George Soros, Avrupa her yıl 1 milyon sığınmacı kabul ederken, Türkiye gibi toplamda 4 milyon sığınmacının olduğu sınır ülkelerine Avrupa maddi yükü paylaşan bir yaklaşım göstermesini, her yıl bu sınır ülkelere en azından 8-10 milyar euro vermesini öneriyor.
Açık Toplum Vakıflar ağının kurucusu, yatırımcı George Soros hafta sonu İstanbul’daydı. Türkiye’ye geliş nedeni, vakfın Türkiye kurucusu İshak Alaton’un 88. doğum gününü kutlamak olduğunu anlattı. 85 yaşındaki Soros, gazetecilerle bir araya geldiği toplantıda dünya ekonomisine dair sorular gibi başka hiçbir soruya yanıt vermezken, asıl geliş nedeninin Suriyeli sığınmacılar konusundaki önerilerini Türkiye’de üst düzeyde siyasetçilere anlatmak olduğu anlaşılıyor. İshak Alaton, Soros’un çabalarını “kendisi de göçmen olduğu için, bu konuyu derinden hissediyor” diyerek açıklıyordu. Soros’un ‘yangın çıkan sinemada çıkışın görülememesi’ örneğini vermesi anlamlı.
Soros’un önerilerinin kendi anayurdu olan Macaristan’ın Başbakanı Viktor Orban tarafından sert biçimde suçlanarak ters yüz edilmesi de, bu konudaki azmini artırmış olmalı.
Suriyeli sığınmacıların yaşadığı insani dram; Avrupa sahnesine çıkışı nedeniyle küresel görüş alanına girdi. Girdi; çünkü Suriyeli sığınmacılar Avrupa kapılarını zorlamaya başladı. Sığınmacı akını özellikle muhafazakarlar nezdinde tepki yarattı. Küresel kriz nedeniyle gelir artışı kimi ülkelerde neredeyse duran, işsizliği patlayan Avrupa’da zaten yükselen ırkçı eğilimler, 2015’de Suriyeli sığınmacılarla karşılaştı.
Suriye ile sınırı olan Türkiye, Ürdün, Lübnan, Irak gibi ülkelerde bulunan Suriyeli sığınmacı sayısının 4 milyon kişi olduğu tahmin ediliyor. Avrupa’da Almanya gibi ülkeler insani dram kapıya gelince, şimdi gelenlere ‘açık kapı’ politikası izlerken, zaman içinde daha da artabilecek olan 4 milyon sığınmacının bu sınır ülkelerde kalmasını da arzu ediyor. Özellikle Türkiye ile yapılan görüşmelerin özünde de bu var.
İşte Açık Toplum Vakfı kurucusu ve yatırımcı George Soros da arada bir çözüm öneriyor; Avrupa her yıl 1 milyon sığınmacı kabul ederken, Türkiye gibi toplamda 4 milyon sığınmacının olduğu sınır ülkelerine Avrupa maddi yükü paylaşan bir yaklaşım göstersin, her yıl bu sınır ülkelere en azından 8-10 milyar euro versin.
Soros, bunu Eylül sonunda yazdığı bir makale ile paylaşmıştı. Şimdi daha güçlü biçimde seslendiriyor. Akdeniz ve Ege’de sınır aşan geçişlerdeki ölümleri engellemenin yolu da, özellikle Türkiye, AB ve Birleşmiş Milletler işbirliği yapılması.
Soros bu teklifi yaptıktan sonra, ana yurdu olan Macaristan’da otoriter başbakan Viktor Orban’ın tepkisini çekti. Orban da, sığınmacı sorununa insani açıdan çok, milliyetçi ve muhafazakar bir çıkışla, hatta daha fazlası anti-İslam söylemle yaklaşıyor. Bu yıl Almanya’ya gelen Suriyelilerden 103 bini resmi mülteci başvurusu yaparken, bunu Avrupa’da ikinci sırada Macaristan 46 bin kişi ile izlediği dikkat çekiyor. Orban’ın Soros’un “Avrupa bir milyon sığınmacı alsın” tarafına şiddetle karşı çıktığı görülüyor. Orban’ın Soros’a yaklaşımı ülkemizdeki komplocu kafalardan çok da farklı değildi; Orban, Soros’un bu önerileriyle ortaya çıkmasını “Avrupa’da geleneksel yaşam biçimini ve ulus devletleri zayıflatan her şeyi desteklemekle” ve de “sığınmacıları destekleyen aktivistlerin, tersine uluslararası insan kaçakçılığı şebekelerinin parçası olmakla” suçluyor.
Almanya İçişleri Bakanlığı verilerine göre; sadece ekim ayında Almanya’ya başvuran sığınmacı sayısı 181 bin iken, bunun 88 bini Suriyeli. Bu yıl 10 ayda Almanya’ya gelen 758 bin sığınmacı kayda girerken, bunun 243 bini Suriyeli olduğu görülüyor.
Soros’a, bir taraftan insani bir dram yaşanırken, diğer taraftan AB’nin sığınmacıları Türkiye’de tutma pazarlığı yaptığını ve Açık Toplum Vakfı’nın da sahiplendiği insan hakları, hukukun üstünlüğü, ifade özgürlüğü gibi değerler konusunda eleştiriler taşıyan İlerleme Raporu’nu yayınlamayı ertelediğini, bunu nasıl yorumladığını sordum. Soros, sığınmacı sorununa getirdiği önerilerin sınırından bir santim bile aşmamaya ve kimseyi kızdırmamaya kararlıydı; vize serbestisi ve açılması olası 5 müzakere başlığından özellikle 23 ve 24’üncü başlıkların bunları kapsadığını ve Türkiye’nin yararına olacağını anlattı.
Oysa kendi önerisinin önünde en büyük engel, şeffaflık ve hesap verme sorununun, Soros’un önerisinin çalışma olasılığını baştan zora sokuyor.
Orijinal haber: >>>