Hungarikumlar: Herend porselenleri – Kralların sofrasını donatan sanat eserleri

Bir soruyla başlayalım: İngiltere kraliçesinin, Avusturya Macaristan İmparatorunun, Japonya İmparatorunun ve de Rothschild ailesinin ortak yanı nedir? Evet doğru tahmin ettiniz. Bu şahsiyetlerin her biri Herend porselen yemek takımlarına sahiptiler.

Macaristan’ın küçük bir kenti olan Herend’de 180 yıldır süren imalat sonucu piyasaya sürülen bu ürünler “Herend altını” olarak da bilinir. Herend ürünleri sadece Macaristan’a bir ihracat kalemi olarak gelir sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda bir marka, bir kültür ürünü olarak ayrı bir saygınlık de kazandırıyor.

Porselen fabrikasının tarihi

Herend, Macaristan’ın ve Orta Avrupa’nın en büyük gölü olan Balaton yakınlarında bir kasabadır. Porselen fabrikası bu kasabada ilk olarak1836 yılında Vince Stigl tarafından, bir atölye olarak kuruldu. Üç yıl sonra ise Fisher Mór bu atölyeye büyük bir sermaye yatırarak modernleştirdi, büyüttü.  Amaç o yıllarda porselen yemek takımlarına olan ilgiyi müşteriler bazında tatmin etmekti. Ancak fabrika ilk başlarda dünyanın ünlü markalarını taklit ederek işe başladı.

Zaman içinde sadece yemek takımları değil, porselen vazolar ve diğer süs eşyaları da üretmeye başlayan fabrika bir süre sonra kendi tarzını da yaratmaya başladı. 1842’de düzenlenen ilk Macar Sanayi Fuarında kendi dalında bronz madalya kazandı. 1846’daki ikinci fuarda ise Herend artık altın madalyaya layık görülmüştü.

1851 yılında Londra’da düzenlenen Dünya Fuarında İngiltere kraliyet sarayı Herend porselenlerinden kelebekli çiçekli süslerle kaplı bir yemek takımı sipariş etti. Bu desen Herend tarihinde o günden itibaren kraliçenin adıyla anılmaktadır.

İkinci dünya sanayi fuarı 1885 yılında Paris’te idi. Fabrikanın sahibi Fisher Mór’a başarısından ötürü Fransa Liyakat nişanı takdim edildi.

Herend porselenleri o kadar büyük bir ün sahibi olmuştu ki, Fisher Mór’a 1867’de Avusturya Macaristan imparatoru tarafından aristokrat payesi verildi. Bu tarihte isim değiştirip Farkasházi adını da alan fabrika sahibi, artık sarayın bir numaralı porselencisi haline gelmişti.  Bir yıl sonra Vinaya’da düzenlenen Fuarın en büyük yıldızı Herend Porselenleri idi.

1874’de Farkasházi Fisher Mór artık emekli olma zamanının geldiğini ilan edip, fabrikayı çocuklarına devretti. Ancak iş dünyasından pek haberi olmayan çocukları Herend fabrikasını kısa süre içinde iflasa sürüklediler. Markanın kurtarılması amacıyla on yıl sonra devlet tarafından Herendi Porcelángyár Rt adı altında bir şirket oluşturuldu. Ve Macar devletinin 1000. kuruluş yıldönümü nedeniyle düzenlenen etkinliklerin parçası olarak şirket Fisher Mór’un torununa devredildi.

Torun Jenő Fisher eğitim almış bir seramik sanatçısıydı.  Markanın yaşatılabilmesinin yolunun ekonomik kriz ortamında daha sıradan kullanım eşyaları üretmekten geçtiğini kavramıştı. Bu nedenle bu tür ürünler geliştirmeyi şirket önüne bir gelişme stratejisi olarak seçti. Onun tarafından ve ünlü Macar heykeltıraşlarının da katılımıyla modelleri hazırlanan 150 kuş ve 200 hayvan biblosu üretilmeye başlandı ve bu seramik biblolar fabrikanın gelişmesinin önünü açtı.

Fabrika sosyalizm döneminde 1948’de devletleştirildi. Ardından da aynı alanda üretim yapan başka bazı işletmelerle kaynaştırıldı. 1980’de bu yapılanmadan ayrılmayı başaran Herend 1993’de özelleştirme süreci kapsamında anonim şirkete dönüştürüldü. Özelleştirmede şirket mülkiyet açısından ilginç bir formül kurmayı da başardı. Şirketin % 25’i özelleştirmede bir şahıs tarafından alınırken, geri kalan kısmı çalışanların mülkiyetine geçti.

Herend porselenleri nasıl hazırlanıyor?

Herend porselenlerinin her bir parçası bugün de tek tek el imalatı. Sadece teknolojisi değil, kullanılan temel maddeler de çok özel. Ürünlerle ilgili olarak önce alçı kalıplar yapılıyor. Sonra asıl ürün bunun üzerine presleniyor. Ya da karmaşık bir biçime sahipse bu durumda alçının negatifi hazırlanıyor ve daha sonra porselen yapımında bu kullanılıyor.

Çiğ porselen 3 kez fırınlanıyor. İlkinde fırın 950  dereceye kadar ısıtılıyor. Sonra üzerine atılan sır tabakası için bu kez de ürün 1400 derecede fırınlanıyor. Boyama aşaması bunun ardından geliyor. Boyalar özel oksitlenmiş metal boyalar belli ölçülerde yağların da karıştırılmasıyla hazırlanıyor. Altın yaldızlarda fabrika gerçek altın kullanıyor. Boyama işlemlerinin hassaslığı nedeniyle sincap kuyruğundan yapılan çok özel fırçalar devreye sokuluyor. Ve boyama safhasının sona ermesinin ardından ürün 3. kez ve bu defa da 800 dereceye kadar ısıtılmış fırına atılıyor.

Fabrika tarihinde bugüne kadar 16 000 beyaz, 4 000 renkli desenle hazırlanmış 64 milyon ürün imal edilmiş. Her yıl 300-400 civarında yeni ürün piyasaya çıkıyor. Böylece fabrika yeniliklere de kapısını açmış oluyor.

Müzesi de var

Herend Porselen Müzesi 1964 yılında kuruldu.  1999’de ise çağın gereklerine daha iyi yanıt verebilmesi amacıyla yenilendi. Porselenyum adı verilen bu ziyaretçi merkezi ve Porselen Müzesi şirket tarihin en nadide eserlerini ziyaretçilerin dikkatine sunuyor.

Burada ziyaretçiler fabrikanın minyatür bir kopyası gibi çalışan bir imalathanede ürünlerin nasıl hazırlandığı konusunda da bilgi sahibi olabiliyorlar.

Herend sergisi yıllardır dünyanın değişik ülkelerinde ürünlerini sergiliyor ve porselen hayranlarının ziyaretlerini bekliyor.

Türkinfo

Macaristan Ankara Büyükelçiliğinin desteğiyle hazırlanmıştır.