Geçtiğimiz günlerde “Macaristan’da karışık ırk istemiyoruz ve buna izin vermeyeceğiz” sözlerinin ardından ırkçılık yapmakla suçlanan ve hem ülke içinde hem de ülke dışında sert bir şekilde eleştirilen Macaristan Başbakanı Viktor Orban bugün Viyana’da sözlerinin yanlış anlaşıldığını söyledi.
Avusturya Başbakanı Karl Nehammer ile bir görüşme yapmak için Viyana’ya giden Orban, gazetecilerin ırkçılıkla ilgili sorularıyla karşılaştı.
Önce Orban’ın sözleriyle ilgili görüşleri sorulan Avusturya Başbakanı “Biz ırkçılığın ve Yahudi düşmanlığının her türüne karşıyız” dedi.
Daha sonra söz alan Macaristan Başbakanı ise Avusturya Başbakanı ile bu konuda da tam bir görüş birliği içinde olduklarını, çok eleştirilen son konuşmasındaki cümlelerinin “yanlış anlaşıldığını” söyledi.
‘Sözlerim ırksal değil, kültürel karışım üzerine’
Macar Başbakan, “Evet kabul ediyorum, bazen yanlış anlamalara müsait cümleler kurduğum oluyor. Ancak sözlerim ırklar üzerine değil, uygarlığımızla ilgilidir. Biz Macaristan’ın ırkçılığa karşı mücadelede çok mesafe kaydettiğini düşünüyoruz. Bu böyle! Aksi tartışma kabul etmez. Sözlerim ırkçılık olarak değil, kültürel farklılıklara karşı olmak şeklinde algılanmalı” dedi.
Kendisini “göçmenlere karşı bir siyasetçi” olarak tanımlayan Orban devamla “Macaristan’ın bir göçmen ülkesi olmasına kesin karşı çıktığımı da açıkça söylüyorum. Ancak bizim göçmenlere karşı olmamızın nedeni ırksal değil, kültürel. Biz kendi uygarlığımızın şimdi nasılsa öyle kalmasını istiyoruz” ifadelerini kullandı.
“Macaristan’ın Avrupa’nın güney sınırlarını koruması, sadece ülkemizin değil, tüm Avrupa’nın ve de özel olarak Avusturya’nın da yararınadır” diyen Orban sözlerini “Eğer biz güney sınırlarını korumasak Avusturya’ya her gün yüz binlerce kaçak göçmen girer” diye tamamladı.
Orban neler söylemişti?
Macaristan Başbakanı hafta sonu Romanya’nın, Macarların yaşadığı Szekely bölgesinde düzenlenen geleneksel etkinlikte bir saati aşkın süren bir konuşma yapmıştı.
Dünya ve Macaristan analizlerini ve geleceğe dair stratejik yönelimleri içeren konuşmasında şunları da söylemişti: “Avrupa’nın içinde bulunduğu zor sürecin gerisinde Avrupa’yı ırksal karışıma zorlayan göç olgusu yatıyor. Avrupa ikiye ayrıldı. Bir tarafta –batıda- Avrupa halklarının ve Avrupa dışı halklarının yaşadığı ülkeler var. Bu ülkeler artık ulus bile değil. Bu ülkelerin büyük şehirlerinde yaşayanların % 50’i artık Avrupalı bile değil.”
Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde bu ırksal karşımın olmadığını ileri süren Orban, “Avrupalı halklarla karışıyoruz, ama Avrupa dışı halklarla karışmak niyetinde değiliz ve buna asla izin de vermeyeceğiz” demişti.
Tepkiler mi Orban’a geri adım attırdı?
Orban’ın “ırkçılık” içerdiği iddia edilen konuşması çok ciddi bir şekilde eleştirilmiş ve siyasi olarak içerdiği mesajların ortaya çıkarabileceği tehlikeler konusunda da Orban uyarılmıştı.
Konuşmanın ardından ABD Büyükelçiliği de, Orban’ın adını anmadan bir basın açıklaması yapmıştı.
Açıklama “20. yüzyılda bazı liderlerin ırkçılıkla ve yabancı düşmanlığını körüklemekle başlayan kampanyalarının milyonlarca kurbanın hayatına mal olan soykırımla nasıl sonuçlandığı ortada” deniyor ve Amerikan elçiliğinin “nefret içeren ve halkı bölmeye yönelen her türlü siyaseti mahkûm ettiği” vurgulanıyordu.
Macar Başbakanın konuşmasının ardından, Başbakanlık danışmanlarından sosyolog Zsuzsa Hegedüs de Orban’ı Gobbels’e benzetmiş ve onu Nazi söylemini içeren konuşmalar yapmakla itham ederek görevinden istifa etmişti.
Tarık Demirkan, BBC