Hungarikumlar: Tarihsel Macar yayı ve Ünlü okçu Kassai

Bizi Macarların oklarından koru tanrım!”diye dua ederlermiş bir zamanlar Avrupa Hıristiyanları. Bu elbette, bin yıl önce, Macar kavminin Asya’dan Avrupa’ya yeni geldiği ve Avrupa şehirlerine ganimet peşinde akın üstüne akın düzenlediği günlerden kalan bir dua.

Göçebe bir kavim olarak Karpat Ovasına gelip yerleşen Macar savaşçıları gerçekten de Avrupa halklarında korku uyandırmışlardı. Macarlar, tıpkı daha önce Avrupa’ya gelen değişik Türk boyları, ya da Hunlar ve Moğollar gibi, özel yaylar kullanıyor ve at sırtından da hedef gözeterek ok atabiliyorlardı.

Asya göçebe kavimlerine özgü bu özel yayın milattan önce 300-600 yılları arasında keşfedildiği sanılıyor. Tarihin o yıllarında bu yay çok özel ve mucizevî bir silahtı. Bu yayla çok daha uzak mesafelere ok fırlatmak mümkündü.  Kaldı ki, bu yayla fırlatılan oklar bir zırhı delecek kadar büyük bir sürate ve etki gücüne de sahiptiler.

Bu yayla savaşçılar 200 metredeki bir hedefi vurabiliyorlardı. Bazı özel durumlarda bu mesafe 400 metreye de çıkabiliyordu. Bu nedenle de o dönemin savaşlarında Macar savaşçılarının oklarıyla düşman ordu telef olurken, karşı tarafın okları Macarlara ulaşamıyordu bile. Bu yay o kadar özel bir yaydı ki, ihtimamlı ve özel maddelerle hazırlanması halinde oku 800 metre mesafeye bile fırlatabilirdi. Bu yayla bir yeniçerinin Boğaz’ı aşan bir ok attığı da rivayet edilir.

Macarlar tarafından kullanılan yayın uçları normal durumda, yani yay gerilmeden dışarıya doğru kıvrılarak durur. Bu da yayın gerildikten ve ok bırakıldıktan sonra bir miktar artı enerjinin oka transfer edilmesini sağlar. Yayın güçlendirilmesi için de yan kısımlarına öküz boynuzlarından kesilerek hazırlanan levhalar ilave edilir.

 At sırtından ok atan süvariler

Macarlar IX. yüzyılda bu bölgeye geldiklerinde savaş taktikleriyle Avrupa orduları arasında panik yaratmışlardı. Avrupa’nın zırhlı ve bu nedenle de çok yavaş hareket edebilen askerlerinin karşısında manevra kabiliyeti çok yüksek olan, hızla yer değiştirebilen, oklarını çok uzağa fırlatabilen ve bunu atları hareket halindeyken becerebilen yetenekli süvariler karşılarına vardı. Sık sık oyunlara başvuruyor, görünüşte panik içinde kaçmaya başlıyor, sonra kendilerini takip edenleri kuşatarak oklarıyla imha ediyorlardı

Tanrım, Macarların oklarından bizi koru” duası 924 yılında İtalya’nın Modena şehrinde kayıtlara geçmiştir.

Uzmanlar Macarların Orta Avrupa’da kalıcı olabilmelerinde, kendilerine burada bir yurt edinip yerleşebilmelerinde bu silahın önemli bir yere sahip olduğunu düşünürler.  Bu nedenle de bu özel yay hungarikumlar arasına alınmıştır.

Macar krallığı ilan edilip, devlet kurulduğunda, 1000 yılında tahta oturan ilk Macar kralı Aziz İstvan göçebeliği sona erdirip, Batı tipi bir devlet ve toplumsal modeli zorunlu kılar. Macarlar da hızla eski savaş geleneklerini unuturlar. İşte 250 yıl sonra, 1242-43 yılında Macaristan’ı istila eden Moğol Hanı Batu Han ordularıyla Karpat ovasına geldiğinde, Macarların eskiden en büyük silahları olan yayı kullanarak Macar ordusunun yarısını imha eder.

Geleneksel Macar yayı yeniden canlanıyor

Macar Okçuluk Federasyonunun verilerine göre Macaristan’da şu an itibarıyla yaklaşık yüz bin kadar yay bulunmaktadır. Ve bu yaylar 30-40 yay ustası tarafından hazırlanmaktadır. Bazı ustalar hala yaylarını eski usul ve eski maddelerle hazırlamakta olsalar da bazıları ise artık yayların hazırlanmasında cam elyaf lifleri kullanmaktadırlar.

Tanınmış en büyük yay ustası Lajos Kassai’dir (Layoş Kaşşai diye okunur). Kassai eski ustaların gittiği yoldan giderek, bundan yirmi yıl kadar önce geleneksel Macar yayı hazırlamaya başlamıştır. Aslında amacı, eski savaş usullerini, at sırtında manevra ve ok atmak ustalığını folklorik bir biçimde canlandırmaktı.

Bu ekipte çalışanların amaçları öğrencilerine at sırtında sağa sola, ileriye geriye eğilerek ok atma sanatını öğretmekti. Bir tür spor olan okçulukta at ve okçu kopmaz bir takım oluşturur. Gerekirse 180 derecelik bir açıyla bile tam hedefe ok atabilir.

Geleneksel okçular, sadece ok ve diğer silahlarıyla değil,  kılık kıyafetleriyle de o dönemin geleneklerine uyarlar. Geleneksel okçuluğun gelişmesiyle Macaristan’da folklor hayatında da yeni bir pencere açıldı. Arkeolojik çalışmalarda bulunan kalıntılar da daha farklı bir anlam kazandı. Bu kazılarda bulunan kalıntılar okçuluk sanatının etkin üretiminde de rol oynadı.

Kassai Okçuluk Ekolü bugün 16 ülkede faaliyet göstermektedir. Macaristan’ın Kaposmerö Vadisindeki tesislerde ise eğitim alanları ve kampları bulunmaktadır. Geleneksel at sırtından yapılan okçulukta dünya şampiyonu Lajos Kassai 5 Guiness rekoruna da sahiptir. Lajos Kassai’nin okçuluk yöntemi de 2013 yılından beri Hungarikumlar arasındadır.

Türkinfo

Macaristan Ankara Büyükelçiliğinin desteğiyle hazırlanmıştır.