Léon Orosdi’nin İstanbul’da çıkardığı Orosdi-Bak mağazaları, Avrupa’ya yayılarak bir dönem rüzgar gibi esse de Birinci Dünya Savaşı, markanın kaçınılmaz sonunu getirdi. Léon Orosdi 1922 yılında öldüğünde arkasında muhteşem bir yaşamın servetini ve hayalleri süsleyecek kadar güzel bir tablo koleksiyonu bırakmıştı.
Hasan Mert Kaya – KAYIP İZLER ATLASI
İstanbul’un yitip giden bir markasıdır Orosdi-Bak. İstanbul’u gezen ve araştıran biri olarak, kente ilişkin bilinmeyen ya da az bilinen bir belge bulunca seviniyorum. 1855’te İstanbul’a yerleşen Macar Yahudisi Adolf Orosdi’nin oğlu Léon Orosdi’nin İstanbul’da çıkardığı bir marka olan Orosdi-Bak mağazaları da unutulup, tarihin tozlu sayfalarına karışan, İstanbul’a ait bir değerdi. Yıllar sonra yerleştiği Paris’te elde ettiği servetiyle sanata yönelmiş ve dönemin önde gelen çağdaş sanatçılarının eserlerinden oluşan muhteşem bir koleksiyonun sahibi olmuştu.
Macaristan’dan İstanbul’a
Osmanlı Devleti’nin başkenti İstanbul her döneminde farklı coğrafyalardan insanları kendine çeken bir cazibe merkezi olageldi. Orosdi ailesinin İstanbul’a gelişinin altında Rusya’nın Macaristan’a saldırması yatıyordu. Macar İhtilali’nin yaşandığı dönemde ülkenin cumhurbaşkanı olan Lojos Kossuth’un yakınında ve ona bağlı olarak görev yapmakta olan Adolf Orosdi tanınan ve sevilen bir askerdi. Ancak onun bu tanınırlığı ve popülerliği aynı zamanda onu bir hedefe de dönüştürüyordu. Rusya’nın güçlü saldırısı karşısında tutunamayan Lojos Kossuth ve beraberindeki ihtilalciler çareyi Osmanlı Devleti’ne sığınmakta buldular. Cumhurbaşkanı Kossuth gözlerden uzak olmak istedi ve Kütahya’ya yerleşip yaşadı. Hikayemizin kahramanı olan Léon Orosdi’nin babası Adolf Orosdi ise 1855 yılında İstanbul’a yerleşip, yaşamaya başladı. Elindeki sermaye ile de Galata civarında Ömer Efendi Giyim Mağazası’nı kurup işletmeye başladı. Ömer Efendi adını rastgele seçmişti ve amacı İstanbul’un yerli halkının yabancılık çekmeden kolayca alışveriş yapmasını sağlamaktı.