İnsanların, ülkelerin ikiyüzlü davranmadıkları bir zaman yaşanacak mı?
Bazı Batılı ülkeler medeniyeti ve demokrasiyi temsil ettiklerini iddia ediyorlar.
Oysa Maddi çıkarları, stratejik menfaatleri ve enerji ihtiyaçları için çoğu kez bu değerleri hiç mi hiç dikkate almıyorlar.
Bu süreç bazı ülkelerin işgal edilmesine, kaynaklarına el konulmasına, hatta sömürgeleştirilmesine neden olmaktadır.
Ülkeler dinsel ve etnik nedenlerle küçük parçalara bölünüyor.
Bu ülkelerde terör faaliyetleri boy veriyor.
Savaşın acısını yaşayan bu ülkelerden masum insanlar başka ülkelere göç etmeye başlıyor.
Batılı ülkelerin bir kısmı can güvenlikleri nedeniyle ülkelerini terk eden bu mültecilere sığınma izni vermek istemiyor.
Onlara “kendi ülkenizde kalın, sorunlarınızı orada çözün” deniyor.
Tuhaf olan, sorunların çözümünün de bu sorunları çıkaran ülkelerden beklenmesidir.
Sorunları çıkaran ülkelerin menfaatleri bu bölgelerde kargaşanın devam etmesindedir.
Bu nedenle de Libya, Irak ve Suriye’de sorunlar devam ediyor.
Birleşmiş Milletler ve NATO gibi uluslararası kuruluşlar yeteri kadar inisiyatif kullanamıyorlar, barışı tesis edemiyorlar.
Suriye’de Türkiye’nin girişimiyle güvenlikli bölge kurulabilir, göçmenler memleketlerine dönebilir. Avrupa’nın göçmen problemi de çözülebilir.
Bölgeye ve dünyaya barışın gelmesi Suriye’nin bütünlüğünün korunmasıyla ve göçmenlerin burada oluşturulacak güvenlik bölgelerine taşınmasıyla sağlanabilir.
Umarız Macaristan halkının, bir AB üyesi olarak referandumda alacağı karar bu gerçekler doğrultusunda insanı bir karar olacaktır.
Faruk Naci Ceylan
euroturk.hu