Ünlü Macarlar: László Papp – Halkın sevgilisi boks şampiyonu

Olimpiyatlarda üç altın madalya sahibi oldu, sıkletinde profesyonel Avrupa boks şampiyonluğuna ulaştı. Halkın içinden gelen biri olarak insanların gönlünde taht kurdu. 

László Papp 1926’da Budapeşte’de doğdu. Babası otomobil tamircisiydi, ama aynı zamanda müzik aşığıydı. Bu nedenle oğlunu keman kurslarına yazdırdı. Ancak babası aynı zamanda boksu da seviyor ve kendisi maçlara gidiyor ve oğlunu da götürüyordu.

Küçük László 11 yaşında babasını kaybedince,  ailesi küçük bir bakkal dükkanı açarak geçimlerini sağlamaya çalıştı. Bu zor günlerde László Papp artık müziği de bırakmıştı, oysa öğretmenleri kemanda çok yetenekli olduğunu söylüyorlardı.

László Papp spor yapmayı da seviyordu. Arkadaşlarıyla birlikte hem futbol oynuyorlardı ve hem de babasıyla birlikte gittiği boks maçlarından yakınlık hissettiği ringe de ilgi duyuyordu. Sonunda bir boks kulübüne de kayıt oldu. Ancak ilk dönem onun açısından olumsuz geçti. Aradığını bulamamıştı. O günleri anılarında şöyle anlatacaktı:

“O dönem boksa bakış farklıydı. Şöyle derlerdi hocalar: eğer bir çocuk ilgi duyup ringe çıkmışsa, iyice bir döveceksiniz. ‘Eğer bu onu yıldırmazsa ve geri gelirse iyi bir boksör olur. Eğer tırsıp giderse demek ki karakter olarak da bize lazım değilmiş’. Evet  ben de ilk ringe çıktımda öyle bir dayak yedim ki, feleğim şaştı. Ağzım burnum çarpıldı, günlerce yemek yiyemedim, ağzıma kaşık sokamadım. Demek ki  boks benim için değil deyip futbola bir daha semtine bile uğramadım.

Ancak birkaç yıl sonra ringe geri döndü. Bu kez kararlıydı ve hocaları da onun iyi bir boksör olacağı kanısındaydılar. Özellikle antrenör Zsigmond  Adler ile yollarının kesişmesi onun kaderini değiştirdi. Spor hayatında bütün başarılarını birlikte elde ettiler.

1935 – 1956 yılları arasında Budapeşte’nin 4 ayrı klubünün formasıyla ringlere çıktı (BVSC,  Budapeşte Lokomotív,  Budapeşte Bástya ve  Vasas) ve yedi kez Macaristan şampiyonu oldu. Amatör boks hayatı boyunca 193 maça çıktı ve bunların 183’ünü kazandı. 2 kez berabere kaldı ve 8 yenildi aldı. 1949’de ve 1951’de Avrupa şampiyonu oldu. 1948, 1952 ve 1956’da ise Olimpiyatlarda altın madalya kazandı. Olimpiyat tarihinde arka arkaya üç olimpiyatta da altına ulaşan ilk boksör oldu.

László Papp (ülkede herkes ona ismini kısaltarak “Laci” diye hitap ederdi) 1957’de profesyonel boks dünyasına adım attı. O yıllar Doğu Avrupa’nın kapalı rejimlerinden olan Macaristan’da elbette bunun olabilmesi için hükümetten izin alması gerekiyordu. En zoru da bu oldu. Ama izni aldıktan sonra Avrupa ringlerinde fırtına gibi esti. 29 profesyonel maçından 27’sini kazandı. Bu galibiyetlerden 11’i nakavtla 4’ü de havlu atarak gerçekleşmişti. Hiç yenilmedi. İki maçı da berabere tamamladı.

1962’de Avrupa profesyonel boks şampiyonu oldu ve bu unvanını korumak için 6 kez ringe çıktı ve altı kez de kazandı. 1964’de Dünya profesyonel boks şampiyonluğu için ringe çıkma ihtimali de belirdi.  Ancak hükümet buna siyasi nedenlerle izin vermedi ve boks kariyerini bitirmeye zorladı. László Papp kendisini bokstan uzaklaştıran bu adaletsizliği bir türlü unutamadı.

1989’de WBO kendisine fahri şampiyonluk unvanı verdi ve şampiyonluk kemeri takdim etti. Çünkü gerçekten de boks dünyasın gelmiş geçmiş en büyük simalarından biriydi. Boks dünyasında “nakavt kralı” unvanıyla tanınan László Papp galibiyetlerini çoğunlukla efsanevi sol aparkat vuruşuyla elde etmişti.

Boksu bıraktıktan sonra uzun bir süre hocalık yaptı. Kendi hocası da olan Zsigmond Adler ile birlikte bir dönem milli boks takımını yönetti, turnuvalara hazırladı. Ağır antreman programlarıyla ve kendilerine özgü bir çalışma tarzıyla yeni bir ekol yarattılar. 1972-de Olimpiyat şampiyonu olan sporcular György Gedó, Tibor Badari, János Kajdi de László Papp’ın öğrencileriydiler.

László Papp uzun süren bir hastalık döneminin ardından 2003’de 77 yaşında hayata gözlerini yumdu.

Sayısız ödül sahibi ünlü boksörün hayatı, daha zirvedeyken, 1957 yılında sinemaya uyarlandı. O filmde başrolü de kendi oynadı. Ancak bu onun hakkında çevrilen tek film değildi. Birkaç kez hayatı ve başarıları film oldu. Hakkında pek çok kitap yazıldı. Budapeşte’deki spor Arenası 2004 yılından bu yana onun adını taşımaktadır. 2017 yılında da Budapeşte’ye bir heykeli dikilmiştir.

 Türkinfo

 Macaristan Ankara Büyükelçiliğinin desteğiyle hazırlanmıştır.