Türkolog olamamak

Üniversitelerin gitgide kâr yapması gereken kurumlar olarak yönetilmesi veya o doğrultuda teşvik edilmesi, finans krizi ve son hükümetlerin yüksek öğretim ile ilgili aldığı kararlar diğer filolojileri gibi Türk filolojisini de ciddi bir biçimde sarsmıştır.

Bu yazıya olumsuz bir cümle ile başlamam lazım: “Ben Türkolog değilim.” Gerçi Londra’daki Doğu ve Afrika Araştırmaları Okulu (School of Oriental and African Studies) adlı kuruluşta Türk Dili ve Edebiyatı okudum. Uzmanlık alanım ise, modern Türkçe edebiyat. Oxford Üniversitesi’nin Şarkiyat fakültesinde derslerimin çoğunu bu konuda veriyorum. Yine de kendimi Türkolog olarak tanımlayamam.

Türk Dil Kurumu’nun Güncel Türkçe Sözlüğü’ne bakacak olursak, Türkoloji’nin “Türklük bilimi” olarak tanımlandığını görürüz. “Türklük” ise aynı sözlükte, (1) Türk olma durumu, (2) Türklere özgü nitelik ve de (3) Türklerin meydana getirdiği topluluk olarak tanımlanıyor. Konumuzla doğrudan alakalı olan birinci ve üçüncü tanımlardan söz etmeden, ikinci tanım konusunda, yani Türklere özgü nitelikler konusunda, etnolojik sayılabilecek bir kaygımı dile getireyim: Türklere özgü niteliklerin ne olduğunu bilmiyorum. Hiçbir zaman bilemedim.

Devamı