Kossuth’un Anıları Müzesi – Kütahya

Lajos_Kossuthi19. Yüzyılın ilk yarısında Macaristan, batılı devletlerin verdiği örnekler ışığında kendi toplumsal bunalımından kurtuluş çaresini, burjuva niteliğinde gelişme yolunda araması gerektiğini görmüştü. Bu dönemim en seçkin kişileri, yenileşmeye yönelebilmek için hem burjuva reformlarının hem de ulusal özgürlüğün aynı zamanda zorunlu olduğunu sezmekte gecikmediler. Bu amaç uğrunda ulusal beraberlik ilan etmişlerken aynı sıralarda Macaristan’da da feodalizmdeki anlamından faklı temelinde burjuva özlü yeni bir millet kavramı doğdu. Ne var ki bu hareket, çoğunluk tarafından kabul edilebilecek amaçları belirleyen ortak bir programdan yoksundu. İşte bu ödevi Lajos Kossuth üstlendi ve birkaç yıl içinde bağımsız milli burjuva devletinin yaratılması konusunda geniş kapsamlı bir programı ana çizgileriyle belirledi.

15 Mart 1848’de Macaristan-Peşte devrim patlak verdiği zaman bağımsızlık ve özgürlük isteklerle ümitlerle dolu Avrupa, senenin son baharına kadar artık genellikle sakinleşmişti. Devrimler olup bitmiş, Venedik’in direnişi yanında, bir tek Macaristan’ın savaşı sona ermemişti. Avusturya askeri destek sağlamak amacıyla Rus Çarıyla ittifaka girişince, bu büyük kuvvet üstünlüğü karşısında Macar Özgürlük savaşı yenilgiye uğradı. Lajos Kossuth 17 Ağustos 1849’da ülkeyi terk etti ve mültecilerin büyük bir kısmıyla birlikte Vidin’e yerleşti.

Avusturya ile Rusya eski anlaşmaları öne sürerek mültecilerin kendilerine teslim edilmelerini istediler ve daha ilk günlerde Babıãli’ye, bu isteklerini yerine getirmediği takdirde Osmanlı Devleti’ni savaşa sürüklemiş olacağını duyurdular. Öte yandan Babıãli, ülkenin toplumsal ekonomik durumu ve Tanzimat’ın yol açtığı iç zıtlıklar yüzünden, tek başına bu iki büyük devlete karşı savaşa girişemeyeceğini, nazırların çoğunluğunun belirttiği gibi açıklıkla görüyordu. Bu tehlikelere rağmen Babıãli, mültecileri Avusturya’ya telim etmemeyi kararlaştırdı. O sıralarda Osmanlı Devleti savaştan uzak kalabildiyse bunu İngiltere ile Fransa silahlı kuvvetlerine borçludur. Aslında büyük devletler kendi aralarındaki cepheleşmede Osmanlı Devleti’ni bir köprü görmeselerdi, mülteciler sorunu ne dünya için ne de Osmanlı Devleti için önemli bir sorun olurdu.

Nitekim Rus Çarı, 21 Ekim 1849’da mültecilerin teslim edilmesi konusunda ısrarlarından vazgeçti ve Macar mültecilerde bunun üzerine yola çıkarak 21 Kasım’da Şumnu‘ya ulaştılar. O zaman daha Dışişleri Ali Paşa’nın bu konuda ne kadar mücadele ettiğinden hiç haberleri yoktu. Zira Ali Paşa hem Türk onurunu gözetmek, hem batılı elçilerin teşviklerine ve çarlık elçilerinin baskılarına karşılık vermek, aynı zamanda da mültecilerin gösterdiği yakınlığı kaybetmemek için uğraşıyordu. Çünkü batı ülkelerinin kamuoyu mültecileri destekliyordu. Osmanlı diplomasisinin bu inceliklerini Avusturya ve Rusya ancak zamanla fark etti. Babıãli’nin mültecilere bilinçli olarak saygıyla davrandığını nihayet gördüler. Avusturya intikamını alamazdı. Ali Paşa’nın sözleri durumun nasıl değiştiğini yeterince anlatıyordu.

Ali Paşa Osmanlı Devleti’nin önüne konulan her şeyi imzalamayacağını, Avusturya’nın müdahale denemelerini reddettiğini bildirdi ve mültecilerin gözaltında bulundurulması konusunda Osmanlı Devleti’nin pek büyük sorumluluk yüklendiğini, fakat Babıãli’nin bu sorumluluğu tek başına taşımak istediğini vurguladı. Böylece Avusturya’nın rızası aranmadan 16 Şubat 1850’de mültecilerin yöneticileri Bursa üzerinden Kütahya’ya gitmek üzere yol çıkarıldı. Mülteciler Kütahya’da şimdiki Belediye binasının bulunduğu Kışlaya yerleştirildiler. Lajos Kossuth daha sonra buradan zevkli bir biçimde ve büyük bir titizlikle onarılmış olan 18.yüzyıldan kalma bu eve taşındı ve burası kısa zamanda uluslararası ilginin merkezinde yer aldı. Kossuth bulunduğu koşullara uygun olarak, bir öndere, Kral naibine yaraşır biçimde yaşamını düzenledi. Subaylar Kossuth’un emrinde sırayla görev yürütüyorlardı.

Kossuth günde 10 – 12 saat çalışıyor, Türk devlet adamlarına İstanbul’daki İngiliz ve diğer elçilere uzun politik mektuplar ve incelemeler yazıp gönderiyordu. Bir yandan da Türkçe öğrendi ve Türkçe dilbilgisi kitabı yazdı. Batıdaki yeni girişimlere hazırlık yaparak İngilizcesini geliştirdi. Kossuth bu evde Macaristan’ın yeni anayasa tasarısını hazırladı. Fakat milliyetler sorununun çözümünü gene, Macaristan’ın toprak bütünlüğünün bozulmasına bağladı.

Avusturya’nın protestolarına rağmen 22 Ağustos 1851’de Süleyman Bey Kossuth’a artık mültecilerin Türkiye’den ayrılabileceklerini resmen bildirdi. Bunun üzerine Kossuth kamu oyunu Macaristan davasından yana kazanmak amacıyla önce İngiltere’ye oradanda Amerika’ya gitti. Daha sonra İtalya’ya geçti ve Torino’ya yerleşti. Orada, gün geçtikçe daha az destek görmesine, giderek daha az başarı sağlamasına rağmen Macaristan’ın bağımsızlığına kavuşması uğrunda verdiği savaşını uzun yıllar boyunca, 20 Mart 1894’te hayata gözlerini yumuncaya kadar sürdürdü. Kossuth’un Anıları Müzesi, Türk – Macar ilişkilerinin derinleştirilmesi dilekleriyle gerçekleştirildi. Sergilenen eşyaların kent halkına L. Kossuth’u tanıtmakla kalmayacağını, ayrıca Osmanlı Devleti’nin geçen yüzyılda gösterdiği diplomasi faaliyetlerini, ölüm kalım savaşını da hissettirebileceğini umarız.

Asma kat giriş bölümünde yer alan renkli seramikten büyük harita ziyaretçilere, Lajos Kossuth’un nereden hareket ettiğini ve kendisi için sadece yuvası olmakla kalmayarak aynı zamanda muhacerete zorlanan Macar yurt severlerinin Avusturya’ya karşı örgütlenmelerinde en önemli merkezlerden biri olan Kütahya’ya hangi yollardan ulaştığını göstermektedir. Birinci kattaki ilk oda, erkeklerin oturduğu ve sohbet ettiği odadır. Bu katta Kossuth’un çalışma odası da bulunmaktadır. Burada Kossuth’un Kütahya’da sürdürdüğü yaşamına ilişkin yazılar, kitaplar, kişisel eşyalar bulunmaktadır. Hemen bitişiğinde Kossuth’un yatak odası onunla iç içe çocuklarının yatak odası yer alır. Baş odada Kossuth ve eşi Teresa Kossuth’un fotoğrafı ve gömme vitrinde kişisel eşyaları, Türkçe Gramerin kapağının fotokopisi görülebilir. Aile odasında Kossuth ailesinin fotoğrafları, gömme vitrinde bayan eşyaları, Macar porselenleri ve bir piyano ile Budapeşte’nin eski halini gösteren fotoğraflar vardır. Anı odasında ise Macaristan’da 19. yüzyılda giyilen kıyafetler, Kossuth’un silah arkadaşlarının fotoğrafları, Macaristan’da o dönemde kullanılan silahlar ve 4 kişi tarafından taşınabilen seyahat bavulları görülebilir. Asma kat giriş bölümünde yer alan renkli seramikten büyük harita ziyaretçilere, Lajos Kossuth’un nereden hareket ettiğini ve kendisi için ve sadece yuvası olmakla kalmayarak aynı zamanda muhacerete zorlanan Macar yurtseverlerinin Avusturya’ya karşı örgütlenmelerinde en önemli merkezlerden Kütahya’ya hangi yollardan ulaştığını göstermektedir.

2010-09-27