2025. Kasım 22.
Türkinfo Blog Oldal 60

Macaristan’da siyasi deprem: Cumhurbaşkanı Novak ve eski Adalet Bakanı Varga ‘dönüşü olmayan hata’ nedeniyle istifa etti

Cumhrbaşkanı Katalin Novak, Katar’a yaptığı resmi ziyareti yarıda kesip Cumartesi günü öğlen saatlerinde döndüğü Budapeşte’de akşam saatlerinde devlet televizyonunun yayın akışını yarıda keserek yaptığı konuşmada istifa ettiğini duyurdu.

Novak ile birlikte eski Adalet Bakanı, parlamenter ve hukukçu Judit Varga da milletvekilliğinden istifa ettiğini ve siyaseti de bıraktığını açıkladı.

Varga bu yıl yapılacak olan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde iktidardaki FİDESZ aday listesinin birinci sırasındaydı.

Başbakan Viktor Orban’nın yakın çalışma arkadaşlarının görevlerinden istifaları siyasi bir deprem etkisi yaratsa da, son birkaç günlük gelişmeler dikkate alındığında sürpriz de olmadı.

Katalin Novak

İstifaların gerisinde ne yatıyor?

Sonuçta istifalara neden olan ve iktidardaki FİDESZ partisini son derece zor durumda bırakan gelişme, ülkede muhalif basın tarafından ortaya çıkarılan şahsa mahsus bir özel bir cumhurbaşkanlığı affıydı.

Geçen yıl Nisan ayında Papa Francesco’nun Macaristan ziyareti esnasında Cumhurbaşkanı Katalin Novak, o tarihte görevde olan Adalet Bakanı Judit Varga’nın da imzalı önerisiyle bir mahkum için özel bir af çıkarmıştı.

Ve o dönem basına duyurulmayan bu cumhurbaşkanlığı özel affı, kararın imzalandığı tarihten neredeyse tam bir yıl sonra muhalif basın tarafından ortaya çıkarıldı.

Af kararı, bir devlet çocuk esirgeme kurumunda çocuklara cinsel taciz uygulayan kurum müdürüne yardım eden, çocuklara yanlış ifade vermeleri için baskı yapan ve bu nedenle de iki yıl hapis cezasına mahkûm edilen müdür yardımcısı için çıkarılmıştı.

Beş gün önce basının ortaya çıkardığı bu af kararı ülkede bomba etkisi yaptı. İnsanlar, siyasi olarak görüşü ne olursa olsun, hangi partiye destek verirse versin, cumhurbaşkanının neden bir çocuk tacizi davasında yargılanan ve mahkûm olan biri için af çıkardığını sorgulamaya başladılar.

Muhalefet ise ilk günden itibaren hem cumhurbaşkanın görevinden istifa etmesini, ve hem de eski adalet bakanı olan ve şu an itibarıyla da yaklaşan Avrupa Parlamentosu seçimlerinde FİDESZ AP listesinin ilk sırasında bulunan Judit Varga’nın listeden çıkarılmasını talep ettiler.

Skandalın patlamasının 3. gününden itibaren de cumhurbaşkanlığı sarayı önünde gösteriler başladı.

İktidar partisinin tepkisi nasıl oldu?

Skandalın patlamasının ardından ilk günlerde iktidar partisi FİDESZ’ten gelişmelerle ilgili bir yorum gelmedi.

İktidara yakın olan basın önce olayı görmezden gelme yolunu izlemeyi tercih etti. Yorumlar genellikle cumhurbaşkanını affının özel bir af olduğu, dolayısıyla cumhurbaşkanının bu konuda bir açıklama yapma yükümlülüğü olmadığı üzerineydi.

İktidarı zor durumda bırakan en önemli faktör, Viktor Orban’ın hem seçimlerde ve hem de sivil kuruluşları ve basını kontrol altına almak üzere hazırladığı programlarında stratejik öneme sahip ilkeleri arasında birinci sırayı her zaman aile ve çocukların korunması tedbirlerine vermesiydi.

Cumhurbaşkanlığı görevini bugün bırakmak zorunda olan Katalin Novak daha önce Ailelerden ve Çocuklardan Sorumlu Bakan’dı. Üç çocuk annesi de olan Katalin Novak çok çocuklu ailelere ödenen sosyal yardımların arttırılması faaliyetleriyle de tanınıyordu.

Ayrıca pedofil suçlara karşı tavizsizlik ilkesi Viktor Orban’ın hükümet programına kadar girmiş bir ilkeydi ve çocukların tacizden korunması tedbiri öne çıkarılarak Macaristan’da eşcinsellere karşı acımasız önlemler alınması tavrı Avrupa Birliği tarafından da eleştiriliyordu.

Bu geri plan dikkate alındığında elbette iktidarın en yüksek mevkilerindeki iki önemli şahsiyetin bir pedofili mahkûmuna neden özel af çıkardığı sorusuna yanıt vermek de çok zordu.

Muhalefetin atağı giderek güçlenirken ve cumhurbaşkanının istifası için imza toplanmaya başlanmışken sonunda iktidar cephesindeki şaşkınlık ve sessizlik olayın ortaya çıkmasının dördüncü gününde Viktor Orban’nın bir radyo konuşmasıyla sona erdi.

Judit Varga

Orban radyo konuşmasında neler söyledi?

Viktor Orban sert konuşmasında kendisinin beş çocuğu, altı torunu olduğunu, onların başına bir şey gelmesi ihtimali karşısında ilk düşüneceği şeyin, onlara zarar veren kişinin parça parça edilmesi gerektiği olacağını söyledi.

Cumhurbaşkanının adını anmadan, olayı anlayamadığını, sorumluluğun bir şekilde üstlenilmesi ve açıklama getirilmesi gerektiğini, bundan böyle bu tür bir olayla karşılaşmamak için anayasanın değiştirileceğini, cumhurbaşkanı aflarının kısıtlanacağını açıkladı.

Gelişmelerin bu aşamasında yorumcular, olayların cumhurbaşkanının görevinden istifa etmesine kadar gitmeyebileceği yorumlarını yapıyorlardı. Evet, Viktor Orban iktidar partisinin resmi görüşünü duyurmuştu, yapılan bir hataydı, ama tepkiler bir anayasa değişikliği ile kontrol altına alınabilir, olay yatıştırılabilirdi.

Ancak tepkiler azalacağına artıyordu. Aynı günlerde cumhurbaşkanının danışmanları arka arkaya görevlerinden istifa ettiklerini duyurdular. Gösteriler arttı, muhalefet, cumhurbaşkanı görevinden istifa edinceye kadar her gün konut önünde gösteri yapacağını duyurdu.

Üniversite ve lise öğrencisi gençler cumhurbaşkanlığı sarayı önünde toplanıp ellerinde taşıdıkları, ağızları bantlanmış oyuncak ayıcıkları konutun önüne bırakmaya başladılar.

Muhalefet Avrupa Parlamentosu’na önerge verdi, ve çocuk tacizi konusunda tavrı net olan Papa Francesco’ya delegasyon gönderildi.

Ve belki de istifa sürecine nokta konulmasına neden olan en önemli etken de bir kamuoyu araştırması oldu. İstifadan bir gün önce basına düşen bir habere göre hükümet halkın tepkilerini ölçmek için acil bir kamuoyu anketi yaptırıyordu.

Anketin resmi sonuçları açıklanmadı. Ancak bir pedofil mahkuma af çıkarılmasının halkın ne hükümet yanlısı ve ne de muhalif kesiminde anlayışla karşılanmayacağını bilmek için aslında kahin olmaya da gerek yoktu.

Novak istifa konuşmasında neler söyledi?

Katalin Novak, Katar gezisini yarıda keserek çıktığı devlet televizyonunda kendisini bir anne, bir kadın ve ülkesini çok seven bir Macar olarak tanıttı.

Çok onur duyduğu cumhurbaşkanlığı görevinin kendisine verdiği birincil ödevin halk içinde hangi kesimden olursa olsun herkesin desteğini almak olduğunu vurguladı.

Bu görevin hata kabul etmeyeceğini, eğer bir şeyi yanlış yapmışsa, bunun sorumluluğunu da üstleneceğini söyledi, ve “evet hata yaptım, bu hatanın dönüşü yok bu nedenle de görevimden istifa ediyorum” dedi.

Aynı anlarda basına düşen bir diğer haber de eski adalet bakanının da siyaset sahnesinden çekildiğini duyurdu.

Bundan sonra neler olacak?

Anayasaya göre eğer Cumhurbaşkanı görevinden istifa ederse doksan gün içinde yerine parlamento tarafından yeni bir devlet başkanı seçiliyor.

Macaristan’da bu çok da istisnai bir durum değil. 2010 yılında da yine FİDESZ tarafından göreve getirilen Pal Schmitt iki yıl görev yapmasının ardından profesörlük tezinin önemli bir kısmının intihal olduğunun ortaya çıkmasından sonra istifa etmişti.

Hükümet ve Viktor Orban istifaların ardından elbette ilkelere olan bağlılıklarını vurgulayacak ve yaklaşan yerel seçimlerde ve Avrupa Parlamentosu seçimlerinde bu gelişmeleri muhalefetin siyasi bir sermaye olarak kullanmasını engellemeye çalışacaklar.

Muhalefet ise devletin en üst mevkiinde bulunan ve Fidesz tarafından göreve getirilen bir şahsın, eski adalet bakanıyla birlikte istifa etmeye zorlanmasını bir zafer olarak görecek

Ancak bu istifaların muhalefetin atağını durdurup durduramayacağı henüz belli değil. Muhalefetin son iki gündür bu olayın bir rejim sorunu olduğunu vurgulaması kabaran dalganın hemen yatışmayacağını gösteriyor.

Ayrıca hala bilinmeyen bir ayrıntı da, cumhurbaşkanının ve onunla işbirliği içindeki eski adalet bakanının bir pedofil davası mahkumuna neden özel af çıkarma ihtiyacını hissetmiş olabilecekleri.

Hükümet bu olayı iki siyasetçinin kişisel hatası olarak görüp göstermeye çalışırken, muhalefet ise hukuku göz ardı eden otoriter ve popülist siyasi rejimin kaçınılmaz bir şekilde bu tür gelişmelere yol açtığı tezi üzerinde duruyor.

Tarık Demirkan – BBC

Orban sözünden vazgeçti! Macar parlamentosunda İsveç boykotu: ‘Türkiye’ye gittikleri gibi buraya da gelsinler’

Macaristan’daki iktidar partisi Fidesz’in dün İsveç’in NATO üyeliği için düzenlenen oturumu boykot etmesi hem Stockholm hem de Batılı müttefiklerinde büyük bir hayal kırıklığına neden oldu. Macar muhalefeti Başbakan Viktor Orban’ı şantaj ile suçlarken, Fidesz NATO üyeliğinin onaylanması için İsveç Başbakanı Ulf Kristersson’un Budapeşte’yi ziyaret etmesini şart koştu.

Devamı

Budapeşte’de Macar el yazmaları ve İstanbul’un ilk panoramik fotoğrafları dijital olarak sergilendi

Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de düzenlenen etkinlikte, 15. yüzyılda hüküm süren Macar Kralı Matthias Corvinus’un dünyaca ünlü kütüphanesine ait ve Topkapı Sarayı’ndan dijital olarak temin edilen iki el yazması kitap ilgililerin erişimine sunuldu.

Türkiye’nin Budapeşte Büyükelçiliği, Macaristan Kültür ve İnovasyon Bakanlığı ve Ulusal Szchenyi Kütüphanesi’nin düzenlediği etkinliğe, kültür ve sanat çevrelerinin yanı sıra hükümet yetkilileri ve yabancı diplomatlar katıldı.

Etkinlikte, 15. yüzyılda hüküm süren Macar Kralı Matthias Corvinus’un dünyaca ünlü kütüphanesine ait olan ve Topkapı Sarayı’ndan dijital olarak temin edilen iki kitap araştırmacıların istifadesine sunuldu.

Bu iki eser, Ulusal Kütüphane’nin fiziksel ve dijital olarak dünyanın dört bir tarafından topladığı “Corvina Koleksiyonu”na eklendi. Ayrıca, seyyah ve koleksiyoncu Ferenc Revay’ın 1860’ların İstanbul’una dair 42 fotoğraf karesi de dijital olarak erişime açıldı.

Türkiye’nin Budapeşte Büyükelçisi Gülşen Karanis Ekşioğlu, etkinlikte, Türkiye ve Macaristan arasındaki dostluk ve kardeşlik bağlarının asırlara dayandığını, Osmanlı İmparatorluğu’nun 1877 yılında iade ettiği Corvina kodekslerinin ilginç hikayesini anlattı.

Devamı

BEYOĞLU SİNEMASI’NDA ŞUBAT – Ülke Sineması: Macaristan

İstiklal Caddesi’nin simge yapılarından Beyoğlu Sineması, özel seçki ve içeriklerle İstanbullu sinemaseverlerin uğrak noktası olmaya devam ediyor. İBB Miras restorasyonuyla şehre kazandırılan ve İBB Kültür’ün hazırladığı programlarla sinemaseverlerle buluşan mekanda, “Ayın Yönetmeni”, “Ülke Sineması”, “Ayın Teması”, “Altyazı Seçti”, “Meraklısına Sinema Sohbetleri”, “Salı Belgeselleri”, “Kış Filmleri”, “Çocuk Matinesi”, “Sinema Seminerleri”, “Yakın Dönem Bağımsız Türk Sineması”, “Kısa Film Seçkisi ve Öğrenci Filmleri Seçkisi” konseptleri Şubat ayında da sinema tutkunlarını bir araya getirecek. 

Photo by Sami TÜRK: https://www.pexels.com/

Ülke Sineması: Macaristan

“Ülke Sineması”nın Şubat konuğu Macaristan. Türk-Macar yılı kapsamında ve Macar Kültür Merkezi işbirliğiyle “Ülke Sineması: Macaristan” programında; “Macarlar”, “Beyaz Kısrağın Oğlu”, “Kızıllar ve Beyazlar”, “Çocuklarıma Günce” ve “Benim XX. Yüzyılım” filmleri izlenebilecek.

Macar – Türk yılı kapsamında ve Macar Kültür Merkezi işbirliğiyle 23-29 Şubat tarihlerinde düzenlenecek “Ülke Sineması: Macaristan” programında gösterilecek filmler; “Beyaz Kısrağın Oğlu”, “Kızıllar ve Beyazlar”, “Çocuklarıma Günce”, “Benim XX. Yüzyılım” ve “Macarlar”.

Detaylar kultursanat.istanbul

Çağdaş Macar Cam Sanatı Türkiye’de

Günümüzün Macar cam sanatını temsil eden sanatçılar “Glassification.hu” sergisiyle bir araya geliyor

Günümüzün Macar cam sanatının kültürel değerine vurgu yapmak ve yeni nesillere aktarmak adına, Macaristan’ın önde gelen cam sanatçılarının eserlerinden oluşan, “Glassification.hu” isimli sergi Türkiye’ye geliyor.

2024 Macar-Türk Kültür Yılı kapsamında, ilk olarak 22 Ocak tarihinde CSO Ada Ankara’da izleyiciyle buluşan, 14 Subat – 18 Mart’ta ise Liszt Enstitüsü Macar Kültür Merkezi’nde açık kalacak sergi, hem estetik değer hem de teknolojik kalite açısından dünya standartlarında eserler üreten sanatçıları bir araya getiriyor.

Devamı

Avrupa Birliği zirvesinde ana gündem maddesi Ukrayna’ya destek: Macaristan, AB yardımını neden onaylamıyor?

Avrupa Birliği’nin (AB) bugün yapılacak zirvesinin ana gündem maddesi, Ukrayna’ya yapılması planlanan 50 milyar euroluk AB yardım paketinin onaylanması. Aralık ayındaki zirvede Ukrayna ile AB’ye katılım görüşmelerine başlanması gündeme gelmişti. Beklentilerin aksine, Ukrayna’nın AB üyeliği konusunda itiraz etmeyen Macaristan, yardım paketi kararını ise veto etmişti.

33 milyar euro kredi ve 17 milyar euro geri ödenmeyecek yardımdan oluşan mali destek paketinin Macaristan’ın vetosu nedeniyle onaylanmaması nedeniyle de 1 Şubat 2024’te yani bugün yeni bir zirve düzenlenmesi planlanmıştı.

Bu zirve neden önemli?

Rusya, 24 Şubat 2022’de Ukrayna’yı işgale başlamıştı. Bu gelişme sonrası süratle savaş ekonomisine geçen Ukrayna, hem ülke savunmasının sürdürülebilmesi ve hem de ekonomisini ayakta tutabilmesi için dış mali kaynaklara ihtiyaç duyuyor.

Ukrayna’nın en önemli destekçileri sıralamasında da AB, ABD’nin ardından ikinci sırada.

Ukrayna, geçtiğimiz yaz aylarında cephelerde başlayan taarruzunun beklenen başarıyı gösterememesi nedeniyle 2023 sonbaharından itibaren, savaşın kaderinin kritik bir noktaya ulaştığını, acil mali ve askeri yardımlara ihtiyacı olduğunu ilan etti.

AB’nin yürütme organı Avrupa Komisyonu, bu yardım talebine hemen yanıt verdi. Komisyon, hızla 50 milyar euroluk yardımı onay için Aralık ayındaki zirvede onay için liderlere sundu.

Macaristan’ın bu yardımın ödenmesini veto etmesi ise hem mali kaynaklara şiddetle ihtiyaç duyan Ukrayna’yı ve hem de kararlarını bir türlü uygulayamayan AB’yi zor durumda bıraktı.

Bu nedenle Brüksel bugünkü zirveden mutlaka olumlu bir sonuç alınmasını arzuluyor ve bu nedenle de işi bu kez sıkı tutuyor.

Macaristan Ukrayna’ya AB yardımını neden veto etmişti?

Macaristan’ın, AB’deki genel eğilime rağmen Ukrayna’ya karşı mesafeli durmasının ve yardım projesini veto etmesinin birinci nedeni, Kiev yönetiminin Ukrayna topraklarında yaşayan tarihsel Macar azınlığa karşı olan tutumu.

Budapeşte yönetimi, Ukrayna’da yaşayan Macar etnik azınlığın 100 yıldır sahip oldukları hakların, Macarca eğitim imkanı da dahil olmak üzere, kültürel var olma koşullarının son on beş yıl içinde elinden alındığını öne sürüyor.

Bunlar, Rusya’nın Ukrayna’yı işgale başlamasının ardından gündeme gelen iddialar değil. Macaristan daha savaş öncesi bu konudaki kaygılarını hem Ukrayna makamları ve hem de AB organları düzeyinde gündeme getirmişti.

Yani Budapeşte, Ukrayna’ya verilecek AB yardımı öncesi Ukrayna yönetiminin azınlık haklarını garanti altına alma vaadinde bulunmasını ve öncelikle Macarların yaşadıkları bölgelerdeki okullarda daha önce var olan Macarca eğitimin yeniden başlamasının vadedilmesini talep ediyor.

AB Zirvesi’nden neler beklenebilir?

AB bu zirvede Ukrayna’ya mali yardım paketinin “mutlaka” onaylanmasını bekliyor. Zirve öncesi açıklamalar ve basına yansıyan bazı olası önlemler bu yönde karar alınmasını sağlamaya yönelik.

Basına yansıyan haberlere göre önlemler arasında, Budapeşte’nin “siyasi şantaj” olarak nitelediği Macaristan’a yönelik bir yaptırım taslağı da var.

Buna göre eğer bugünkü zirvede Macaristan Başbakanı Viktor Orban yine veto silahına başvuracak olursa, bu kez AB Budapeşte’ye karşı iki aşamalı bir plan uygulayacak. İlk etapta bir yıl önce Macaristan’a verilmesi gerekirken dondurulan 20 milyar euroluk mali yardımın tamamen kesilmesini önerecek.

İkinci olarak da yasal düzenlemelerle mevzuatı değiştirip, Macaristan’ın veto hakkı bir şekilde elinden alınacak. Buna gerekçe olarak da bu kararları sadece Macaristan’ın veto ettiği ve tek bir üye ülkenin vetosuyla AB’nin atalete sürüklendiği, bunun böyle sürdürülemeyeceği gösteriliyor.

Taraflar zirveye nasıl hazırlandı?

AB yetkili organları, hem Macaristan’ı ikaz ederek ve hem de zirveden bir gün önce Avrupa Parlamentosu’nda alınan ortak kararla Macaristan yönetimini aklı selime davet etti.

Çarşamba günü, yani zirveden bir gün önce Avrupa Parlamentosu’nun ezici çoğunluğu, bir bildiri yayımlayarak Ukrayna’ya yardımın ertelenmesinin ya da vetolarla geciktirilmesinin kimseye bir yararı olmayacağını saptadı.

Bu bildiriye Polonya’nın muhafazakar PIS partisi ya da İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’nin İtalya’nın Kardeşleri Partisi gibi Orban müttefiki siyasi partilerin temsilcileri de imza koydu.

Macaristan ise zirveye Ukrayna ile doğrudan görüşerek hazırlandı. Macaristan Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanı Péter Szijjártó, ilk kez Ukrayna’ya gitti ve Ukrayna Dışişleri Bakanı Dimirto Kuleba ile görüştü.

Bu görüşmenin Macar etnik azınlığın yaşadığı bölgede gerçekleşmesi, dışişleri bakanlarının gündeminde nelerin olduğunu da ortaya koyuyordu.

Bugünkü AB zirvesinde Macaristan Başbakanı Viktor Orban üzerinde çok büyük baskı olacağı kesin.

Ancak Orban’ın da kendini köşeye sıkıştırmak isteyenlere kolayca teslim olmayacak kadar siyasette deneyimli olduğu da bir gerçek.

Úrhida

Franz Liszt Piyano Sezonu başlıyor

2024 Macar-Türk Kültür Yılı kapsamında dünyaca ünlü Macar besteci Franz (Ferenc) Liszt’e adanmış konserler dizisine hoş geldiniz. “Franz Liszt Piyano Sezonu” adını verdiğimiz bu dizinin ilk konseri 23 Şubat’ta başlayıp 16 Aralık’ta son bulacak şekilde, 7 konser ve masterclass’lardan oluşuyor.

Liszt’in adı bu konser dizisi için tesadüfen seçilmedi, onun Macar kültürünün önemli bir elçisi olarak zamanında İstanbul ile özel bir bağı vardı. Bu yıl gerçekleşen Kültür Yılı da aslında onun başlattığı Macar-Türk kültürel ilişkilerin bir nevi devamı niteliğinde görülebilir.

Macarların deyimiyle Ferenc Liszt, 8 Haziran 1847’de İstanbul’a geldi ve burada beş hafta geçirdi. İstanbul’da bir müzik dükkanı ve aynı zamanda piyano üreticisi olan Alexandre Kommendiger’in evinde konakladı. Sultan Abdülmecit’in daveti üzerine sarayda iki konser verdi. Bunlar haricinde Liszt, biri açık hava konseri olmak üzere İstanbul’da pek çok konser de verdi. Sonraları da Padişah ve İstanbul ile ilişkisini hiç kesmedi.

Liszt Piyano Sezonu’nu ise değerli dostumuz, İstanbul Uluslararası Opus Amadeus Festivalleri Sanat Yönetmeni, uzun süredir yaptığı etkinliklerle Macar müziğinin ve müzisyenlerinin Türkiye’deki tanınmasına katkıda bulunan ve 2022’de Macaristan Devleti tarafından Macaristan Liyakat Nişanı Şövalye Haçı’na layık görülmüş Mehmet Mestçi yönetiyor. Bu konser dizisiyle kendisi, Macaristan’ın önde gelen piyanistlerini İstanbullu müzikseverler için bir araya getiriyor.

Konserler, Beşiktaş Belediyesi’nin ve Radyo Voyage’ın destekleriyle Deniz Müzesi’nde gerçekleşiyor. Tüm destek veren kurumlara ve konserlere katılan müzikseverlere teşekkür ederiz.

Kaynak – Áron Sipos / Liszt Enstitüsü Macar Kültür Merkezi Müdürü

DETAYLAR

JÓZSEF BALOG
Piyano Resitali

  • Tarih:23 Şubat 2024
  • Saat:20:30
  • Mekan:Deniz Müzesi, Beşiktaş
  • Adres:Beşiktaş Cad. No: 6 Beşiktaş/İstanbul

ADRIENNE KRAUSZ
Piyano Resitali

  • Tarih:22 Nisan 2024
  • Saat:20:30
  • Mekan:Deniz Müzesi, Beşiktaş
  • Adres:Beşiktaş Cad. No: 6 Beşiktaş/İstanbul

26
May

GÁBOR FARKAS
Piyano Resitali

  • Tarih:26 Mayıs 2024
  • Saat:20:30
  • Mekan:Deniz Müzesi, Beşiktaş
  • Adres:Beşiktaş Cad. No: 6 Beşiktaş/İstanbul

RÓZA RADNÓTI
Piyano Resitali

  • Tarih:23 Eylül 2024
  • Saat:20:30
  • Mekan:Deniz Müzesi, Beşiktaş
  • Adres:Beşiktaş Cad. No:6 Beşiktaş/İstanbul

GÁBOR CSALOG
Piyano Resitali

  • Tarih:21 Ekim 2024
  • Saat:20:30
  • Mekan:Deniz Müzesi, Beşiktaş
  • Adres:Beşiktaş Cad. No: 6 Beşiktaş/İstanbul

26
Kas

FÜLÖP RÁNKİ
Piyano Resitali

  • Tarih:26 Kasım 2024
  • Saat:20:30
  • Mekan:Deniz Müzesi, Beşiktaş
  • Adres:Beşiktaş Cad. No: 6 Beşiktaş/İstanbul

MİHÁLY “MİSİ” BOROS
Piyano Resitali

  • Tarih:16 Aralık 2024
  • Saat:20:30
  • Mekan:Deniz Müzesi, Beşiktaş
  • Adres:Beşiktaş Cad. No: 6 Beşiktaş/İstanbul
16,474FansLike
639FollowersFollow