Büyükelçi Ender Arat yüzyıllar boyunca, tüm medeniyetlerden Türk topraklarına sığınan ünlü lider ve isimleri anlattığı kitabıyla sığınmacılar konusuna bambaşka bir yaklaşım getiriyor
Türkiye’ye sığınan Suriyeli mülteciler bugünün konusu gibi görülse de ‘‘sığınılma’’ kavramı Türk insanı için çok da yeni bir şey değil. Esat Arat, ‘Türkler Güvendiler’ isimli kitabıyla da XII Şarl, Çaykovski, Stalin, Şeyh Şamil, Prens Adampol gibi farklı medeniyetlerden onlarca insanın yüzyıllardır Türk’e güvenip sığındığını, bundan da çok şey kazandığımızı gözler önüne seriyor.
‘‘Türkiye’ye Sığınanlar’’ projesi nasıl ortaya çıktı?
Yaklaşık 45 yıllık bir Dışişleri mensubuyum. Bakanlıkta çalıştığım dönemde uluslararası hoşgörü, ötekiler ile ilişkiler, dini özgürlükler konusunda yıllarca çeşitli etkinlikler yaptık. Bu etkinliklerde ön plana çıkardığımız şeyler genellikle havra, kilise, cami birlikteliği, farklı dinlerden görevlilerin kardeşliği, sonra Yahudiler’i nasıl kucakladığımız vs… Bizim kardeşlik, adalet anlayışımız çok daha geniş.
Türkler üstün bir ırk
Tarihimizde buna pek çok örnek var aslında….
Kesinlikle, Budapeşte’de büyükelçilik yaptığım dönemde Macarlar için çok önemli 3 kahramanın 100 yıl arayla Türk topraklarına sığındığını öğrendim. Bu isimler Macarlar için çok önemli, yani George Washington Amerika için neyse bu insanlar da Macaristan için o demek. Ben de bu konuyu araştırmaya başladım. Tarih boyunca bize sığınanlar kimlerdi? Neden
sığındılar? Onlarca ülkeden ve medeniyetten komutanlar, liderler, krallar, sanatçılar var bu topraklara canını emanet etmiş…
O zaman bugün kısmen eleştirilen sığınmacı politikası bizim doğamızda var aslında…
Bakın bunu bir örnekle anlatayım. 1800’lerde Osmanlı’ya sığınan Macar kahramanı Kossuth Lajos giderken bir teşekkür mektubu yazıyor. Mektubunda ‘Türkler vicdani ve insan haklarına olan saygısıyla üstün bir ırktır ve Avrupa’nın bu yönüyle Türklere çok ihtiyacı vardır’ diyor. Bu adam bunu söylediğinde sene 1856… Bu yüzden şu iyi bilinmelidir ki Türkler’in hep düşene yardım eden, vicdanlı ve insani bir tarafı olmuştur. Bu bizim genetiğimizde, doğamızda var. Ben ‘saflık’ diye görünen bu yanımızın çok kıymetli ve her şeye değer olduğunu düşünüyorum.
bugun.com.tr