Afrika kaşifi László Ede Almásy’nin hayatı 1992 yılında Michael Ondaatje tarafından kitaplaştırıldı ve ardından da filme uyarlanan ve dokuz Oscar ödülü kazanan “İngiliz Hasta” filmiyle dünya çapında ün kazandı. Peki, ama kimdi László Ede Almásy?
Kont Almásy 1895 yılında Borostyánkö’de doğdu. Bu şehir bugün artık Bernstein adıyla Avusturya sınırları içinde kalan bir yerleşim yeridir. Soylu bir aileden geliyordu. Babası Orta Asya üzerine araştırmalar yapan ünlü bir bilim adamıydı.
Genç yaşlarda László Ede Almásy coğrafya ve keşiflere değil, otomobil ve uçak dünyasına ilgi duyuyordu. İngiltere’de eğitim görmüş ve pilot sertifikası da almıştı. I. dünya savaşında gönüllü olarak orduya katıldı ve pilot olarak pek çok madalya aldı.
Savaşın sona ermesinin ardından Avusturya-Macaristan imparatorluğunun dağılmasıyla Macaristan tahtına Macar hanedan temsilcisinin geçmesi için çalıştı. Macar kralı IV. Karoly’nin tahtı ele geçirmek için iki kez gerçekleştirmeye çalıştığı darbe girişiminde yer aldı.
1920’li yıllarda bir Avusturya markası olan Steyr otomobil şirketinin temsilcilisi oldu. Aracın sağlam ve güvenilir olduğunu kanıtlamak için Mısır’da Nil nehri boyunca Sudan’a kadar olan güzergâh üzerinde araç kullandı. Bu gezi hayatında belirleyici oldu. Çöllerin cazibesinden bir daha kurtulamadı.
Hayatının daha sonraki dönemlerinde Afrika’nın keşfine katıldı. 1929’da arabasıyla Darb el Arbain olarak bilinen geleneksel kervan yolunu baştan sona kat etti. Libya çöllerini keşfetti. Bilinmeyen toprakların haritalarının çıkarılmasında ilk uçak kullananlardan biriydi. 1931’de uçağı Suriye topraklarında düştü, ama kazadan sağ kurtuldu.
Daha sonraki yıllarda İngiliz bilim adamlarıyla birlikte Nil nehrinin batı yakasında kalan Zarzula vahasını arama çalışmalarına katıldı. Hem otomobil ve hem de uçaklarla süren bu faaliyetlerde iki gizli vadi buldular. Ancak bu arada bu projeyi finanse eden destekçileri hayatını kaybetmişti ve Almásy tarafından uçakla keşfedilen vadiler daha önce birlikte çalıştığı, ama artık yollarının ayrıldığı arkadaşı tarafından haritaya aktarıldı.
Bunun ardından Almásy yoluna tek devam etti ve yerlilerin de yardımıyla üçüncü vadiyi keşfetti. Bu keşfin yanı sıra, bu yolculuğun en büyük kazanımı Mısır çöllerindeki bir mağarada bulduğu ilk insanlara ait tarih öncesinden kalan duvar resimleriydi. Bilim dünyasının dikkatlerini hemen üzerine çeken bu mağara daha sonra “İngiliz Hasta” filminin de önemli sahnelerinden birini oluşturacaktı.
Almásy 1935’de Mısır’ın güney bölgesinde kendilerini “Macar Araplar” olarak tanımlayan kabileye de ulaştı. Bu kabile kendisini Macar sayıyor ve atalarının Osmanlılar döneminde Macar ovalarından oralara getirildiğini düşünüyordu.
O yıllarda Mısır’da henüz coğrafya bilimi tarafından kayıt altına alınmayan ve haritası çıkarılmayan pek çok bölgeye seyahat eden Almásy Alman etnolog Leo Frobenius ile birlikte değişik projelere imza attı. Yöre halkı tarafından Abu Ramla (Çöllerin Efendisi) adı verilen Almásy Mısır’da planör yarışmaları düzenledi ve Mısır üzerine pek çok kitap yazdı.
İkinci Dünya Savaşının patlaması Almásy’nin hayatını da kökten değiştirdi. Bölgede güç sahibi İngilizler ve İtalyanlar tarafından güvenilmeyen ve karşı tarafın ajanı olduğu düşünülen Almásy bölgeyi terk etti. Ancak Almásy bu bölgeden kopmak istemiyordu. Çok iyi tanıdığı bildiği alanlardaki uzmanlığı nedeniyle Alman Hava Kuvvetleri Wehrmacht tarafından göreve çağrıldı. General Rommel’in hava birliklerine katılan Almásy yüzbaşı rütbesiyle pek çok gizli operasyonda görev aldı.
Bu operasyonlardan biri de bir film gibi maceralı olan iki Alman ajanın İngiliz cephesinin ardına taşınma işiydi. Libya’dan Mısır’a kadar olan ve 5600 kilometrelik bir rota üzerinde Almásy Alman istihbaratçıları görev bölgesine taşıdı.
Aslına bakılırsa Almásy çöllerde Pers hükümdarı Kambüses’in bir zamanlar Mısır çöllerinde kaybolan ordusunun izlerini arıyordu. Almásy pek çok kez, çöllerdeki yolculuğa olan tutkusunu anlatırken bu hususu vurgulardı: “Ben Kambüses’in izini bulmak istiyorum, benzin paramı da General Rommel veriyor”. Daha sonra yazdığı kitabında da Rommel birlikleri ile olan yolculuklarından ve operasyonlardan da bahsetmişti. İşte bu kitabındaki bilgiler daha sonra itiraf niteliğinde değerlendirildiği için “Savaş Mahkemelerinde” yargılandı. Ancak beraat etti.
1947’de çok sevdiği Mısır’a geri döndü. Hayatını pilot eğitimleri vererek sürdürdü. 1949’da iki arkadaşıyla birlikte Paris’ten Kahire’ye kadar bir uçakla bir planör çekerek rekor kırdı.
Hayatının son döneminin en büyük rüyası Mısır’da bir Çöl Araştırma Enstitüsü kurabilmekti. Ancak 1951 yılında, daha önceki bir hastalığının nüksetmesiyle Salzbur’da hayatını kaybetti. Mezar taşında Arapça “Çöllerin Efendisi’ ve Almanca olarak da “Pilot, Sahra Araştırıcısı, Zarzula Vahasının Kaşifi” yazmaktadır.
Almásy’nin maceralı yaşamı Michael Ondaatje tarafından 1992’de romanlaştırıldı. Daha sonra da bu roman temel alınarak hazırlanan film 1996’da sinema tarihinin en başarılı filmlerinden biri olarak dokuz Oscar kazandı.
İngiliz Hasta filmi her ne kadar Almásy’nin çöl ve keşif tutkusu ve savaş içindeki faaliyetleri üzerine inşa edilmiş olsa da, aslında tarihe sadık değildi. Filmin yapımcıları eğer hayatın gerçeklerine sadık kalmış olsalardı filmin en çarpıcı ilişkilerinden olan Kont Almásy ve İngiliz sevgilisi arasındaki romantik ilişki de devre dışı kalırdı, çünkü Almásy gerçek hayatta homoseksüeldi.
Afrika’nın bilinmeyen son bölgelerini ve Sahra çölünün meçhul yörelerini ortaya çıkaran son seyyahlardan olan Almásy kuşkusuz hakkında yazılan romanın ve filmin ardından dünyaca ünlü oldu. Maceralı hayatı üzerine 2012 yılında Avusturya’nın Kismarton şehrinde bir sergi de açıldı.
Türkinfo
Macaristan Ankara Büyükelçiliğinin desteğiyle hazırlanmıştır.