Vaşington merkezli Freedom House tarafından yayınlanan Internet’te Özgürlük 2019: Sosyal Medya Krizi başlıklı yıllık rapor, dijital platformların artık nasıl yaygın bir şekilde, hükümetler tarafından hak ihlalleri ve kamuoyunu yönlendirmede kullanışlı araçlar haline geldiğini gözler önüne serdi.
Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 65 ülkede internet özgürlüğünü değerlendiren rapor, bu yıl, alışageldiğimiz sansür ve hak ihlalleri örneklerinin ötesinde değerlendirmeler içeriyor.
“Bir zamanlar ufuk açıcı, özgürleştirici diye düşündüğümüz teknoloji, şimdi gözetimin, istihbaratın ve seçim sonuçlarını yönlendirecek kasıtlı yanıltmaların aracı oldu”deniyor.
Sosyal medya kullanıcılarının giderek daha yakından takibine ek olarak yalan haberlerin yayılması için de ideal platform haline gelen internet, ‘eğer önlem alınmazsa baskı ve zulmün Truva Atı haline gelecek’ uyarısı yapılıyor.
Demokrasiye yönelik bu yeni tehdit, sadece baskıcı rejimler için geçerli değil. Hukuk devleti olarak düşündüğümüz ülkeler de dahil, araştırmaya konu olan 65 ülkeden 40’ında sosyal medyanın gözetim altında tutulduğu belirtiliyor.
Yalan, yanıltıcı haber yayma faaliyeti ise iktidarlarla sınırlı değil. Popülist siyasetçiler, hükümet yanlısı medya ve iş dünyasından bazı isimler de internette yalan haber üretme ve yayma konusunda faal çalışıyorlar.
Freedom House’un başkanı Mike Abramowitz’ın deyişiyle, “Pek çok hükümet, sosyal medyada propogandanın sansürden daha etkili olduğunun farkında”.
Freedom House’un 2019 yılı raporu, sosyal medya platformlarını da sert şekilde eleştiriyor. İfade özgürlüğüne yeterince sahip çıkmadıkları, hükümetlerin manipülasyonuna alet oldukları ve kullanıcılarının mahremiyetini korumadıkları için kınıyor.
Türkiye gibi ülkelerde, internet ve sosyal medya pek çok kişi için serbestçe iletişim kurmanın ve sansürsüz haber almanın neredeyse tek yolu haline geldi.
Geleneksel medyanın yüzde 90’nın iktidar yanlısı kuruluşların eline geçtiği, bağımsız gazeteciliğe alan bırakılmadığı bir ortamda, internet, profesyonel medya çalışanlarının bile tek seçeneği durumunda.
Yaygın kullanımına karşın, sosyal medyada dijital okur yazarlık diğer pek çok ülkede olduğu gibi Türkiye’de de son derece düşük. Haberi yaymadan önce kaynağının doğruluğunu teyid etme konusunda, medya profesyonelleri bile çoğu zaman dikkatsiz davranıyor.
Sosyal medya faaliyetlerinin izlendiğini ve olası yasal sonuçlarını bildiği halde Türkiye’de milyonlarca kişi sosyal medyayı kullanmaya devam ediyor.
Freedom House’un raporunda Türkiye bu yıl da, internet özgürlüğünü en fazla kısıtlayan ülkeler arasında, ‘serbest olmayan ülke’ kategorisinde yer aldı.
Türkiye vatandaşlarının sosyal medya faaliyetleri yüzünden soruşturmaya uğradıkları, gözaltına alındıkları, sanal saldırılara hedef oldukları belirtilen raporda, iktidarın da paralı troller aracılığıyla internet platformlarındaki tartışmaları yönlendirmeye çalıştığı belirtildi.
Reuters Gazetecilik Çalışma Enstitüsü’nün 2018 yılında yayınladığı bir rapora atıfla, Türkiye’nin yalan haberin en yaygın olduğu ülkelerin başında geldiği de kaydedildi.
Freedom House’un raporu yayına hazırlandıktan sonra da, endişe verici yeni gelişmeler ortaya çıktı.
Türkiye’nin Suriye’de gerçekleştirdiği askeri harekatla ilgili haber ve yorumlara konan kısıtlama ve yasaklar, ya da ekonomiyle ilgili olumsuz haber, veri ya da yorumların suç oluşturmasını öngören yasal değişiklik planları, en son örnekler.
Anlaşılan, gelecek yıl da özgür olmayan ülkeler arasında yeralmaya doğru uygun adım ilerlemeye devam edililiyor.