hazırlanmıştır.