BU hafta Budapeşte’de Türk Tarih Kurumu, Macaristan Bilimler Akademisi’yle birlikte Kanuni’nin Zigetvar Seferi ve ölümünün 450. yılını anmak üzere bir sempozyum tertipledi. Programın içinde, Kanuni’nin Zigetvar’daki türbesini ziyaret de vardı.
72 yaşındaki padişah kırk altıncı saltanat yılında son bir sefere çıkmıştı. Avusturyalıların ve Alman İmparatorluğu’nun ileri üssünü oluşturan Zigetvar’ın zaptı niyetindeydi. Ama çok da hastaydı.
Hasta padişah kalenin alındığını görmedi. Ölümü Sokullu Mehmed Paşa tarafından ustalıkla gizlendi. Hatta vakanüvisin kaydına göre dedikodu yayılmasın diye oradakiler katledildi.
Bozgunun önlenmesine aşırı dikkat ediliyordu. Kale düştükten sonra, askerin resmi geçidi sırasında Muhteşem Süleyman’ın naaşı tahtında oturur ve geçidi izler vaziyette tutuldu.
KANUNİ’NİN MEZARI ARANIYOR
VEFAT ettiği otağında derhal bir mumyalanma ameliyesi başladı. Tıp sanatının gereği, naaşından ka’t edilen iç organlar orada gömüldü.
Osmanlı tarihinde Murad Hüdavendigar Han’dan sonra harp sahasındaki ikinci türbe inşa edildi. Ne var ki 1686’daki Budin’in düşüşünden ve 1687’deki II. Mohaç yenilgisinden sonra Avusturyalılar bu türbeyi yok ettiler. Yerine yaptıkları kilisenin içinde veya etrafında Kanuni’nin organlarının gömüldüğü ikinci mezar aranıyor. Bulunması yakın. Macar tarihçiliği ve tarih okumayı seven Macar halkı Zigetvar’daki türbeye dikkatle eğilmiş vaziyette. Arkeologlar, Macar meslektaşlar mezarlığın yerini iki noktada arıyorlar. İlki, ovanın üzerinde kilisenin bulunduğu tümsek, ikincisi, civardaki üzüm bağlarının bulunduğu, kuşatmaya ve savaş alanına hâkim ama güvenli nokta.
İlerleyen çalışmalar büyük ihtimalle kesin sonucu getirecek. Bizi ilgilendiren savaşanları çocuklarının ortak tarihin anıtını yeniden inşa etme konusundaki işbirliği. Bunu takdir etmek lazım.