Yazar: Mehmetcan T. • 1 Haziran 2015 • Macaristan
Adı Macarcadan Winekitchen olarak tercüme edilen bu lokanta, yaklaşık 5 sene önce açılmış. Şef Akos Sarkozi yönetimindeki mutfağıyla Michelin yıldızı almayı hak etmiş.
Ortam klasik bir Fransız bistrosunu andırıyor, biraz gürültülü casual smart bir tarz..
Kavında yaklaşık 200 çeşit Macar şarabı bulunuyor ve bunların birçoğu kadeh olarak ta servis ediliyor. Servis garsonları şaraplar konusunda oldukça bilgili. Mutfakta tamamen yerli ürünler kullanılmakta.
Başlangıçlar ile içmek için tanınmış bir üretici olan Szepsy bağlarının Furmint Tokay şarabını seçtik. Furmint, altın rengine sahip asiditesi yüksek füme, armut ve limon kokularını hissettiren uzun yıllanmaya müsait bir şarap. Başlangıçlardan çıtır ördek ciğeri ve karnabahar püre yatağında adını yarasa operetinden alan bir tur şnitzel olan fledermouse tercih ettik. Başlangıçların görüntüleri kadar lezzetleri de kusursuzdu.
Ana yemeklere eşlikçi olarak yine önemli bir üretici olan Mandolas bağlarının ödüllü Cabarnet Franc şarabını seçtik. Şarap gerçekten çok güzel bir bukeye, yoğun renk ve aromaya sahip, oldukça gövdeli ve ağızda bitişi kuvvetli.
Ana yemek olarak Sülün Izgara, Kayısı Soslu Ördek Ciğerli Tavşan ve Polenta Yatağı Üzerinde Ördek Göğüs yedik. Hepsi mükemmeldi ama Sülün Izgara lezzet olarak bir tık öne çıktı.
Tatlı olarak ise portakallı bitter soslu kabak, fesleğen & lime limonlu cottage peyniri aldık.
Yemeğimizi bir tur Macar Grappa’sı olarak nitelendirebileceğimiz Palinka ile tamamladık. Palinka, Grappa ile benzer metot ile yapılsa da üzüm posasından yapılan Grappa’nın aksine armut, vişne,,kayısı gibi değişik meyvelerden yapılmakta.
Üst seviye şaraplar ile birlikte bu mükemmel yemeğe, üç kişi bahşiş dahil yaklaşık 180 Euro ödedik.
Ülkemizde maalesef henüz bu seviyede yemek yiyebileceğimiz lokanta bulunmuyor ancak bu paraların çok üzerinde hesaplar ödenen birçok mekan mevcut. Neden ülkemize Michelin yıldızı verilmiyor? sorusunun cevabı bu olabilir belki de… #KanGurular Mehmetcan T.