Gezgin, dil bilimcisi ve “Tibeteloji” bilim dalının yaratıcısı olan Sándor Kőrösi Csoma (Çoma diye okunur) 1784’de bugün artık Romanya topraklarında kalan Haromszék bölgesinde Kőrös köyünde doğdu. Babası sınır muhafız birliğinde çalışan yoksul bir soyluydu. Eğitime çok önem veren ailesi küçük Sándor Kőrösi Csoma’yı ilkokulu köyünde tamamlamasının ardından uzak bir şehre yatılı okula göndermişti. Çünkü gideceği okul ücretsizdi ve burada okuyan yetenekli çocuklara da öğretmen yardımcısı olarak veya daha küçük çocuklara eğitmen olarak çalışma imkânı veriliyordu.
Genç Sándor Kőrösi Csoma bu okulun da bulunduğu Nagyenyed kentinde tam on beş yıl geçirdi. Eğitimine devam etti. Latince ve eski Yunancanın yanı sıra Fransızca ve Almanca öğrendi. Ancak İlahiyat bilimi ve Felsefe de okudu. Yetenekli bir öğrenci olan Sándor Kőrösi Csoma daha alt sınıflarda da öğretmenlerinin gözüne girmiş ve yetenekleri sayesinde burs alabilmişti. Bu burs karşılığında da alt sınıflarda öğretmen yardımcısı olarak çalışması gerekiyordu.
1815 yılında Almanya’nın ünlü Göttingen üniversitesine gitti. Bu dönem Sándor Kőrösi Csoma için aslında gelecek açısından çok belirleyici oldu. Çünkü genç bilim adamı burada ünlü Doğu bilimcisi Johann Gottfried Eichhorn’ın öğrencisi olarak Macar kavminin geçmişini araştıran tezlerle tanıştı.
Sándor Kőrösi Csoma artık genç bir profesör olarak Arapça ve Türkçe de öğrenmişti. Amacı hem tarih ve hem de dilbilgisini geliştirmek için İstanbul’a gitmekti. Bükreş üzerinden Plovdiv’e gitti. Oradan da İstanbul’a geçecekti. Ancak Plovdiv’deki cüzam salgını nedeniyle yolculuk programını değiştirmek zorunda kaldı. Yunanistan limanları üzerinden Mısır’a gitti. Ama orada da salgın hastalık bu kez de Nil yolculuğu esnasında karşısına çıktı. Bunun üzerine geri döndü. Suriye üzerinden Bağdat’a ve ortadan da Tahran’a geçti. İngiltere elçiliğinin de desteğiyle Farsça öğrendi ve dil üzerine araştırmalar yaptı.
Genç bilim adamının en büyük hayali bir doğu seyahatiyle Macar kavminin Asya’daki akraba halklarını bulmaktı. Bu nedenle 1821’de tüm kimlik bilgilerini değiştirip sahte kimliklerle Doğuya doğru yolculuğa çıktı. İlk hedefi Buhara idi. Ancak Afganistan’da süren kabile savaşları nedeniyle rotasını değiştirdi. Güneye yöneldi. Kabil üzerinden Pakistan’ın Lahore şehrine gitti.
Csoma Macar kavminin akrabası olduğunu düşündüğü Uygurların topraklarına ulaşmak istiyordu. Bu nedenle önce Hindistan’ın Pencap eyaletine geçti ve oradan da Kashmir istikametinde yoluna devam etti. Ama Ladak Krallığı sınırında yine tehlikeler nedeniyle geri döndü.
Sándor Kőrösi Csoma amacına ulaşamamış, Uygurların ülkesine gidememişti. Ama Kashmir dağlarındaki bu yolculuk her bakımdan belirleyici olacaktı. Çünkü yolculuk esnasında tesadüfen bölgenin İngiliz valisi William Moorcroft ile tanışmıştı. Ve onun tavsiyesiyle de Tibet dili ve edebiyatı ile ilgilenmeye başladı. Çünkü Csoma eğer Tibetçe öğrenirse Tibet’deki çok sayıda tapınağın arşivlerinde Macar kavmiyle ilgili bazı kayıtlara ulaşabileceğini umuyordu.
1823 yılında Tibet’in Zanglai Tapınağına gitti. Orada Tibet Laması Szangsz-rgyasz Phun-chogs’dan Tibetçe öğrenmeye başladı. Csoma yaklaşık bir buçuk yıl tapınakta çok kötü şartlar altında çalıştı. Yaklaşık otuz bin kadar kelimeden oluşan Tibetçe “kelime derlemesi” hazırladı. Bu kayıt ilk Tibetçe sözlüğün de temelini oluşturacaktı.
1824 yılı ortalarında Tapınaktaki çalışmalarının birinci evresini tamamlayan Sándor Kőrösi Csoma İngilizlerin egemen olduğu Szabáthu şehrine geri döndü ve ikinci Tibet yolculuğu için hazırlıklar yapmaya başladı ve çalışmalarına devam edebilmek için destek aradı. Csoma Tibet dilini, dilbilgisini çözmek ve bir sözlük hazırlamak istiyordu.
1826’da Tibet’e geri döndü ve 1830’a kadar devam eden bu dönemde pek çok tapınakta kalarak çalışmalarına devam etti. Bu birkaç yıl içinde Tibetçe-İngilizce sözlük ve bir dilbilgisi kitabı hazırladı.
1830 yılında Kalküta’ya geri dönen bilim adamı artık Tibet konusunda uzmandı. Bengal Asya Derneği adına araştırmalarını sürdürdü ve aynı zamanda Asiatic Research dergisine Tibet ile ilgili yazılar yazmaya başladı. Araştırmaları bilinmeyen bir dünya hakkındaydı ve Avrupa’da çok ses getiriyordu.
1840’lı yılların başlarına kadar Kalküta’da kalan Sándor Kőrösi Csoma hem kütüphanede çalıştı ve hem de Hint dillerini öğrendi. O tarihte Csoma artık 20 dil konuşuyor ve bu dillerde okuyabiliyordu.
1842 yılı başlarında Sándor Kőrösi Csoma artık bir zamanlar yola çıkarken kurduğu büyük düşü gerçekleştirmek, Uyguların topraklarına ulaşıp Macar kavmiyle akraba kavimleri bulmak istiyordu. 1842 yılının Nisan ayında Doğuya doğru tekrar yola çıktı. Ancak Dardzsiling şehrinde sıtmaya yakalandı ve hayata veda etti. Doğuda Macarları aramak için yola çıkan, ancak başka hakları ve kültürleri keşfeden en büyük Macar bilim adamı olarak tarihe geçti.
O sadece Macar bilim dünyasının değil, dünya bilim ve kültür hayatının da önemli yıldızlarındandı. Tibetoloji bilimini kuran, Tibet dilbilgisini çözen, ilk Tibet sözlüğünü hazırlayan Sándor Kőrösi Csoma aynı zamanda Tibet tapınaklarındaki dini belgeler hakkında da en çok bilgiye sahip olan bilim adamıydı. Budizm hakkında günlerimizde araştırma yapan bilim adamları arasında bile, onun düzeyinde birikime sahip olan uzmanın bulunmadığı da bir gerçek.
Sándor Kőrösi Csoma bir Avrupalının ulaşabileceği en yüksek mertebeye ulaştı: Japonya’da “Bódhiszattván” (Budizmin Azizi) unvanına layık görüldü.
Dardzsiling’deki mezarı bugün de Doğu Araştırmacılarının en çok ziyaret ettikleri kutsal bir mekân gibi görünmektedir.
Türkinfo
Macaristan Ankara Büyükelçiliğinin desteğiyle hazırlanmıştır.