Küreselleşme, birörnekleşme derken gidilen yeni bir yer o kadar da yeni gelmeyebiliyor. Ancak Tam alıştım denilen anda farklılıklar karşınıza çıkabiliyor. İşte gözüme çarpan, zamanla eklemeler yapcağım farklılıklar:
Vişneli kola mevcut. Tadı kırmızı ambalajlı -kolalıydı galiba- sulugözün tadına benziyor.
Marketlerde poşetler parayla satılıyor. Tercrübe oldu, artık kendi poşetimle gidiyorum markete.
İnsalar kasada poşetlemek yerine aldıklarını tekrar süper market arabalarına koyup çıkışın orda poşete koyuyorlar.
C vitamini tabletleri marketlerde satılıyor.
Burger King’de ketçap mayonez ücretli.
Çoğu restoranda -starbuck’taki gibi- wc’yi kullanmak için fişteki kodu girmeniz gerekiyor.
Burger King’de su koladan daha pahalı.
Ziller hep nümerik tablo şeklinde. Örneğin 37 numara için 37’yi tuşluyorsunuz.
Dönüşlerde yana ayrılan cep ya da yanyol yok. Direk dönülüyor.
Pembe kapaklı şişelerdeki sular bizim bildiklerimiz.
Çeşme suyu içiliyor. Bu nedenle bırakın damacanayı 5 litrelik şişe görmedim daha.
Ah taharet musluğu ah:)
Süper marketlerde sebze meyveleri kendimiz tartıp barkodluyoruz.
Alışveriş merkezlerinde bile çoğu lokantada kredi kartı geçmiyor.
Dönerin içine yoğurtlu sos konuyor.
Kredi kartı ile öderken hem şifre girmeniz hem şifre çıkan slibe imza atmanı gerebiliyor.
Yine şifre girerken önce yeşil tuşa basıp sonra tuşlayıp tekrar yeşil tuşa basmak gerekebiliyor.
Kozmetik ürünleri satan bir mağzanın süpermarket arabasında denenenleri görmek için ayna var.
Kolonyalı mendil çoğu yerde yok.
Sümkürme olayı: herkes heryerde sesli sesli sümkürüyor.
2012-02-17
http://guzelsarituna.blogspot