Balaton sadece Macaristan’ın değil, Orta Avrupa’nın da en büyük gölüdür. Çoğu kez “Macar Denizi” olarak da anılır. Balaton gölü 78 km uzunluğundadır. Genişliği ise 1,4 km ve 14 km arasında değişir. Kıyılarının toplam uzunluğu 235 metreyi bulur. Derinliği de 3 metreden 3,6 metreye kadar değişmektedir. Gölün ortalarında suyun kalitesi bir içme suyu olacak kadar tazedir.
Yazları göl bölgenin en büyük sayfiye merkezi olarak canlanır. Ancak göl ve çevresi bir sayfiye yeri olmanın çok daha ötesinde de işlev görmektedir. Bölge doğa ve kültür merkezi olarak da çok caziptir.
Balaton en eki tarih kayıtlarında da vardır. Roma döneminde “Lacus Pelso” olarak anılır. Bölgede Roma döneminden kalan kale kalıntıları da mevcuttur. Bunlardan biri 44 kuleli bir kale kalıntısıdır. Bu kale ve burçlar için inşaat malzemeleri de su yoluyla yerlerine nakledilmişlerdir. Yani göl o dönemde de nakliyat işinde de kullanılmıştır.
XVI. yüzyılda Dalmaçyalı tarihçi Ludovicus Rubero tarafından göl ilk kez Balaton adıyla anılır. Bu ad Slavcadan gelmektedir. ‘Blato’ çamur demektir. Ünlü Osmanlı seyyahı Evliya Çelebi de gölü övgüyle anlatmaktadır: “Bu gölün o kadar temiz bir suyu var ki, koca bir kuzu yesen bile sonra biraz bu gölün suyundan içersen yine hemen karnın acıkır. Yani bu su sindirime gayet iyi gelir. Bu gölün suyunu içen insanlar ve havyanlar sağlıklı ve gürbüz oluyorlar. Allahın hikmeti işte, temmuz ayında gölün suyu buz gibi, kışın ise donmuyor. Gölde 40-50 de gemi yüzüyor, bunlarla insanları malları bir kaleden diğerine taşıyorlar.”
XIX. yüzyılda Macaristan çevre ülkelerinin gerisinde kaldı. En azından alt yapı ve ulaşım açısından bu böyleydi. Bu dönemde Kont Széchenyi Balaton nehrinde buharlı gemilerle hayatı canlandırmayı tasarladı. Sonuçta gölde buharlı gemilerle de taşımacılığa başlandı, ama benlendiği kadar büyün bir hareketlilik yaratmadı.
XX. yüzyılın başlarında göl etrafında sayfiye yerleri ve villalar inşa edilmeye başlandı. Yüzyılın ikinci yarısında, sosyalizm döneminde ise göl çevresinde halk için tatil evleri ve köyleri inşa edildi.
1970’lerden itibaren Balaton gölü çevre ülkelerden gelen turistler için cazibe merkezi oldu. Gölle ilgili ilginçliklerden biri de, o dönemde Doğu ve Batı Almanya olarak ikiye bölünen Almanya için Balaton’un bir tür buluşma yeri olmasıydı. Ülke ikiye ayrıldığı için ayrı düşen Doğu ve Batı Almanya’da yaşayan Alman akrabalar yazları burada buluşuyorlardı.
Balaton’un çevresi üzüm bağlarıyla ünlüdür. Gölün suyu güneş ışınlarını geri yansıttığı için kıyılardaki üzüm bağları özel olarak da çok güneş ışığı sayesinde daha iyi ürün vermektedirler. Çevredeki eski yanardağ kalıntıları nedeniyle lavlardan oluşan toprak da çok verimli özelliklere sahiptir.
Balaton çevresinin en ilginç özelliklerinden biri Tihany yarım adasıdır. Burası ülkenin 10 doğal parkından biridir. Hem volkanik kalıntıları ve hem de lavanta tarlaları bu parka eşi bulunmaz bir görsellik sağlamaktadır. Yarım adanın en ucunda bulunan Tihany Manastırı ülkenin en eski manastırlarından biridir ve 1050 yılında inşa edilmiştir.
Kesthely’deki Festetich şatosu bir Şato Müzesi olarak ziyaretçilere hizmet vermektedir. Burası aynı zamanda bir fayton ve diğer ortaçağ ulaşım araçları müzesidir. Yine burada bulunan Balaton Müzesi de bölgenin tarihinin öğrenilmesi için mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir müzedir.
Balaton bölgesi kaplıcalarıyla da ünlüdür. Bunların arasında en tanınmışları: Hévíz, Zalakaros ve Kehidakustány’dır. Bu kaplıcalar kışın da sularına girilebilen ilginç küçük göller de oluştururlar.
Balaton ise kış aylarında donar ve uçsuz bucaksız buz tabakası bölgeye çok özel bir görüntü kazandırır. Kışın buz kütlelerinin kırılması, gaipten gelen sesler gibi köylerde yankılanır, insanlara ürküntü verir.
Balaton aynı zamanda bir spor merkezidir. Yaz aylarında yelken ve yüzme şampiyonaları, yaz ve kış aylarında ise bisiklet türleri düzenlenir. Bisikletlerle gölün çevresinde bir uçtan bir uca varan turlar yapılır.
Bölge şarapları ve gölden tutulan taze balıklar göl etrafındaki restoranların mönülerinin temel tadımlıklarını oluşturur.
Türkinfo
Macaristan Ankara Büyükelçiliğinin desteğiyle hazırlanmıştır.