Macaristan’daki gelişmeleri yakından takip etmeye çalışanlarda bile şaşkınlık yaratan bir durum bu: Tisza Partisi mi? O da nereden çıktı? Kim onlar? sorularını duyuyor gibiyim.
Bu soruları soranlar haksız da sayılmazlar. İki ay kadar önce kurulan bu partinin henüz sadece 12 üyesi var ve lideri de, bu yılın başlarında Macaristan Cumhurbaşkanının istifasına kadar giden süreçte Adalet bakanı olan Judit Varga’nın eski eşi Peter Magyar.
Dünkü Avrupa Parlamentosu seçimlerinde Macar seçmenden % 30 oy alarak ana muhalefet partisi haline gelen Tisza Partisi süre az olduğu için belediye başkanlığı seçimlerinde başkan adayı göstermedi, ancak belediye meclislerine kendi aday listesi ile katıldı ve Budapeşte Büyükşehir Belediyesi seçimlerinde neredeyse iktidar partisi kadar oy alarak kilit parti haline geldi.
Herkesin merakla beklediği Budapeşte Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimleri ise nefes nefese geçti. Sonuçta seçimi Orban muhalifi Gergely Karacsony sadece 324 oy farkıyla kazandı! Oysa geçen seçimlerde muhalefetin ortak adayı olarak kazanan Karacsony’u devirebilmek, Budapeşte Büyükşehir Belediyesi’ni geri alabilmek için Fidesz çok büyük bir kampanya gerçekleştirmişti.
Karacsony kampanya sürecinde güçlü bir performans göstermişti. Üç iddialı adayın yarıştığı seçimlerde favori gösteriliyordu. Ancak Fidesz seçimlerden sadece iki gün önce sürpriz bir kararla kendi adayını geri çekip, Karacsony’a karşı liberal partinin adayı David Vitezy’yi desteklediğini açıklayınca Budapeşte Belediye Başkanlığı seçimlerinin tüm dengeleri değişti. Seçim tahminleri altüst oldu. Kamuoyu yoklamalarına göre Karacsony’nun kaybetme ihtimali de belirmişti.
Sonuçta sol ve yeşil siyasetlerin adayı Gergely Karacsony 2 milyon nüfusa sahip başkentte sadece 324 oy farkıyla tekrar belediye başkanı seçildi, ama belediye meclisindeki dengeler, mutlaka Macaristan siyasetinin yeni yıldızı Tisza Parti ile işbirliği yapmasını zorunlu kılıyor.
Tisza Parti siyasi olarak kendini merkez sağda tanımlayan, ama modern toplumu, hukuk devletini, yolsuzluklara karşı hoşgörüsüzlüğü, tarafsız yargıyı ve tarafsız medyayı savunan bir tepki partisi.
Orban hükümetinin 12 yıllık iktidarı döneminde ülkeyi alttan alta saran yolsuzluk ve adam kayırma, AB kaynak ve fonlarının israfı, sağlık ve eğitim sistemlerinin çökmesi süreçlerine tepki gösteren muhalif seçmeninin, Peter Magyar’ın açtığı bayrak altında iki ay gibi bir süre içinde saf tuttuğu tipik bir lider partisi.
Bir sağ parti olmasına rağmen, şimdiye kadar iyi muhalefet yapamayan diğer sol ve liberal partilerden bıkan seçmenin de oy verdiği parti. Hem Orban’a ve hem de sol muhalefete yönelik eleştirileriyle, uzun bir süredir beklenti içinde olan insanların güvenini kazanan bir oluşum. Bu nedenle de bu partinin 2026’daki sonraki genel seçimlerde Orban iktidarının en önemli ve en iddialı rakibi olacağı tahmin ediliyor.
Bu son seçimlerin diğer iki önemli gelişmesi de sol ve liberal Orban karşıtı muhalefetin büyük bir hezimete uğraması oldu. Demokratik Koalisyon Partisini (DK) , Sosyalist Parti’yi (MSP) ve Diyalog Hareketini bir araya getiren sol ittifak Avrupa Parlamentosu seçimlerinde sadece % 8 oy alabildi. Böylece bu ittifak Avrupa Parlamentosuna 2 temsilci gönderebiliyor. Oysa son AP seçimlerinde DK tek başına 4 temsilci göndermişti.
Ve bu arada Bizim Memleket Partisi adındaki radikal sağ da % 6,5 gibi ciddi bir oy oranına ulaştı ve Avrupa Parlamentosuna ilk kez parlamenter gönderme hakkını kazandı. Bizim Memleket Partisi, Avrupa Parlamentosunda aşırı sağcı Alman Afd partisiyle birlikte hareket edeceğini açıkladı.
İktidar cephesine gelince: Viktor Orban gece yaptığı konuşmada partisinin AP seçimlerinde % 44 oy aldığını ve bunun büyük başarı olduğunu iddia etti. Oysa siyaset analizcileri Fidesz’in şimdiye kadarki AP seçimlerinde hiç % 50’den az oy almadığını hatırlatıyorlar.
Fidesz Budapeşte’yi de geri alamadı. Belediye Meclisinde de çoğunluktan çok uzak.
Fidesz açısından tehlike çanlarının çalmasına neden olan gelişme elbette Tisza Parti’nin gösterdiği inanılmaz performans.
Kendisiyle aynı kulvarda koşan, milliyetçi sağ ve merkez sağ seçmenine de hitap eden Peter Magyar bir zamanların genç Viktor Orban’ı gibi, Macar insanının ruhuna seslenen yetenekli bir siyasetçi.
Önümüzdeki yıllar bu ikilinin kıyasıya mücadelesinde yeni rauntlara sahne olacak.
Tarık Demirkan