„Tahtımı veririm, sığınanları vermem“

Osmanlı devleti Avrupa’da yayımladığı bir rapor ile, merhamet ve insanlıktan doğan duygularla, mültecileri savunma konusunda fedakârlık yaptığını ifade etti. Raporun yayımlanması, Avrupa kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. İngiltere ve Fransa’da Osmanlı lehinde gösteriler yapıldı. Hatta Londra’da Osmanlı elçisi Mozorus Paşaya sokakta rastlayan İngiliz gençleri, atları sökerek elçiliğe kadar arabasını kendileri çektiler.

Ömer Aymalı/ Tarih Dosyası/ Dünya Bülteni

Osmanlı Devleti kuruluşundan yıkılışına kadar birçok mültecinin sığındığı ilk kapı olmuştu. Mültecilerin içinde ahaliden insanlar olduğu gibi subaylar, devlet adamları ve krallar da vardı. Timur’un önünden kaçan Celayirli Ahmed ve Karakyunlu Kara Yusuf’un Osmanlı Devletine sığınması ve Yıldırım Beyazıd’ın savaşı göze alarak bunları koruması ilk örneklerdendir. 1700’lü yıllarda Macar Kralı Thököly Imre’nin Avusturya’ya karşı yaptığı bağımsızlık mücadelesini kaybetmesinin ardından eşiyle birlikte Osmanlı devletine sığınması ve 6 yıl boyunca tüm ihtiyaçlarının devlet tarafından karşılanarak misafir edilmesi bir diğer örnektir.

Devamı

1 COMMENT

  1. Türk Milleti al-i cenaptır. Kendisine sığınanı hiçbir koşulda başkasına vermez. Ama çekip gitmek isteyeni zapt etmez. Bugün Türkiye’deki Suriyeli mülteciler Avrupa’ya ve ABD’ye gitmek isterlerken Türk devletinin “siz gitmeyin, biz size bakarız” deyip onları alıkoyması anlaşılır birşey değildir. Macarlar Türk Milli unsuru oldukları için ayrıca bir değere sahiptirler. Osmanlı ile Macarlar yakın olmuşlardır. Anadolu Türküne siz bir adım gelin, o size koşarak gelir. Ama samimiyet, dostluk ve iyi düşünceler ile..

Comments are closed.