Miklós Radnóti, insanların mutlu ve adaletli bir dünyaya kavuşacağı umudunu yitirmeyen, boyun eğmeyen şiirsel bir direnişin simgesi oldu Çağdaş Macar şiirinin en önemli temsilcilerinden Miklós Radnóti, 35 yıl gibi kısacık yaşamına onlarca kitap sığdırdı. Yapıtlarıyla dirençli insanlığın onurlu bir sözcüsü oldu. İkinci Dünya Savaşı’nda faşizmin toplama kamplarına sürdüğü Radnóti’nin şiiri, barbarlığa tanıklığın bu acı ve zorlanışın şiiriydi.
Miklós Radnóti, 1909 yılında Budapeşte’de dünyaya gelir. Doğum sırasında annesi ile ikiz kardeşi ölür. 12 yaşında bu kez babasını yitiren şairin eğitimini varlıklı amcası üstlenir. 21 yaşında ilk şiir kitabı yayımlanır. Bir yıl sonra yayımlanan “Yeni Türden Çoban Türküsü” adlı ikinci kitabı “dine hakaret” suçlamasıyla toplatılır, hakkında dava açılır. Şiir yazmayı sürdürür, art arda kitapları yayımlanır. 1937 yılında Nyugat (Batı) dergisinin sürekli yazarlarından biri olur. 20. yüzyılın en çalkantılı döneminde, iki dünya savaşı arasında yaşamın sancılarını yapıtlarında yetkin bir biçimde dile getiren Radnóti’nin kitapları ödüllendirilir, ancak kimliğinden dolayı baskı görmekten kurtulamaz.
Üzülmüyorum bile,
alıştım bu korkunç dünyaya
öyle ki acısını kimi zaman
duymuyorum artık
tiksiniyorum yalnızca.
Duyarlılığıyla gelecekteki acılı günlerin habercisi olan ozan için Kemal Özer şunları söyler: “Miklós Radnóti’nin şiirlerini okuduğumda sanatın bütün olumsuzluklara, zorluklara, acılara karşılık, taşıdığı dönüştürücü gücü görüyorum. Sıradan bir olaya, bir ayrıntıya kazandırdığı derinliği, insanı çölleştirici koşullara şiirin güzelleştirici etkisiyle getirdiği direnişi görüyorum. Ve Miklós Radnóti’nin trajik sonunun gözlediğimde, çağdaş ozanın tanıklıkta ulaştığı bir dorukla yüz yüze geliyorum. Ayaklar altına alınmak istenen insanlık onurunu, yerle bir edilmek istenen direniş ahlakını, paltosunun cebinde bulunan şiirlerle nasıl savunduğunu görüyorum.”
Radnóti, 1944 yılında Almanların Macaristan’a girmelerinden sonra zorunlu hizmete çağrılır. Alman Todt örgütünün Yugoslavya’da, Bor yakınlarında kurulu Heidenau kampına sürülür, yol yapımında çalıştırılır. Eylül ayında geri çekilmeye başlayan Naziler, tutsakları Batıya doğru yürümeye zorlarlar. 9 Kasım’da bu yürüyüş sırasında bitkin düşen 21 arkadaşıyla birlikte Radnóti de Anda köyü yakınlarında öldürülür.
Toplu gömüt açıldığında Radnóti’nin paltosunun cebinden son aylarda yazdığı şiirlerinin elyazmasını içeren Bor Defteri bulunur. Bulunan şiirler “Köpüklenen Gök” adı altında yayımlanır.
Radnóti insanların mutlu ve adaletli bir dünyaya kavuşacağı umudunu yitirmeyen, boyun eğmeyen şiirsel bir direnişin simgesi oldu. İşte öldürülmeden dokuz gün önce yazdığı bir şiiri:
Yanına yuvarlandım, gövdesi öte yana devrildi
ve kasılıp kaldı, bir yay gibi, boşandı boşanacak.
Enseye bir kurşun. – Böyle olacak senin sonun da –
diye mırıldandım, – kal böyle kımıldamadan.
Sabrın vereceği çiçek şimdi ölüm. –
Bu daha kımıldıyor – dedikleri duyuldu.
Çamura bulanmış kan kulağımda kurudu
(Türkçesi: Kemal Özer – Edit Taşnadi)
2013-08-28