Pera’da Orta Avrupa Filmleri

Pera Müzesi film programları kapsamında 2017 yılını, Macaristan, Polonya, Çekya ve Slovakya sinemalarına odaklanan Türkiye-Visegrad Kültür Festivali’yle sonlandırıyor. Festivalin bu yılki teması olan Beden ve Ruh, insanın iç dünyasını beden, zihin ve ruh bağlamında inceliyor. İzleyicilere ücretsiz olarak sunulan program, sinema tarihinin geniş bir dönemine ışık tutarken, hem usta hem de genç yönetmenlerin yapımlarını bir araya getiriyor.

Pera Film’in 9-29 Aralık tarihleri arasında sinemaseverlerle buluşturduğu Beden ve Ruh programı, bedenlerin zihin ve ruhla olan ilişkisini inceliyor. İnsan doğasının karmaşık yapısını anlamaya davet eden program, varoluşun en fiziksel ve soyut hallerini sürükleyici hikayeler aracılığıyla ele alıyor. Film programı, kapsadığı geniş tarih aralığında hem ustalara hem de genç yönetmenlere selam niteliği taşıyor. Programda Jan Švankmajer, Vera Chytilová, Wojciech Marczewski, Martin Šulík, Ildikó Enyedi, György Pálfi, Virág Zomborácz ve Anna Zamecka imzasını taşıyan önemli yapımlar izleyicilerle buluşuyor.

Program kapsamında gösterilen Papatyalar (Daisies, 1966), 1960’lardaki Çek Yeni Dalgası’nın en ünlü filmlerinden biri. Yönetmenliğini Vera Chytilová’nın yaptığı film, içinde yaşadıkları yozlaşmış dünyayı yansıtmaya karar veren iki genç kadının hikâyesini anlatıyor. Taşralı bir film eleştirmeninin isyankâr bir grup oyuncuyla mücadelesini anlatan ‘Özgür’ Sinemadan Kaçış (Escape from the ‘Liberty’ Cinema, 1990), yapıldığı on yıldaki en özgün Polonya filmlerinden biri olarak öne çıkıyor. Wojciech Marczewski’nin yönettiği film, hem baskıcı dönemin sonu hakkında şiirsel bir hiciv hem de insanlığa dair evrensel bir masal niteliği taşıyor.

Kısa bir süreliğine büyükbabasının köydeki eski evine taşınmaya karar veren Jakup’un bulduğu günlükle değişime uğrayan hayatını konu alan Bahçe (The Garden, 1995), Martin Šulík yönetmenliğinde perdeye yansıyor. Jan Švankmajer’in üçüncü uzun metrajlı filmi Zevk Komplocuları (Conspirators of Pleasure, 1996) canlı oyunculuk ve klasik canlandırma tekniklerini barındırıyor. Çekingen ve özgüveni olmayan genç Mózes’nin ölen babasının ruhunun nasıl huzur bulabileceğini anlamaya çalıştığı Hayattan Sonra (Afterlife, 2014), hayatında ilk kez dizginleri ele alan karakterin yaşadıklarını gözler önüne seriyor. Filmin yönetmen koltuğunda Virág Zomborácz oturuyor.

Yönetmenliğini György Pálfi’nin yaptığı Serbest Düşüş (Free Fall, 2014), apartmanın çatısından atlayarak intihar eden yaşlı bir kadının hikâyesinin, diğer dairelerdeki hikâyelerle benzerliklerini açığa çıkartıyor. Keçi (Goat, 2014) hamile kalan sevgilisine para bulmak için rinklere geri dönen eski bir Olimpik boksörün çıktığı zorlu turneyi, yönetmen Ivan Ostrochovsky’in gözünden aktarıyor. Tehlikeli bir ameliyata hazırlanan abisinin korkuya karşı mücadelesini ve içinde bulunduğu koşullarla yüzleşme sürecini kaydeden yönetmen Martin Kollár, Beş Ekim (Five October, 2016) adlı filminde aynı zamanda o günlerde kaleme aldığı günlüğünden de faydalanıyor.

Devamı >>>

Milliyet