Türk edebiyatını dünyaya tanıtmak için çalışıyorlar

Türk edebiyatını dünyaya taşıyan on kişi bu yolculuklarını anlattı. Nane Lee, Lindita Latifi, Edit Tasnadi, Apollinari Avrutina, Justina Pilkauskaite, Galina Miskiniene, Arsalan Fasihi, Giampiero Bellingeri ve Melek Deniz-Ahmad Zakaria çifti hangi kitapları Türkçeye çevirdiğini, çevirdikleri kitapların kendi ülkelerindeki okurlarında nasıl karşılık bulduğunu dile getirirken aynı zamanda Türkçe kitap çevirilerinin zorlukları ile kolaylıklarına da değiniyorlar.

Orhan Pamuk’un Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanması ve Türkiye’nin 2008 Frankfurt Kitap Fuarı’nda konuk ülke olarak yer alması, Türk edebiyatının dünyaya açılması için bir dönüm noktası oldu. Pek çok yazarımızın kitapları başka dillere çevrildi. Edebiyat dünyamızda yazarlar kadar, bir dili diğerine aktaran çevirmenlerin ince işçilikleri de önem kazandı. Pek çok yazarımızın kitaplarını kendi dillerine kazandıran çevirmenler adeta bir köprü görevi görmeye başladı. Kitapları kaleme alan yazarların yanı sıra bu kitapları başka dillere aktaran çevirmenler de yazarlar kadar edebiyat dünyasında önemli bir yer almaya başladı.

Çevirmenler okuyucunun, zamanın ve dünyanın her köşesine dil engelini aşarak yolculuk yapmasının önünü açmaya başladı. Elbette bu hareketlenmede günümüz yazarları da dâhil olmak üzere çağdaş ve klasik eser ve isimler, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın başlattığı, kültür, sanat ve edebiyat alanındaki klasik ve çağdaş eserlerin yabancı yayınevlerince Türkçe dışındaki dillere çevrilmesi, yayımlanması ve tanıtılması esasına dayalı bir çeviri ve yayım destek programı olan TEDA projesinin payı da oldukça büyüktü. 

Helikon Kiadó Facebook sayfası: soldan Krisztian Nemes çevirmen, Orhan Pamuk, Edıt Tasnadi çevirmen

Türkçeden Macarcaya yüze yakın kitap çevirdim

Macar Türkolog Edit Tasnadi, en büyük arzusunun dilci olmak olduğunu söylüyor ve 1961 yılında liseyi bitirdiğinde üniversitede sadece iki branşın mecburi olduğunu söylüyor. “Benim için vazgeçilmez görünen Macar Dil ve Edebiyatı branşı yanına Türkolojiyi seçtim ve böylece Budapeşte ELTE Üniversitesi’nde dünyanın en eski Türkoloji kürsüsünün öğrencisi olup beş yıl boyunca Türk filolojisi alanında bilgilenmeye çalıştım” diyor. Macar Radyosunde Türkçe Yayınlar Servisi beş yıl boyunca ayrı ayrı Türk lehçeleri arasında dil karşılaştırma işleriyle uğraştıktan sonra Türkçe öğrendiğini anlatan Tasnadi, aynı zamanda radyoda oynanmak üzere pek çok Türk tiyatro metnini Macarcaya çevirmiş. Çeviriye başlamasının da bir raslantı olduğunu dile getiriyor ve şu sözlerle anlatıyor: “Radyomuzun misafir yazarı Fahri Erdinç’i Európa Yayınevine götürmekle görevlendirildim. Konuştuğu editör hanım bir Türk öykü antolojisini hazırladıklarını söyleyerek Yaşar Kemal’ın ’Sarı Sıcak’ öyküsünü prova olarak çevirmemi istedi. Hocalarla konuştum, kendi cümlelerimi defalarca düzelttim. Provadan geçtim, beş öykü daha verdiler bana. Hatta sonradan öğrendim ki bütün adaylar bu öykü ile sınanmış ve antolojide benim çevirime ver verilmiş. İlk acemi işimin beğenilmesi ise beni çok motive etmişti.” “İlk çevirilerden bu yana dile kolay yarım yüzyıllık bir dönem geçti” diyen Tasnadi, ilk roman çevirisinin Yaşar Kemal’in “Ortadirek” kitabı olduğunu söylüyor ve Türkçeden Macarcaya yüze yakın kitap çevirdiğini söylüyor.

Tasnadi, “Yunus Emre, Yaşar Kemal, Bekir Yıldız, Melih Cevdet Anday, Sait Faik Abasıyanık, Tarık Buğra, Turan Oflazoğlu, Orhan Asena, Sabahattin Kudret Aksal, İlber Oraylı, Perihan Mağden, Cem Mumcu, İskender Pala, İhsan Oktay Anar, Orhan Pamuk, Oya Baydar, Yalvaç Ural, Gül İrepoğlu, Levent Mete, Hatice Meryem, Mario Levi, Mehmet Baydur, Ceyhun Atuf Kansu, Tuna Kiremitci, Mehmet Zaman Saçlıoğlu, Bige Güven Kizılay, Demokan Atasoy ve Sabahattin Ali gibi pek çok ismin kitaplarını çevirmiş. Tasnadi, “Ayrıca güzelim Türk halk masallarından dört seçkimin çıkmış olması da mutluluk kaynağıdır benim için” diyor.


ÇEVİRMEN BİR NAKLİYATÇI GİBİ ÇALIŞIR

Macaristan’da eğer bilinen bir yazar değilsen popüler olmanın zor olduğunu söylüyor Tasnadi ve şunları anlatıyor: “Macaristan küçük bir ülke. Nüfusu da dokuz buçuk milyon kadar. Dolayısıyla piyasası da küçük. Bu nedenle yanın evlerini bir Türk eserini çıkarmaları için ikna etmek çok zor.

En etkileyici yol elbette maddi destek bulmak” Tasnadi, Türkçe kitap çevirilerinin zorluklarını ise şöyle sıralıyor: “Yaşar Kemal’in, Ortadirek kitabındaki lehçe kelimelerin, Perihan Mağden’in romanlarındaki argo kelimelerin ya da İskender Pala’nın Babil’de Ölüm İstanbul’da Aşk kitabındaki kimi Osmanlıca alıntılarının anlamını bulmak bazen araştırmalar gerektirir ama çözülmez bir iş değil. Beni en çok uğraştıran belki de Türkçenin ve Macarcanın çok farklı cümle yapısı. Özellikle uzun cümleleri, Macarcada çok farklı biçimde adeta yeniden yaratmak gerekir. Fakat işin güzelliği de işte budur. Çevirmen olarak ben kendimi bir nakliyatçı olarak görüyorum. Bir edebiyat eseri içerik ve biçimden ibaret ise, bizim ödevimiz, içeriği kaynak dilin verdiği biçimden olduğu gibi amaç dildeki uygun bicime nakletmektir.

Elbette bu yeni biçim üslubuyla aslıyla eşdeğer olmalı. Bu iş ise çevirmenin ana diline hakim olmasını gerektirir ve bu da bir tür yaratmadır. Çeviri sevgi, sabır, bilgi ve yetenek ister. Çeviriye inanırım. Dilden dile başka yazınsal iletişim aracımız yok zaten.”

Diğer çevirmenler hakkında devamını okuyabilirsiniz