“Savaş kurbanlarının yaşam konvoyları”

multecilerDün “ 4 Eylül 2015, Sıcak Cuma” ilerde savaş kurbanlarının Avrupa’nın tereddütler içinde ne yapacağına karar veremeyen siyasilerini dize getirdiği gün olarak anılacak.

Suriye’den savaşı, iç savaşı, İŞİD dehşetini, Türkiye’deki aşağılanmayı, battı batacak eğreti sallarla geçilen denizleri, Balkanlardaki can pazarlarını yaşayarak Macaristan’a varan deneyimli Suriyelilerin öncülüğünde mülteciler bir tarih dersi verdi!

“Madem tren otobüs araç vermiyorsunuz, o halde yürüyerek gideriz sınıra!” dediler ve Budapeşte’nin Keleti garından yola çıktılar.

Bir gün önce vagonlara doldurulan;

Bir gün sonra çoluk çocuk, sayıları binleri bularak yollara düşen kafile Avrupa’nın yaşlı hafızasında bilindik resimleri hatırlatmıştı!

Bir zamanlar Yahudiler de böyle taşınmıştı bu topraklardan ölüm kamplarına!

Bu sefer gidenleri yollarının sonunda ölüm kampları beklemiyordu kuşkusuz, ancak onlar ölümden kaçarak gelmişlerdi ve yaşam savaşı veriyorlardı!

Yani yağmur altında sırtlarında muşambalarla yürüyen bu insanlara gölgesini vuran yine ölümdü!
Avrupa hükümetler ise sessizdi!

Birbirlerini suçluyor, topu elden ele dolaştırıyorlardı.

Macar hükümeti topraklarında biriken, ve hiçbir Avrupa ülkesinin el uzatmak istemediği on binlerce mültecinin sorumluluğunu üstlenmek istemiyor;

Avusturya ve Almanya kaçak oynuyordu.

Ülkeler sınırlarını, askerlerle, tel örgülerle, kurt köpekleriyle, göz yaşartıcı bombalarla tahkim ederken;

Ve Avrupa vatandaşları sıcak yataklarında uyurken;

Savaş mültecileri son kozlarını oynadılar!

“Ya yürüyerek de olsa sınıra dayanırız, ya da bu yolda ölürüz” dediler ve tüm oyunu bozdular.

Dün gece yarısı sınırlar açıldı, Avusturya ve Almanya Macaristan’dan gelen mültecileri kabul edeceğini duyurdu.

Dört bine yakın mülteci otobüslerle sınıra taşındı.

Ve bu gelişme şimdiye kadar mülteci kamplarında hükümetin kararını bekleyen binlerce kişiyi daha harekete geçirdi.

Bu sabah kamplardan insanlar polis barikatlarını aşarak özgürlüklerine kavuştular ve onlar da yollara düştüler.

Bugün Macaristan’ın dört bir yanında “savaş kurbanlarının yaşam konvoyları” yağmurun altında sınıra yürüyor.

Hayatları için, çocukları için mücadele eden mülteciler bu kez öyle görünüyor ki kazandılar.

Ama kazanan sadece onlar değil.

Onları görmezden gelen hükümetlere rağmen, mültecilere yardım elini uzatmakta bir an için tereddüt etmeye siviller de kazandı.

Ama en çok kazanan “Avrupa Vicdanı” oldu.

Orta Doğu savaşının acısı ve yıkımı, kendi topraklarında on yıllardır rehaveti yaşayan Avrupa insanının vicdanını da hareket geçirdi.

İnsanın insana yardım etmesinin en birinci görev ve en büyük ibadet olduğunu kavrattı kamuoyuna Savaş Mültecileri.

Sanırım, yaşam ölüme, barış da savaşa dün üstün geldi.

Tarık Demirkan
Budapeşte