Bugün Romanya topraklarında bulunan ve Budapeşte’den 360 km uzaklıktaki Enyedi Deresi vadisindeki Torocko (Torotsko diye okunur) mimarisiyle ve gelenekleriyle bu bölgenin en ünlü merkezlerinden biridir. Erdel’deki Sekel halkının en batıdaki köyüdür Torocko. Ve Karpatlardaki en eski köy evi de buradadır. 1668 yılında inşa edilen ev özel mimarisi ve güzelliği nedeniyle ün salmıştır.
Sekeller kimlerdir?
Sekel olarak anılan bu kavim Macarca konuşan ve ulusal kimliği de Macar olan bir kavimdir. Ortaçağ’ın efsanelerine göre Sekeller aslında Hun kavminin bir devamıdır. Ancak muhtelif rivayetler de vardır. Bunlardan bazıları Sekellerin aslında Macarlara katılan farklı bir halk olduğunu ileri sürerler. Yine Sekellerin bu topraklara Macar kavimden önce geldiğini söyleyenler de vardır.
Tarihte Sekeller Macar topraklarını doğu istikametinde koruyan askeri yetenekleri üstün bir kavim olarak bilinir. Hep Erdel topraklarında yaşamışlardır ve Erdel bölgesinin bir kısmı da onların yurdu olarak anılır.
Doğu kavimlerinin çoğu gibi Sekeller de boylar halinde yaşamışlardır. Ve her yedi boyun başında bir yönetici bulunur. Yönetici, hem kavmi yöneten, hem seferde ona askeri liderlik eden ve hem de tartışmalı konuları çözen kişidir.
Sekeller kendi topraklarındaki özerk haklarını 19 yüzyılın ikinci yarısına kadar korumayı başarmışlardır. Bu bölge Karpat Havzasının halk kültürü bakımından en orijinal bölgesidir. Kıyafetleri bile farklıdır. Ve Sekel bölgesinde de yöreden yöreye farklılıklar gösterir.
Sekel insanları ağaç oyma işlerinden ve ahşap işlemecilikten de çok iyi anlarlar. Sekel kapısı adı verilen süslü kapılar ve Kopjafa adı verilen oymalı direk biçiminde “ahşap anıtlar” hazırlarlar.
Bir zamanlar Macar Krallığına bağlı olan bu topraklar I. Dünya savaşının ardından Romanya’ya bağlanmıştır. Sekeller yaklaşık bir milyon nüfuslarıyla Erdel’de yaşayan tüm Macarların % 40’ını oluştururlar.
Bir kültür hazinesi: Torocko
Torocko Erdel’de Sekel topraklarının en batısında küçük bir şehirdir. Szekelykö adı verilen üçlü tepenin hemen yanı başındadır. Rivayete göre burada güneş “iki kez doğar”. Çünkü sabah bir kez doğan güneş sonra dağın arkasında kaybolur ve sonra zirvenin tepesinde bir kez daha kendini gösterir.
Bu tepelik bölge çevrenin kontrol edilebilmesi için de mükemmel bir gözlem yeridir. Bu nedenle de tarihin her döneminde askeri burç olarak kullanılmıştır. Bin yıl önce bölgeye ilk olarak gelen Macar kavimleri, bu tür stratejik noktalarda hep boylardan birini bırakarak ilerlemiştir. İşte bu bölgede yaşayan Slavlarla birlikte, bu tarihten itibaren Macarlar böylece bölgeye yerleşirler.
12. yüzyılda ise, bölgede madenleri işleyecek insan azlığı nedeniyle Macar kralı Geza Almanya’dan bu bölgeye Alman madencileri yerleştirir. Bu nedenle bu şehir bir madenci şehri olarak ve etnik bakımdan da karışık ve zengin bir yapı çizerek gelişir.
Büyük ödül bu şehre verildi
Şehrin hayatında bir önemli tarih de 1870 yılındaki büyük yangındır. Bu büyük yangında onlarca ev yanıp kül olunca Torocko’lular da o tarihten sonra ahşap yerine taş kullanarak ev inşa etmeye başlarlar.
Şehir ahalisi, birbirine saygı duyan insanlardan oluşmuştur. Kimse komşusundan daha büyük veya daha yüksek ev inşa etmek istemediğinden, zamanla şehir hep birbirine benzer ve uyumlu binalardan oluşan bir şehre dönüşmüştür.
Büyük yangın şehir merkezindeki evleri yakıp kül ederken, şehrin kıyısındaki ahşap evler yanmaktan kurtulurlar. İşte 18. yüzyıldan kalan yaklaşık on ev şehrin en büyük kültürel zenginliğini oluşturur. Bu evler pencere yüksekliğine kadar sıvalı kerpiç kaplamalı ve onun üzerindeki kısımları ise ahşap evlerdir.
Yangından sonra yeniden inşa edilen evlerin ön cephesinde en alt katta demirden yapılmış bir mahzen kapısı vardır. Yanında da iki mahzen penceresi bulunur. Bu katın bir üzeri oturma ve yaşama alanıdır. Bunun üzerinde de mahsulün depolanacağı çatı katı bulunur ve mahsulün ön cepheden çekilip yerleştirilmesi için de çatı katındaki deponun geniş bir penceresi bulunur. Bu evler geleneksel olarak beyaza boyanmış ve çıkma ve pervazlarla süslenmiş evlerdir. Daha sonraki dönemlerde inşa edilen evler de bu evlere benzer mimari tarzda yapılmıştır.
Torocko 1999’da Avrupa Birliği’nin en büyük mimari ödülü olan Europa Nostra Ödülüne layık görülmüştür.
Türkinfo
Macaristan Ankara Büyükelçiliğinin desteğiyle hazırlanmıştır.
Bir Azeri Türkü olarak kavimdaşlarimi irkdaşlarimi görmek beni hep sevindir.
Ne mutlu turksoyluyum diyene.